• 717
    17 ocak 1909 senesinde ilk defa karşı karşıya gelen galata sarayı terbiye-i bedeniye kulübü ile fener bahçe spor kulübü arasında oynanan maçlarda galatasaraylılar rakiplerini ilk altı kapışmada 2-0, 3-0,6-0, 7-0, 1-0, 6-0 gibi skorlarla geçerken, 25 mayıs 1913 tarihinde kadıköy çayırında oynanan maçta galatasaray bekir'in kafası ile golü bulunca fenerbahçeliler itiraz eder ve sahayı terk ederler...
    iki kulüp arasında olaylar bu mevzu ile başlar ama fenerbahçe'nin şampiyon olduktan sonra ertesi sene şampiyon olan galatasaray'a statü gereği vermesi gereken kupayı vermemesi ile daha da şiddetlenir...

    ve aradan yüz yılı aşkın zaman geçmesine rağmen 24 aralık 2023 gecesi yine fenerbahçe'nin galatasaray'ı kendi sahasında ağırlayacağı bir maç öncesi galatasaray teknik direktörü okan buruk'un evladının soyunma odasına alınmamak istenmemesi, sahayı incelemeye çıkan galatasaraylı oyuncuların üzerine fişkiyelerle su atılması, maçı seyretmeye gelen galatasaray taraftarının bulunduğu tribün önüne onlarca hoperlör konulup ev sahibi taraftarı küfre teşvik edecek şarkıların açılması gibi nahoş olaylar devam ediyordu...

    sadece tribünde kalmıyor bu "hadiseler", maçı idare etmesi için atanan "çaylak" hakemin gözetimi altında yeşil zeminde de ev sahibi "futbol kurallarını hiçe sayıyordu." özellikle 22. dakikada ev sahibinden djiku'nun misafir oyuncu ıcardi'ye "boks ringinde" puan verilecek sağlı sollu darbeler atmasına hem arda kardeşler, hem de var'daki mustafa ilker coşkun "üç maymunu" oynuyordu... bu pozisyonu "görmeyenlerden" king'in boey'e salladığı yumruğa kırmızı kart vermesini beklemek ise hayalcilik olurdu...

    oynamaktan ziyade oynatmamak taktiği ile sahaya yollayınca topçularını fenerbahçe takımı "teknik direktörü", futbolcuları da geçen sene iki maçtır kaleye isabetli şut atamama geleneği sürdürüp, koca doksan dakika üç direğin arasını isabet ettirememişlerdi. haklarını yemeyelim, szymanski az kalsın bunu başarıyordu da vurduğu top az farkla dışarı çıkmıştı...
    her düdük çalmasında hakemin üstüne yürüyen futbolcular, beğenmediği düdüklerde tribünlerden edilen küfürlerle devam eden "nahoş hadiseler", ev sahibi "takım teknik adamın" basın toplantısında adını çok iyi bildiği meslektaşından bahsederken isim zikretmekten kaçıp, "rakip teknik adam" diye konuşması ile sürüyordu kadıköy'de...

    şimdi gel de futboldan konuş...

    okan buruk ise deplasmana liderlik maçına çıkarken son haftaların formda iki oyuncusu barış alper ve kerem demirbay'ı ilk onbire yazmış, savunmada sakatlığı süren davison yerine nelsson'u görevlendirmişti. maçta topu ayağında tutan, pozisyon arayan takım galatasaray'dı ama kapalı savunmayı açmakta zorlandı. ıcardi'ye atılan ara paslarda arjantinli güçsüz kalınca, kerem demirbay'ın da üç şutundan biri bile kaleyi tutmayınca aranan gol bir türlü gelmedi...

    ev sahibi "takımın hocası" kendi taraftarı önünde golcü çıkarıp golcü oyuna alırken, galatasaray ise maçı ıcardi-bakambu-halil-zaha gibi dört forvet ile tamamlıyordu... "acemi" hakem de "zırt-pırt" çaldığı düdüklerle iki takımın rakip kaleye gitmesini engelleyip, maçı da "aman başıma bela almayayım" hissiyatı içinde apartopar bitirince (6 dakika uzatma verip, uzatma içinde sakatlık ve oyuncu değişikliği ile kaybedilen zamanı değerlendirmedi) derbi de puanlar paylaşılarak sona erdi...

    ev sahibi "takım teknik direktörü" kaybetmediği için mutlu, hakem ilk derbisini kendince "kazasız" bitirdiği için mutlu, okan buruk da deplasmandan 1 puan alıp, ligin sonun maçını rakibiyle evinde oynayacağı için mutlu gitti evine de bakalım 2024 senesi mayıs ayında kim gerçekten mutlu olacak...
    bazıları futbolu ne kadar çirkinleştirmeye çalışırsa çalışsın, biz şu güzel fotoğraf ile bitirelim yazıyı...

    kaynak ve fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...e0-0galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın