6
bizim için kaynama noktası olduğunu düşündüğüm sezon.
herkes anlık takıma, yönetime, transfer komitesine sallamakla meşgul, transfer yapmayınca bir yangın, yapınca ayrı bir yangın çıkıyor.
eğer her şey planlanan gibi giderse biraz da şansın yardımıyla ligin bayern’i olma yolunda çok büyük bir adım atacağımız sezon olacaktır. herkes istediğini düşünmekte tabii ki özgür, benim düşüncem de neredeyse ilk defa bir yönetim, bir sonraki yönetimin üstüne, yüklü taksit ödemeleri, katlanarak büyüyen borçlar, devletle çözülmeyi bekleyen sorunlar bırakmadan neredeyse tertemiz bir koltuk bırakıyor. bırakıyor dediğime bakmayın tabii ki kendileri bu koltuğu almak isteyeceklerdir öncelikli olarak. ben yönetimden de, erden timur’dan da razıyım. evet yeterince konuşmuyorlar, belki konuşmak isteyenlere mani oluyorlar, bilemem. ama ortada tarihi bir duruma evrilme ihtimali olan gelişmeler var. umarım, şampiyon olamasak da bu birliktelik bozulmaz, buna teknik ekip de dahil. mayıs ayında tekrar bu kadronun birlik beraberlik içerisinde seçilmesini umut ediyorum ve seçildikten sonra da teknik ekibin sözleşmesini kendi görev sürelerince uzatmalarını, ilk iş olarak.
taraftara bırakırsan 6 ayda bir yönetim, 6 ayda bir kadro değiştirir.
şampiyon olamasak bile şampiyonlar ligi elemelerine gideceğiz. 2024-2025 yaz transfer döneminde transferde limite takılma ihtimali yok, borçlar bitmiş ya da çok azalmış, kasa muhtemelen dolu olacak.
bu döneme yazabileceğimiz limit açan transferler, sacha boey ve bugünlerde gündemde olan bakambu transferleri. ki kabaca 40-45 m euroya denk geliyor bonuslarla. buna ek, zaniolo ve yunus’tan gelmesi muhtemel 35m euroya yakın para var. yunus’un kesinlikle gideceğini düşünüyorum, zaniolo içinse düşüncelerimi burada belirtmiştim; (bkz: nicolo zaniolo/#3838481)
yine muhtemelen birçok oyuncumuza yüksek teklifler gelecek. barış, kerem, abdülkerim, nelsson, torreira, zaha gibi.
birçok senaryo üstünde duruluyordur, satmak ayrı, satmayarak kemik kadro üstüne eklemeler ayrı. açıkçası çok çok ekstrem teklifler olmadıkça, muslera*, abdülkerim, davinson, torreira, kaan, barış, icardi’nin ana hat, kemik kadro olarak kalacağını düşünüyorum, hatta bu hatta eyüp de eklenecektir. yani kendi fikrime göre kerem, zaha ve nelsson’dan bir bonservis girdisi olacak kasaya. ve yine şahsi görüşüm olarak ilk defa, takip edilip, istenen oyuncular alınacak bu dönemde.
borçsuz, yeni tesislerinde, doğru icraatler yapan bir yönetim ve doğru teknik ekiple, yeni bir galatasaray yüzyılına adım atmış olacağız.
taraftarlara da bir çift lafım var, şampiyonluklar tabii ki arzumuz, ama doğru işler olduğunda takımın geleceğinden sapmak yerine, desteklemeye devam edelim. bugün sana kayıp gibi gelen şeyler, aslında seni daha ileriye taşıyacak olayların temelini atmakta bir yandan. örneğin müzikte metronomla çalışırken yavaş yavaş yükseltirsin, 90 bpmde çaldığını 110’da çalamayabilirsin, 100’e geri çekersin. ama bu hareket 120’ye ulaşmanı kolaylaştırır, 110’da debelenip durmaktansa. bu yüzden şampiyonluk taraftarı olmayalım, sinirlenebiliriz kaçan bir şampiyonluktan, bir mağlubiyetten ya da yapılmamış bir transferden sonra, çok makul bir durum bu. ama insan da sakinleştiğinde tekrar düşünerek hareket etmeye başlayabilmeli.
buraya kadar olan kısım bizimle ve bizim düze çıkma hikayemizle alakalıydı. buradan sonrası rakiplerle ilgili.
ana rakiplerinizi ele alalım;
trabzonspor, batmanın eşiğinde, normalde de 10 senede bir güzel uyum ve kadro yakalayabilen bir ekip olduğu için en az risk barındıran rakibimiz.
beşiktaş, maddi olarak ne durumdalar çok bir bilgim yok, kendilerinden haz etmediğim ve ilgim olmadığı için takip bile etmem ama anladığım kadarıyla bu adamlar yakında bir feda sezonuna daha girebilirler. ne başkan var, ne doğru teknik ekip getirebiliyorlar, ne para var ne de futbolcu. bu kadar negatif bir duruma can dayanmaz.
