182
çok yüksek oranda başarılı bir transfer politikasıdır. ligde 15 maçta 13 galibiyet, 1 beraberlik, 1 mağlubiyet, şampiyonlar ligi elemelerinde 6 maçta 5 galibiyet 1 beraberlik, şampiyonlar liginde 6 maçta old trafford galibiyeti, united ve kopenhag beraberlikleri ile 4. torbadan girip altına manchester united'ı alarak 3. çıkma başarısı gösteren takıma katkısı olmuş olan transfer politikasıdır.
daha iyisi olabilirdi, daha iyisi olmadı diye uğur karakullukçuvari "ya mahvettiniz, batırdınız, abi abi abi!" sızlanmalarını duymaktan sıkıldım.
tek tek inceleyelim, çünkü gerçekten sıkıldım:
victor nelsson
yakarış: "abi satmadınız nelsson'u adam oynamıyor, değeri 3 milyon euroya düştü 15'e satmadınız satacaktınız!"
cevap: satmadık, şampiyonlar ligi elemelerinde her ihtimali düşündük. 15 milyon euro'yu nelsson'dan kazanacağız diye şampiyonlar liginden kaybetme ihtimalini göze almak istemedik. abdulkerim ve kaan ayhan tandeminin geçen sene bu kadar iyi olmadığını gördük. emin bayram'a güvenmedik. maçlarını izledik, çocuğun bacakları titriyordu birçok maçta. nelsson'a daha çok güvendik. nelsson'lu takımla şampiyonlar ligi elemelerini başarıyla tamamladık. şampiyonlar ligi'ne kaldık. davinson sanchez yerleşene kadar ligde de nelsson'la çok başarılı bir oyun ortaya koyduk. davinson sanchez sakatlandığında da kapı gibi nelsson'la oynamaya devam ediyoruz. çok para da kazanmıyor, disiplinsiz hareketler de yapmıyor.
sonuç: satılmaması her halükarda doğru çıktı.
nicolo zaniolo
yakarış: "abi 15 milyona aldık bu adamı gittiniz 5 milyona kiraladınız en ihtiyacımız olan dönemde niye verdiniz bu adamı bu adama şampiyonlar liginde ihtiyacımız vardı!"
cevap: zaniolo sakatlanmamak için şampiyonlar ligi elemelerine çıkmamış, belli ki bu oyuncuyu "3 ay galatasaray'a gelsin, form tutsun, sonra bize kazandırsın gitsin nereye gitmek istiyorsa" mentalitesiyle almışız, adama söz vermişiz, aston villa'ya gideceğim diye zalgiris maçından ljubljana maçlarına kadar hiçbirinde kendisini riske atıp da sahaya çıkmamış. bu adamı mı tutacaksınız? bu adam samimi cevap verin nelsson'la aynı profesyonelliğe sahp mi sizce? sistemi bozdu diye okan buruk oynatmamıştır diye düşünecek olan varsa, rashica mı vardı elimizde de oynatmadık biz bu adamı ön elemelerde? birine söz verdiyseniz o sözü tutarsınız. hele ki zaniolo gibi kafadan kontak bir tipse bu. "profesyonelsin seve seve oynayacaksın!" diyemezsin zaniolo gibi bir karaktere. para kısmına gelelim, zaniolo'nun ilk taksitini 3 milyon euro olarak geçen ay ödedik. aston villa'dan 5 milyon euro kazandık şu anlık.
sonuç: geçen sene geldi, belli oranda katkı verdi, fenerbahçe'ye iki tane tıklattı, 2 milyon euro yıllık karımızı da sağladı sağ olsun. zaniolo'dan maddi olarak zarar etmeyeceğimiz açık. 10 milyon euro'nun altına çıkaracağımız bir ihtimali kafasında kurabilen varsa, yapmasın öyle bir şey, sağlığınıza zarar.
yunus akgün - berkan kutlu
yakarış: "abi bu adamları neden yolladınız, bu adamlar bin basardı şimdikilere. tutacaktınız bu adamları!"
