10026
bazı bölgelerde eli çok güçlü ama bazı bölgelerde de elinde kimse yok. "eli zayıf" bile diyemiyorum çünkü elinde zayıf diye nitelendirilebilecek kalitede bile kimse yok belirli mevkilerde. bu bakımdan takım 2009-2010 sezonu galatasaray'ına oldukça benziyor. o galatasaray'ı frank rijkaard ligde 64 puanla ve averaj farkıyla beşiktaş'ın hemen önünde üçüncü yapmıştı. ligin son maçı olan gençlerbirliği deplasmanında 2-1 yenilip, "bu takım geçen sezon 5. olmuştu. biz ise bu sezon 3. olduk. başarılıyız" şeklinde çok garip ve galatasaray'ın ne olduğundan bihaber bir demeç vermişti rijkaard. okan hoca'nın bugün sahip olduğu kadroya benzer yapısal dengesizlikteki kadroyla rijkaard 34 haftada 64 puan toplayabilirken, okan hoca bu puana sadece 24 maçın sonunda ulaştı. fenerbahçe'nin ensesindeyiz. her ne kadar şu an gol averajı esas alındığından lider fenerbahçe gibi gözükse de, kadıköy'den 0-0 ile döndüğümüzden sebep, ali sami yen'de fenerbahçe'ye karşı alınacak tek farklı bir galibiyet bile bizi olası puan eşitliğinde şampiyon yapacak. demem o ki hocanın kıymetini bilelim. kızalım, eleştirelim, eksik gördüğümüz noktalarını ifade edelim ama bunlar bizi sevgisizliğe veya saygısızlığa itmesin. galatasaray'ın kadrosunun yapısal problemleri var, mevkiler arası kalite ve sayı bakımından uçurumlar var. bu kadro ile 24 maçta 63 puan toplamak büyük iş. "bu kadroyu taktiksyen bir teknik direktör çok daha iyi değerlendirirdi" tezini çürüten galatasaray'ın geçmişinde de bolca örnek var. bu kadro skibbe, rijkaard, prandelli ve hatta mancini tarzında bir teknik direktörün elinde olsaydı, şu an beşiktaş'ın bulunduğu yerde biz olabilirdik. belki puanımız 39 değil de, 49 puan olurdu ama liderden iki haneli fark yemiş olurduk. galatasaray'ın mevcut kadrosunu mevcut dengesizliklerle baş edip yönetebilmek takdire şayan bir iş, bunu yönetim düzeyinden lojistik (oyuncu) destek almadan yapabilmek ise çok daha büyük iş. hocayı tebrik etmek lazım.
