3420
bu başlığa yazmaktan yoruldum. her yazdığımda da farklı argümanlarla aynı sonuca yaklaşmaya çalışıyorum. ancak canı sıkılan farklı kişiler tek bir argümanla kendisini tü kaka ilan ediyor. bir iddiayı sürekli tekrarlamanız onu doğru yapmıyor.
hayır efendim. kötü bir transfer dönemi geçirmemiştir.
öncelikle, zaman akışkan bir olgu. 6 ay sonra ortaya çıkan tablo ile 6 ay önce yapılan eylemleri eleştiremezsiniz.
ilk kriterimiz, risk faktörü. sizin burda bugün eleştirdiğiniz transferlerin belirli riskler taşıdığı görülmüş mü? ayan beyan görülmüş. çünkü, garanti kontrat verilmemiş angelino, ziyech ve ndombele’ye. garanti kontrat verilen davinson, kerem demirbay, zaha ve tete. bu kontratların hepsinden de rahatlıkla çıkabilirsiniz. zaten, garanti kontrat verilen kime itiraz edildi sezon başı? geçiniz efendim.
ikinci kriterimiz, saha içi sonuçlar. bu takım, şampiyonlar liginde son maçı kazanabilir miydi? evet. kazansaydı ikinci turdaydık. o zaman iyi transferler mi yapmış olacaktık? ya da okan hocanın başarısı mı bu? başarısızlık erden timur’un, başarı onun bunun şunun. geçiniz efendim. lige gelelim, yahu pozisyona giren takım:- erden timur mu yapsın vuruşları? geniş kadro kurulmuş. yoğun fikstürde bir şekilde kazanılmış. ne yapsın fenerbahçe maçlarında rakip kaleye mi geçsin? öyle yada böyle puan kaybetmiyor adamlar. biz de kaybetmiyoruz. hem fikstür zordu hem takvim yoğun. adamı uzaklaştırdılar, futbolcuların performansı düştü. görmüyor musunuz?
kerem varken zaha gereksizdi. peki. nelsson varken son gün davinson sanchez gereksiz miydi? hiç konuşulmaz o ama. nelsson 25 milyon euro altına da satılmasın ayrıca. turşusunu kuralım. adam transfer dönemi boyunca satmak istedi. defalarca da ifade etti. gösterdiğiniz tepkileri hatırlayın. vecino’yu istemezük, nelsson’u sattırmayız.
üçüncü kriterimiz, görev sahaları. erden timur bir sportif direktör değil. asbaşkan ve futbol şube sorumlusu. gayrimenkul projelerinde yaşanan ivmenin de baş aktörü hatta, iş dünyasında oluşan imajı nedeniyle. konumuza dönelim. siz bu düzeyde sponsorluk anlaşmasını ne zaman gördünüz galatasaray’da? bu bir marka değeri midir? evet. bu değerin oluşması icardi, zaniolo gibi transferlere bağlanabilir mi? evet. ortada bir plan var o zaman. söz konusu sponsorlukların geldiği şartlara bakalım? büyük harflerle yazıyorum varsayın. bonservis harcaması yapma şansın yok. satın alma opsiyonlu al desen bir sonraki seneyi kitleyeceksin. sürece inanan adamın acelesi yok. sponsor sana bu şartlarda nasıl para verir? hem ffp’yi çaktırmayacaksın hem de isimli oyuncu getireceksin tabi. rakibe çalım atacaksın tabi. konuşulacaksın yani. konuşulursan para verirler sana. fransa’da bir topçu var yılan yılan dersen vermezler.
dördüncü kriter, vizyon ve marka yüzü. erden timur sportif direktör değil. açın bakın geçen sene başında kimler isteniyordu galatasaray’a. masaya yumruğunu vuran, torreira transferi ile defter açan o. çıtayı belirleyen de o. her konuşmasında tüm camia da sinerji oluşturan da o.