fenerbahçe, kendileri görünürde en büyük rakibimiz, ama bir baktığımda 20’ye yakın yabancı oyuncuları var. bunlar elden çıkmazsa ödenmesi gereken yüksek maaşlar var, bedavaya ya da düşük bonservise elden çıkarmaya çalışırlarsa zarar edecekler. biz görmesek de bilmesek de bu adamların gelirlerinin de birçoğu kesiliyor bankalar birliğince. başkanları bırakmaktan bahsediyor, verdiği paralar öylece kalacak mı sizce ? kalsa dahi, ufak bir örnekle bakalım duruma, bu adamların hiç borcu olmasa bile arda’dan gelen parayı 1,5 transferde yok ettiler. üstüne gelenler hep eksiye yazdı. taraftarından tut yönetimine, türkiye’nin en zengin ailesinin parasının getirdiği sanrısallıkla gözleri kör bir şekilde ilerliyorlar ve ilginç bir durum kendilerini inandırmışlar hepsi. muhtemelen başkanları söylediği lafın arkasında durur da aday olmazsa, çok büyük bir tokat yiyecekler. ne italya transferleri ne de yağlı sponsorluklar kalacak, sponsor olmaz demiyorum ama bugünkü kadar yağlı olmayacak. hatta anadolu takımlarının da kuvvetle muhtemel bu sponsorluklara veda edeceğini düşünürsek, maçlar da bu kadar kolay geçmemeye başlayacak. kısacası şu an sağlam gözükse de destekleri çekildiği zaman büyük çökecekler ve bunun farkında bile değiller. ne bizim gibi çok büyük gelirlere dönüştürebilecekleri taşınmazları var. ne de bu yönde adım atabilecek bir üst akılları.
yani bağlamak gerekirse, maddi manevi olarak çok büyük bir eşikteyiz şu an. önümüzdeki altı ayı doğru hamlelerle geçebilirsek, ki bence çok doğru ilerliyoruz, emin olun önümüzde kimse duramayacak. ileride arada bir kaybedilebilecek şampiyonluklardan bahsetmiyorum, futbol bu tabii ki arada kaybedilecek. fakat hep dillendirilen futbolcu alıp vitrin yaptırıp satışta porto, benfica olma örneğine buna ek ligdeki rakiplerimizin içler acısı durumundan ötürü de süper lig’in bayern’i olma hayaline düşünülenden çok daha yakınız.
herkes anlık takıma, yönetime, transfer komitesine sallamakla meşgul, transfer yapmayınca bir yangın, yapınca ayrı bir yangın çıkıyor.
eğer her şey planlanan gibi giderse biraz da şansın yardımıyla ligin bayern’i olma yolunda çok büyük bir adım atacağımız sezon olacaktır. herkes istediğini düşünmekte tabii ki özgür, benim düşüncem de neredeyse ilk defa bir yönetim, bir sonraki yönetimin üstüne, yüklü taksit ödemeleri, katlanarak büyüyen borçlar, devletle çözülmeyi bekleyen sorunlar bırakmadan neredeyse tertemiz bir koltuk bırakıyor. bırakıyor dediğime bakmayın tabii ki kendileri bu koltuğu almak isteyeceklerdir öncelikli olarak. ben yönetimden de, erden timur’dan da razıyım. evet yeterince konuşmuyorlar, belki konuşmak isteyenlere mani oluyorlar, bilemem. ama ortada tarihi bir duruma evrilme ihtimali olan gelişmeler var. umarım, şampiyon olamasak da bu birliktelik bozulmaz, buna teknik ekip de dahil. mayıs ayında tekrar bu kadronun birlik beraberlik içerisinde seçilmesini umut ediyorum ve seçildikten sonra da teknik ekibin sözleşmesini kendi görev sürelerince uzatmalarını, ilk iş olarak.
taraftara bırakırsan 6 ayda bir yönetim, 6 ayda bir kadro değiştirir.
şampiyon olamasak bile şampiyonlar ligi elemelerine gideceğiz. 2024-2025 yaz transfer döneminde transferde limite takılma ihtimali yok, borçlar bitmiş ya da çok azalmış, kasa muhtemelen dolu olacak.
bu döneme yazabileceğimiz limit açan transferler, sacha boey ve bugünlerde gündemde olan bakambu transferleri. ki kabaca 40-45 m euroya denk geliyor bonuslarla. buna ek, zaniolo ve yunus’tan gelmesi muhtemel 35m euroya yakın para var. yunus’un kesinlikle gideceğini düşünüyorum, zaniolo içinse düşüncelerimi burada belirtmiştim; (bkz: nicolo zaniolo/#3838481)
yine muhtemelen birçok oyuncumuza yüksek teklifler gelecek. barış, kerem, abdülkerim, nelsson, torreira, zaha gibi.
