8290
kerem için mentali güçlü şeklinde savunma yapıldı ya bu bile gerçekler ortada olmadan körü körüne savunulduğunun bir göstergesi.
sürekli istatistik ortaya konup savunulması da var tabi ama istatistik söz konusu olacaksa feghouli’de de çok iyi istatistik vardı hatta bazı dönemlerden kerem’inkilerden bile iyiydi ve takımı tıpkı kerem gibi çok ipten almışlığı vardır ama onun da saha içi sorunları, takım düzenini bozan problemleri vardı ve bu yüzden de haklı bir şekilde de eleştiriliyordu.
mentali güçlü denen kerem zaha gelince ayarları bozulmuş ve git gide kötü oynamaya başlayan, sürekli el kol hareketi yapan ve tripler atan bir kerem’e döndü. çok değil, geçen sene gol attığındaki sevinçlerine bakın bir de bu senekilere. gol attığında adeta hıncını çıkarırcasına tepkiler gösteriyor ve bu tepkileri de ona tepki verenlere karşı bir yansıtma aslında.
bunu daha çok istedikçe daha çok hırslanıyor, daha çok hırslandıkça daha çok bireysel oynuyor, daha çok bireysel oynadıkça daha çok göze batan hatalar yapıyor, daha çok hata yapınca da daha çok eleştiriliyor. bu kısır döngünün içine kendi kendini soktu ve çıkarması gereken kendisi iken daha da içine giriyor. işte kerem’de olduğu iddia edilen mentalin devreye girmesi gereken nokta tam olarak burası.
kendisi bu takımda ilk eleştirilen ya da tek eleştirilen futbolcu değildir. bu işin bir parçası da budur çünkü bu işte futbolcudan çok takım önemlidir ve her taraftar öncelikli olarak takım menfaatine odaklanır. kerem’in kendi kendini bu konuda eleştirip geliştirmesi gerekirken bunun hala farkına varmamış olması yine mental yapısını gösteriyor.
kerem bu mental yapısı ile büyük yeteneği ve mücadelesine rağmen avrupa’nın baş altı takımlarında kadroya dahi giremez. iddia ediyorum kadroya dahi giremez. hal böyle iken kerem’e sahip çıkmak ayrı (ki onu eleştirenler de asla yedirmez) ama onu körü körüne savunmak da onu daha güçlü kılmayacaktır.
sürekli istatistik ortaya konup savunulması da var tabi ama istatistik söz konusu olacaksa feghouli’de de çok iyi istatistik vardı hatta bazı dönemlerden kerem’inkilerden bile iyiydi ve takımı tıpkı kerem gibi çok ipten almışlığı vardır ama onun da saha içi sorunları, takım düzenini bozan problemleri vardı ve bu yüzden de haklı bir şekilde de eleştiriliyordu.
mentali güçlü denen kerem zaha gelince ayarları bozulmuş ve git gide kötü oynamaya başlayan, sürekli el kol hareketi yapan ve tripler atan bir kerem’e döndü. çok değil, geçen sene gol attığındaki sevinçlerine bakın bir de bu senekilere. gol attığında adeta hıncını çıkarırcasına tepkiler gösteriyor ve bu tepkileri de ona tepki verenlere karşı bir yansıtma aslında.
bunu daha çok istedikçe daha çok hırslanıyor, daha çok hırslandıkça daha çok bireysel oynuyor, daha çok bireysel oynadıkça daha çok göze batan hatalar yapıyor, daha çok hata yapınca da daha çok eleştiriliyor. bu kısır döngünün içine kendi kendini soktu ve çıkarması gereken kendisi iken daha da içine giriyor. işte kerem’de olduğu iddia edilen mentalin devreye girmesi gereken nokta tam olarak burası.
kendisi bu takımda ilk eleştirilen ya da tek eleştirilen futbolcu değildir. bu işin bir parçası da budur çünkü bu işte futbolcudan çok takım önemlidir ve her taraftar öncelikli olarak takım menfaatine odaklanır. kerem’in kendi kendini bu konuda eleştirip geliştirmesi gerekirken bunun hala farkına varmamış olması yine mental yapısını gösteriyor.
kerem bu mental yapısı ile büyük yeteneği ve mücadelesine rağmen avrupa’nın baş altı takımlarında kadroya dahi giremez. iddia ediyorum kadroya dahi giremez. hal böyle iken kerem’e sahip çıkmak ayrı (ki onu eleştirenler de asla yedirmez) ama onu körü körüne savunmak da onu daha güçlü kılmayacaktır.