hata yapmadı mı? bence yusuf demir transferi o şartlarda da büyük hata. peki. city, arsenal, real madrid yapmıyor mu? monchi yapmıyor mu? her transfer dönemi transfer komitesini mi değiştiriyor bu yapılar? hazard trasferi örneğin. yapıldığı gün iyi transferdi. bugün tarihi fiyasko. marcao-sevilla transferi örneğin. yapıldığı gün kazık yedik. bugün müthiş başarı mı oldu? başka hataları da var bence erden timur’un. diğer entry’lerimde ifade ettiğim için tekrara düşmek istemiyorum. ancak hata yapmasıyla değil hatalarıyla büyümesiyle değerlendirmeyi tercih ediyorum.
cenk ergün’e de gelelim. sadece sportif direktördür. iyi takım falan da kurmamıştır bahsi geçen geçmişte. ıkına ıkına başakşehir’den şampiyonluk aldı o takım. başakşehir lig sonlarında kontak kapattı. açıp bakın tablolara. deplasman özürlüydü o galatasaray örneğin. çok harcamış ama iyi takım kurmuş. yapmayın yahu yapmayın. bu sezon başı bonservis harcamadan iyi takım kurardı öyle mi? lütfen zorlamayalım. komik görünüyor.
ndiaye için stoke city’inin overpaid yapması da onu başarılı kılmaz bu arada.
kusura bakmayın ama tek boyutlu sonuç değerlendirmesi yapıla yapıla ne kadar ilerlenebildiğinin her yerde örneği var bu ülkede. erden timur gitsin yani sorun değil. benden söylemesi, 2 aya da aslında bu okan’da set oyununda iyi değil diye yazılar başlar burada. seneye de cenk ergün yerine levent nazifoğlu deneriz. biliyorsunuz bu döngüyü. oyuncak zaten galatasaray. baya da mutlu insan var bu durumdan. sürekli deneyerek mastürbe ediyoruz kendimizi.
son olarak, bana sorarsanız, ne erden timur ne fatih terim ne x ne y ne z. şahısların vizyonuna, başarısına bağlı bir galatasaray görmekten yoruldum ben. futbolundan basketboluna, store’undan alt yapısına orta-uzun vadeli yol haritası şahıslardan arındırılmış sürdürülebilir kurumsal yapı hayal ediyorum. 10 sene şampiyonluk gelmesin gıkım çıkmaz.
ama bir transfer döneminde iki topçu iyi oynamadı diye de adam asılmaz. erden timur de en az 3 yıl hak etmiştir gösterdiği perfomansla.
hayır efendim. kötü bir transfer dönemi geçirmemiştir.
öncelikle, zaman akışkan bir olgu. 6 ay sonra ortaya çıkan tablo ile 6 ay önce yapılan eylemleri eleştiremezsiniz.
ilk kriterimiz, risk faktörü. sizin burda bugün eleştirdiğiniz transferlerin belirli riskler taşıdığı görülmüş mü? ayan beyan görülmüş. çünkü, garanti kontrat verilmemiş angelino, ziyech ve ndombele’ye. garanti kontrat verilen davinson, kerem demirbay, zaha ve tete. bu kontratların hepsinden de rahatlıkla çıkabilirsiniz. zaten, garanti kontrat verilen kime itiraz edildi sezon başı? geçiniz efendim.
ikinci kriterimiz, saha içi sonuçlar. bu takım, şampiyonlar liginde son maçı kazanabilir miydi? evet. kazansaydı ikinci turdaydık. o zaman iyi transferler mi yapmış olacaktık? ya da okan hocanın başarısı mı bu? başarısızlık erden timur’un, başarı onun bunun şunun. geçiniz efendim. lige gelelim, yahu pozisyona giren takım:- erden timur mu yapsın vuruşları? geniş kadro kurulmuş. yoğun fikstürde bir şekilde kazanılmış. ne yapsın fenerbahçe maçlarında rakip kaleye mi geçsin? öyle yada böyle puan kaybetmiyor adamlar. biz de kaybetmiyoruz. hem fikstür zordu hem takvim yoğun. adamı uzaklaştırdılar, futbolcuların performansı düştü. görmüyor musunuz?
kerem varken zaha gereksizdi. peki. nelsson varken son gün davinson sanchez gereksiz miydi? hiç konuşulmaz o ama. nelsson 25 milyon euro altına da satılmasın ayrıca. turşusunu kuralım. adam transfer dönemi boyunca satmak istedi. defalarca da ifade etti. gösterdiğiniz tepkileri hatırlayın. vecino’yu istemezük, nelsson’u sattırmayız.