cevap: tam bir kör ölür badem gözlü olur durumu. tamam bence de rotasyonda belli bir katkı sağlayabilecek oyunculardı ama şu an yaşanan ufak çaplı problemlerin hiçbiri bu iki oyuncumuzun kiralanmasından kaynaklanmıyor. bu sene kaç maç şans verildi, kaç defa psikolojik olarak bu arkadaşların biraz yorulduğunu gördük. biraz galatasaray'dan uzaklaşmalarının hem bizim hem kendileri için ne kadar yararlı olabileceğini düşündük hepimiz taraftar olarak. ihtiyacımız da olmadı kendilerine, demirbay, oliveira, kaan ayhan, ndombele bir şekilde yerini doldurdu berkan'ın. sağ kanatta da bir şekilde ziyech, tete, barış yunus'un almak zorunda kalmadığı süreyi alarak galatasaray'ı ligde ve avrupa'da başarılı bir noktaya götürdü. eğer berkan kutlu satılırsa 5 milyon euro, yunus akgün satılırsa 8 milyon euro daha kar elde edeceğimizi de hatırlamamız gerekiyor.
sonuç: kiralanmasalardı hiçbir şey olumlu anlamda değişmeyecekti arkadaşlar, zaten bölgelerinde 2, 3. tercihlerdi. zaten ligde 1 beraberlik 1 mağlubiyetimiz var, kulüp rekoruna koşuyoruz. avrupa'da da fark yaratacak oyuncular değiller. demek ki ah vah edilecek kadar transfer stratejisi hatası olarak göremeyiz bu durumu.
wilfried zaha
yakarış: "abi bu zaha eski zaha değil. hiçbir ihtiyacımız yokken zaha'yı aldık ve kerem aktürkoğlu'nu da mevkisinden ettik! deli gibi ücret ödüyoruz. takımı bozuyor. bıraksaydık fenerbahçe alsaydı!"
cevap: şimdi o kadar tez varken her birini ayrıştırarak cevaplamak gerekiyor zaha için öncelikle. o yüzden sırayla gidelim:
sızlanma 1- "zaha eski zaha değil."
cevap 1- arkadaşım eski zaha 70 milyondu zaten. eski zaha'nın ederi 70 milyon. eski zaha'nın yanına turşu da ister misin? bununla beraber geçen sene de "icardi eski icardi değil"di. geldi, eskiye döndü. eski zaha'nın döneceği garanti olsa sizce 70 milyon olmasın 2 sene yaş aldı, 50 milyon bağlayacak takım çıkmaz mıydı?
sızlanma 2- hiçbir ihtiyacımız yokken zaha'yı aldık.
cevap 2- bazı şeyleri ihtiyaç ve lüks olarak ikiye ayırmak gerekiyor. zaha ihtiyaç mıydı, hayır. zaha lükstü. diyeceksiniz ki "e tamam işte ihtiyaçları bitirmeden lüksleri aldık." ben de diyeceğim ki, tamam kardeşim, doğru diyorsun ama icardi de geçen sene lüks değil miydi örneğin? takım olgusunu ihtiyaçlarla sağlarsın, ama farkı da bu lüksler yaratıyor dünya futbolunda. örnek verelim: geçen sene karakullukçu'dan tut burada dahi birçok yazar "ya icardi'ye ne gerek var! almayın!" demedi mi? ben bu yüzden sevmiyorum işte karakulukçu kafasını. seferovic'i almışız, icardi problemli, icardi'yi niye alıyoruz'a bağla bağla bağla. sonra icardi katkıyı verince "oov ne oyuncu!" aynı mentaliteyle zaha'yı al. geçen sene yanılmamışsın gibi ilk başarısızlıkta "zaha'yı niye aldık abi!!!"
aynı kafa yapısı değil miydi 2012'de sneijder ve drogba geldiğinde "abi takımın sistemini bozacaklar! fatih hoca istemiyor! ne gerek var bu paraları bağlamaya kulüp batacak! takımın oyun performansı düştü!" diyenler? ne oldu peki sneijder ile drogba geldiğinde? takımın oyun performansı düştü mü? evet. peki sneijder ve drogba o mükemmel oyun performanslı takımın 300 dakika çabalasa alamayacağı maçları yıllarca aldırdı mı? evet. şampiyonlar liginde juventus maçında 2-2'ye, 1-0'a en çok katkısı olan oyuncular kimler oldu? kopenhag'ı yendiğimiz maçta golleri yine kimler attı? fenerbahçe'ye ligde kupada golleri kimler attı? büyük maçlarda golleri mükemmelleşen oyun kurgumuzu bozduğu için alınmaması istenen sneijder ve drogba atmadı mı? sistem değiştirdiler evet, ama efsane de oldular.
sızlanma 3- deli gibi ücret ödüyoruz başımıza kaldı!
cevap 3- gören de cengiz ünder'i 15 milyon euro'ya transfer ettik sanacak. yanlışı yanlışla kapatmıyorum yok merak etmeyin. bu konuda sadece şunu diyeceğim: bu adamın bir ismi var, fiyakası var, menajerine söylediği anda kapısına gelecek onlarca kulüp var. zaha'nın elimizde kalacağına ihtimal vermeniz garip.
sızlanma 4- fenerbahçe'ye gitseydi keşke! boşuna çalım attık.
cevap 4- bu işin psikolojik etkisini falan geçelim. bunlara inanmayalım tamam. "ya bırak abi hala sidik yarıştırıyorsun." peki siz zaha'nın fenerbahçe'de başarısız olacağını nereden biliyorsunuz? şu an "fred alacaktık! szymanski alacaktık!" diyen arkadaşların "zaha alacaktık ya!" demeyeceğini nereden biliyorsunuz? maç başına 5-10 tane gol atan :) fenerbahçe'de zaha gibi bir gücü görmek istemeniz sizce biraz fazla özgüvenli bir düşünce değil mi?
sonuç: ortada fol yok yumurta yok. güzel sinyaller vermiş, birkaç lig maçını tek başına almış, arkasında beksiz oynamış (angelino'ya da geleceğiz), manchester united'a golünü atmış, 88'de kopenhag'a çalımla rakip eksiltip asistini yapmış, süper ligde "işte premier lig bu" sözünü ortaya çıkaran golün replikasını atmış olan oyuncuyu 2 adet şampiyonlar ligi maçı sonrası çöp ilan etmek, başaramayacağına kesin kanaat getirmek, biraz özgüvenli hareketler değil mi arkadaşlar? bekleyip görelim.
tete
yakarış: abi bu çöpü niye aldık? 5. kanat oyuncusunu niye aldık? deli gibi para ödüyoruz! ne gerek vardı?
cevap: öncelikle bu arkadaşımız çöp değil. bu arkadaşımız gün geçtikçe daha iyi de olabilir, kötü de olabilir. geçen seneki yusuf transferiyle çöpe atılan 6 milyon euro'dan çok daha iyi de bir transfer. burada temel problem şu bence de, yıllık ücreti gerçekten fazla bu arkadaşın. eğri oturup doğru konuşmak lazım. bu ücret yerine imza parası verilse rahatsız olur muydum? olmazdım. 23 yaş, brezilya, şahtar, premier lig tecrübesi, bonservissiz... denenmesi çok mu olumsuz bir hareket? ne için alındığını da düşünmek gerek. tete rotasyon oyuncusu. ziyech'in arkasında oynaması için alındı. bu şekilde konuşmak lazım. yeteneği var mı, var. kısıtlı mı, kısıtlı.
bazı galatasaraylı arkadaşlarımız istiyor ki, sağ kanatta rotasyonda oynayacak oyuncu gelecek. biz bu rotasyon oyuncusuna her hafta küfredeceğiz. bu rotasyon oyuncusu da kendi seviyesinden yukarıda oynamak zorunda olacak. olmuyor ama öyle. geçen sene yunus'u yemedik mi arkadaşlar? yedik 8'e yolladık. bu sene de tete'yi yiyeceğiz, sonraki sene 8'e yollayacağız. kötü transfer mi şimdi rotasyon olarak baktığınızda?
sonuç: bonservissiz, rotasyonda iş yapması için alınmış, problemsiz, düzgün bir oyuncu aldık. yunus yerine aldık. bedavaya aldık. tek doğru eleştiri yıllık ücret. katılıyorum.
hakim ziyech
yakarış: "..." (sesler kesildi.)