birçok senaryo üstünde duruluyordur, satmak ayrı, satmayarak kemik kadro üstüne eklemeler ayrı. açıkçası çok çok ekstrem teklifler olmadıkça, muslera*, abdülkerim, davinson, torreira, kaan, barış, icardi’nin ana hat, kemik kadro olarak kalacağını düşünüyorum, hatta bu hatta eyüp de eklenecektir. yani kendi fikrime göre kerem, zaha ve nelsson’dan bir bonservis girdisi olacak kasaya. ve yine şahsi görüşüm olarak ilk defa, takip edilip, istenen oyuncular alınacak bu dönemde.
borçsuz, yeni tesislerinde, doğru icraatler yapan bir yönetim ve doğru teknik ekiple, yeni bir galatasaray yüzyılına adım atmış olacağız.
taraftarlara da bir çift lafım var, şampiyonluklar tabii ki arzumuz, ama doğru işler olduğunda takımın geleceğinden sapmak yerine, desteklemeye devam edelim. bugün sana kayıp gibi gelen şeyler, aslında seni daha ileriye taşıyacak olayların temelini atmakta bir yandan. örneğin müzikte metronomla çalışırken yavaş yavaş yükseltirsin, 90 bpmde çaldığını 110’da çalamayabilirsin, 100’e geri çekersin. ama bu hareket 120’ye ulaşmanı kolaylaştırır, 110’da debelenip durmaktansa. bu yüzden şampiyonluk taraftarı olmayalım, sinirlenebiliriz kaçan bir şampiyonluktan, bir mağlubiyetten ya da yapılmamış bir transferden sonra, çok makul bir durum bu. ama insan da sakinleştiğinde tekrar düşünerek hareket etmeye başlayabilmeli.
buraya kadar olan kısım bizimle ve bizim düze çıkma hikayemizle alakalıydı. buradan sonrası rakiplerle ilgili.
ana rakiplerinizi ele alalım;
trabzonspor, batmanın eşiğinde, normalde de 10 senede bir güzel uyum ve kadro yakalayabilen bir ekip olduğu için en az risk barındıran rakibimiz.
beşiktaş, maddi olarak ne durumdalar çok bir bilgim yok, kendilerinden haz etmediğim ve ilgim olmadığı için takip bile etmem ama anladığım kadarıyla bu adamlar yakında bir feda sezonuna daha girebilirler. ne başkan var, ne doğru teknik ekip getirebiliyorlar, ne para var ne de futbolcu. bu kadar negatif bir duruma can dayanmaz.
fenerbahçe, kendileri görünürde en büyük rakibimiz, ama bir baktığımda 20’ye yakın yabancı oyuncuları var. bunlar elden çıkmazsa ödenmesi gereken yüksek maaşlar var, bedavaya ya da düşük bonservise elden çıkarmaya çalışırlarsa zarar edecekler. biz görmesek de bilmesek de bu adamların gelirlerinin de birçoğu kesiliyor bankalar birliğince. başkanları bırakmaktan bahsediyor, verdiği paralar öylece kalacak mı sizce ? kalsa dahi, ufak bir örnekle bakalım duruma, bu adamların hiç borcu olmasa bile arda’dan gelen parayı 1,5 transferde yok ettiler. üstüne gelenler hep eksiye yazdı. taraftarından tut yönetimine, türkiye’nin en zengin ailesinin parasının getirdiği sanrısallıkla gözleri kör bir şekilde ilerliyorlar ve ilginç bir durum kendilerini inandırmışlar hepsi. muhtemelen başkanları söylediği lafın arkasında durur da aday olmazsa, çok büyük bir tokat yiyecekler. ne italya transferleri ne de yağlı sponsorluklar kalacak, sponsor olmaz demiyorum ama bugünkü kadar yağlı olmayacak. hatta anadolu takımlarının da kuvvetle muhtemel bu sponsorluklara veda edeceğini düşünürsek, maçlar da bu kadar kolay geçmemeye başlayacak. kısacası şu an sağlam gözükse de destekleri çekildiği zaman büyük çökecekler ve bunun farkında bile değiller. ne bizim gibi çok büyük gelirlere dönüştürebilecekleri taşınmazları var. ne de bu yönde adım atabilecek bir üst akılları.
yani bağlamak gerekirse, maddi manevi olarak çok büyük bir eşikteyiz şu an. önümüzdeki altı ayı doğru hamlelerle geçebilirsek, ki bence çok doğru ilerliyoruz, emin olun önümüzde kimse duramayacak. ileride arada bir kaybedilebilecek şampiyonluklardan bahsetmiyorum, futbol bu tabii ki arada kaybedilecek. fakat hep dillendirilen futbolcu alıp vitrin yaptırıp satışta porto, benfica olma örneğine buna ek ligdeki rakiplerimizin içler acısı durumundan ötürü de süper lig’in bayern’i olma hayaline düşünülenden çok daha yakınız.