üçüncü kriterimiz, görev sahaları. erden timur bir sportif direktör değil. asbaşkan ve futbol şube sorumlusu. gayrimenkul projelerinde yaşanan ivmenin de baş aktörü hatta, iş dünyasında oluşan imajı nedeniyle. konumuza dönelim. siz bu düzeyde sponsorluk anlaşmasını ne zaman gördünüz galatasaray’da? bu bir marka değeri midir? evet. bu değerin oluşması icardi, zaniolo gibi transferlere bağlanabilir mi? evet. ortada bir plan var o zaman. söz konusu sponsorlukların geldiği şartlara bakalım? büyük harflerle yazıyorum varsayın. bonservis harcaması yapma şansın yok. satın alma opsiyonlu al desen bir sonraki seneyi kitleyeceksin. sürece inanan adamın acelesi yok. sponsor sana bu şartlarda nasıl para verir? hem ffp’yi çaktırmayacaksın hem de isimli oyuncu getireceksin tabi. rakibe çalım atacaksın tabi. konuşulacaksın yani. konuşulursan para verirler sana. fransa’da bir topçu var yılan yılan dersen vermezler.
dördüncü kriter, vizyon ve marka yüzü. erden timur sportif direktör değil. açın bakın geçen sene başında kimler isteniyordu galatasaray’a. masaya yumruğunu vuran, torreira transferi ile defter açan o. çıtayı belirleyen de o. her konuşmasında tüm camia da sinerji oluşturan da o.
hata yapmadı mı? bence yusuf demir transferi o şartlarda da büyük hata. peki. city, arsenal, real madrid yapmıyor mu? monchi yapmıyor mu? her transfer dönemi transfer komitesini mi değiştiriyor bu yapılar? hazard trasferi örneğin. yapıldığı gün iyi transferdi. bugün tarihi fiyasko. marcao-sevilla transferi örneğin. yapıldığı gün kazık yedik. bugün müthiş başarı mı oldu? başka hataları da var bence erden timur’un. diğer entry’lerimde ifade ettiğim için tekrara düşmek istemiyorum. ancak hata yapmasıyla değil hatalarıyla büyümesiyle değerlendirmeyi tercih ediyorum.
cenk ergün’e de gelelim. sadece sportif direktördür. iyi takım falan da kurmamıştır bahsi geçen geçmişte. ıkına ıkına başakşehir’den şampiyonluk aldı o takım. başakşehir lig sonlarında kontak kapattı. açıp bakın tablolara. deplasman özürlüydü o galatasaray örneğin. çok harcamış ama iyi takım kurmuş. yapmayın yahu yapmayın. bu sezon başı bonservis harcamadan iyi takım kurardı öyle mi? lütfen zorlamayalım. komik görünüyor.
ndiaye için stoke city’inin overpaid yapması da onu başarılı kılmaz bu arada.
kusura bakmayın ama tek boyutlu sonuç değerlendirmesi yapıla yapıla ne kadar ilerlenebildiğinin her yerde örneği var bu ülkede. erden timur gitsin yani sorun değil. benden söylemesi, 2 aya da aslında bu okan’da set oyununda iyi değil diye yazılar başlar burada. seneye de cenk ergün yerine levent nazifoğlu deneriz. biliyorsunuz bu döngüyü. oyuncak zaten galatasaray. baya da mutlu insan var bu durumdan. sürekli deneyerek mastürbe ediyoruz kendimizi.
son olarak, bana sorarsanız, ne erden timur ne fatih terim ne x ne y ne z. şahısların vizyonuna, başarısına bağlı bir galatasaray görmekten yoruldum ben. futbolundan basketboluna, store’undan alt yapısına orta-uzun vadeli yol haritası şahıslardan arındırılmış sürdürülebilir kurumsal yapı hayal ediyorum. 10 sene şampiyonluk gelmesin gıkım çıkmaz.
ama bir transfer döneminde iki topçu iyi oynamadı diye de adam asılmaz. erden timur de en az 3 yıl hak etmiştir gösterdiği perfomansla.
