1620
suyun karsi yakasinin taraftari feto, cia, dis gucler, menzil, mossad, kumpas diye basarisizliklarina kilif bularak kendilerini kandiradursun, fenerbahce’nin bitisi alex’in gonderilisi ile baslamistir.
aziz yildirim’in aykut kocaman’in etkisinde kalarak alex ile savasa girmesi baskanliginda sonun baslangici oldu. 2000lerin ortasina geldigimizde biraz pierre van hooijdonk, devaminda da alex de souza’nin bireysel yetenekleri olmasa fener 3. yildizi bile zor almisti. gercekten de fenerbahce icin duses bir transfer oldu. daha once avrupa’da kisa donemde kendisini gosterememesi alex gibi fakir ronaldinho’sunun - bunu bir galatasarayli olarak soyluyorum - unutularak fener’in eline dusmesi ile fener’in en dominant yillarini baslatti. bu surecte oyun planlarini tamamen alex’in uzerine kurguladilar ve alex gidince ersun yanal’in sow-webo-emenike ileri uclusunun fiziksel gucuyle kazandigi sampiyonluk disinda sampiyonluk goremediler. alex’in yerini diego ribas, giuliano, mesut ozil vs. ile doldurmaya calistilar ama olmadi.
biz de aynisini melo’da yasadik. en buyuk yanilgimdir melo. son sezonunda biraz formdan dusmus gordugumden ve yasi itibariyle bizdeki misyonunu doldurdugunu dusunmustum ama
melo gittikten sonra az bucuk fernando disinda torreira’ya kadar o bolgede dikis tutturamadik. ki hep derim galatasaray’in sampiyonlugu = kaliteli uyum saglayan on libero.
neyse alex’e donersek fenerbahce’yi derbilerde ve ligde 1-0 onde baslatan alex’i ego savasina kurban veren aziz yildirim, alex’i 3-4 sene daha takimda tutsaydi ne yalan soyleyeyim taraftarlari bugun 59 oncesi sampiyonluklarimiz diye akil sagliklarini yitirmezlerdi.
aziz yildirim’in aykut kocaman’in etkisinde kalarak alex ile savasa girmesi baskanliginda sonun baslangici oldu. 2000lerin ortasina geldigimizde biraz pierre van hooijdonk, devaminda da alex de souza’nin bireysel yetenekleri olmasa fener 3. yildizi bile zor almisti. gercekten de fenerbahce icin duses bir transfer oldu. daha once avrupa’da kisa donemde kendisini gosterememesi alex gibi fakir ronaldinho’sunun - bunu bir galatasarayli olarak soyluyorum - unutularak fener’in eline dusmesi ile fener’in en dominant yillarini baslatti. bu surecte oyun planlarini tamamen alex’in uzerine kurguladilar ve alex gidince ersun yanal’in sow-webo-emenike ileri uclusunun fiziksel gucuyle kazandigi sampiyonluk disinda sampiyonluk goremediler. alex’in yerini diego ribas, giuliano, mesut ozil vs. ile doldurmaya calistilar ama olmadi.
biz de aynisini melo’da yasadik. en buyuk yanilgimdir melo. son sezonunda biraz formdan dusmus gordugumden ve yasi itibariyle bizdeki misyonunu doldurdugunu dusunmustum ama
melo gittikten sonra az bucuk fernando disinda torreira’ya kadar o bolgede dikis tutturamadik. ki hep derim galatasaray’in sampiyonlugu = kaliteli uyum saglayan on libero.
neyse alex’e donersek fenerbahce’yi derbilerde ve ligde 1-0 onde baslatan alex’i ego savasina kurban veren aziz yildirim, alex’i 3-4 sene daha takimda tutsaydi ne yalan soyleyeyim taraftarlari bugun 59 oncesi sampiyonluklarimiz diye akil sagliklarini yitirmezlerdi.