9926
yürüyen galatasaray. galatasaray'daki ilk dönemini - oyunculuktan bahsediyorum - kötü bitirmenin etkisiyle olsa gerek, ikinci şansını muazzam kullanıyor. (kariyerinin son dönemindeki dönüşünü saymıyorum, zaten bir liverpool maçı dışında ne yaptığını bile hatırlamıyorum o dönem.)
rüştünü bence çoktan ispatladı da tartışılma eşiğini çok yüksek seviyeye çekmesine, "okan hocanın bir bildiği vardır" noktasına ulaşmasına da az kaldı. onu da başaracak aslan hocam. (bu arada umarım hiçbir zaman tabulaşmaz. birinin yersiz eleştirilmesi ne kadar zararlıysa dokunulmaz olması da bir o kadar zararlı.)
son dönemlerde oyuna dokunuşları eskiye göre çok daha anlamlı ve faydalı görünüyor. yeri geliyor çat diye defans oyuncularının tamamının yerini değiştirip giden oyunu geri getiriyor, yeri geliyor hiç oynamamış genç bir oyuncuyu sahaya atıp turu garantileyen golü buluyor. kulübe eskiye göre epey boşalmış olsa da müdahale konusunda çok ciddi gelişim görünüyor, mutlu edici.
skorlar yanıltıcı olsa da takım her maç - istisnasız her maç - ofansif anlamda çok ciddi iş çıkarıyor. attığımız gollerin dışında her maç en az 2-3 karşı karşıyayken uzaya şut çekme, 2-3 kez direğe takılma, en az 1 verilmeyen penaltı ve ortalama her iki maçta bir de verilmeyen nizami golümüz var. golleri de sayınca her maç yaklaşık 10 gollük net pozisyon gibi bir sonuç çıkıyor ki bu inanılmaz bir durum. defansif başarımız zaten apayrı bir konu. apokerim sakatlandığından beri gol yemeye başlamamız yanıltıcı bir görünüm oluştursa da türkiye'nin en az gol yiyen takımıyız. ligde 24 maçta sadece 14 gol yemişiz. kalesine yaklaşanı bazukayla indirip kart görmeyen fener bile 18 yemiş. inanılmaz.
oyunculardan verim alma konusundaki pozitif tavrına, insan yönetimine, özellikle orta sahada bariz eksikliği bulunsa da bunu çok ciddi şekilde dengelemesine, yönetime eyvallah çekmeyip istediği mevki ve oyuncuları basın karşısında cesurca dile getirmesine de bayılıyorum.
bence şu an (kadrodaki eksik parçaların yol açtığı mecburi tercihler dışında) tek bir ciddi eksiği var eleştirilebilecek. o da gol bulunca yetinmemiz. skoru geç de bulsak erken de bulsak oyunumuz soğuyor, anlamsız bir durağanlık çöküyor takıma. halbuki 90 dakika değilse de 50-60 dakika rakibi boğacak fizik kapasitesine sahip bu takım. skor bulduktan sonra rölanti moduna girmesek aldığımız skorların en az 2'ye katlanacağını düşünüyorum. her maç olamaz ama 3-5 maçta bir fark atabilirdik şu ana kadar. üstelik bu sezon her bir gol inanılmaz önemli.
belki bunun da bir sebebi vardır, okan buruk belki bunu da çözecektir. bilmiyorum. zaman gösterecek. ama kendisinin bence son büyük eksiği olan bu noktayı düzeltmesi takıma da kendisinin güvenilirliğine de seviye atlatacak, ondan eminim. umarım diyelim.
rüştünü bence çoktan ispatladı da tartışılma eşiğini çok yüksek seviyeye çekmesine, "okan hocanın bir bildiği vardır" noktasına ulaşmasına da az kaldı. onu da başaracak aslan hocam. (bu arada umarım hiçbir zaman tabulaşmaz. birinin yersiz eleştirilmesi ne kadar zararlıysa dokunulmaz olması da bir o kadar zararlı.)
son dönemlerde oyuna dokunuşları eskiye göre çok daha anlamlı ve faydalı görünüyor. yeri geliyor çat diye defans oyuncularının tamamının yerini değiştirip giden oyunu geri getiriyor, yeri geliyor hiç oynamamış genç bir oyuncuyu sahaya atıp turu garantileyen golü buluyor. kulübe eskiye göre epey boşalmış olsa da müdahale konusunda çok ciddi gelişim görünüyor, mutlu edici.
skorlar yanıltıcı olsa da takım her maç - istisnasız her maç - ofansif anlamda çok ciddi iş çıkarıyor. attığımız gollerin dışında her maç en az 2-3 karşı karşıyayken uzaya şut çekme, 2-3 kez direğe takılma, en az 1 verilmeyen penaltı ve ortalama her iki maçta bir de verilmeyen nizami golümüz var. golleri de sayınca her maç yaklaşık 10 gollük net pozisyon gibi bir sonuç çıkıyor ki bu inanılmaz bir durum. defansif başarımız zaten apayrı bir konu. apokerim sakatlandığından beri gol yemeye başlamamız yanıltıcı bir görünüm oluştursa da türkiye'nin en az gol yiyen takımıyız. ligde 24 maçta sadece 14 gol yemişiz. kalesine yaklaşanı bazukayla indirip kart görmeyen fener bile 18 yemiş. inanılmaz.
oyunculardan verim alma konusundaki pozitif tavrına, insan yönetimine, özellikle orta sahada bariz eksikliği bulunsa da bunu çok ciddi şekilde dengelemesine, yönetime eyvallah çekmeyip istediği mevki ve oyuncuları basın karşısında cesurca dile getirmesine de bayılıyorum.
bence şu an (kadrodaki eksik parçaların yol açtığı mecburi tercihler dışında) tek bir ciddi eksiği var eleştirilebilecek. o da gol bulunca yetinmemiz. skoru geç de bulsak erken de bulsak oyunumuz soğuyor, anlamsız bir durağanlık çöküyor takıma. halbuki 90 dakika değilse de 50-60 dakika rakibi boğacak fizik kapasitesine sahip bu takım. skor bulduktan sonra rölanti moduna girmesek aldığımız skorların en az 2'ye katlanacağını düşünüyorum. her maç olamaz ama 3-5 maçta bir fark atabilirdik şu ana kadar. üstelik bu sezon her bir gol inanılmaz önemli.
belki bunun da bir sebebi vardır, okan buruk belki bunu da çözecektir. bilmiyorum. zaman gösterecek. ama kendisinin bence son büyük eksiği olan bu noktayı düzeltmesi takıma da kendisinin güvenilirliğine de seviye atlatacak, ondan eminim. umarım diyelim.