cevap: bazı transferler sesleri kesmeye başladı bile. işte rashica'nın yerine aldığımız, tete'yi rotasyona hapsetmesini istediğimiz karakter bu. 1+1+1 yıllık. bonservissiz. 3,5 milyon yıllık ücret.
bu adam kronik sakat mı? olabilir. bu adamın problemleri mi var? olabilir. bu adamın problemi olmayan halini 50-60 milyon euro'ya alabilir misin? alamazsın. biz bedavaya yıllık 20 maç mükemmel performans sergileyecek halini aldık mı? aldık.
sonuç: yıllık 20 maçlık ziyech galatasaray seviyesi için tercih edilebilecek en iyi seçenek. barış alper ve tete de bir zahmet o yokken pendikspor'a karşı rashica kadar katkı sağlasın.
tanguy ndombele
yakarış: bu dombiliyi niye aldınız?
cevap: doğru. bu dombili'yi neden aldık sahiden? göz göre göre ne gerek vardı? yoktu bir gerek. ama 3 milyon euro ücret, bonservis vermeden şansını denedi yönetim. çok çok çok büyük fahiş bir hata mıdır bu şimdi? belliydi başarısız olacağı ama erden timur da demiş ki, "ya şimdi beceremedik orta saha işini, taraftarın modunu düşürmeyelim. en azından en az riskli yatırımı yapıp ndombele'yi çekelim." hata mı? hata. 15 tane başarılı transferin ardından en gerekli bölgeye transfer yapamamak hata mı? hata. peki bu hata bütün kalan 10-15 tane oyuncunun transferini çöpe atacağımız, abartılacak kadar büyük hata mı? değil arkadaşlar ya. geçen senenin şampiyon kadrosundan berkan kutlu eksildi sadece orta sahada. yerine kerem demirbay geldi, bu dombili geldi, torreira'yı tutmayı başardık, geçen senenin as oyuncusu oliveira kaldı. yapmayın yani. sırf torreira'yı takımda tutmayı başarabilmek bile önemli bir transfer politikası başarısıdır. gitmek isteyeni tutamazsın, ya da tutarsın en iyi ihtimalle katkı alamazsın. bunu da göz önünde bulundurun.
sonuç: dombili gereksiz hamleydi, daha garanti bir 6-8 alınmalıydı. 1 yanlış da 99 doğruyu götürmez.
angelino
yakarış: "ya kardeşim bu adamı kim sol bek diye aldı!"
cevap: valla kardeşim keşke angelino gelmeden önce de sizin bu eşsiz futbol bilgilerinizi gs sözlükte görseydik. varsa yoksa "angelino süper, angelino bize gelmez çok iyi oyuncu" yazılıp durdu sözlükte. ben bir tane eleştiri, bir tane "abi angelino bu takımda oynayamaz, bu takıma uygun değil" diyen yazar görmedim. ha şimdi, bu bizim işimiz değil. bir kere hakkınızı vereyim. bu işi yapacak olan analistler var, bunları düşünecek olan okan buruk var takımda. ama demek ki gs sözlük yazarları olarak hiç kimse de bu analistlere akıl verecek yetkinlikte değilmiş ki paso övüldü bu adam. angelino kötüydü. kimsenin tahmin etmediği kadar kötüydü. profesyoneller tahmin etmeliydi ama gelin güzel bir noktaya temas edelim: hepimiz angelino'nun bize bonservisiyle katılacağını tahmin ediyorduk. ve eğer bu gerçekleşmiş olsaydı biz bu adamdan kurtulamayacaktık belki de. serbest düşüş. peki o çok eleştirilen transfer politikasına sahip yönetim ne yaptı? hiçbirinizin öngöremediğini gördü, gitti bir şekilde 2 milyon kiralama + 6 milyon opsiyonla geleceğimizi kurtardı. şimdi bu transferi okan buruk'un istediğini sağır sultan duydu. yönetimin buna rağmen bu kadar başarılı bir anlaşmaya imza atmasını es mi geçelim mesela? 2 milyon euro paran, buyur leipzig, güle güle angelino.
sonuç: başarısız transfer. öngörülü yönetimin başarılı anlaşmasıyla hasarsız kurtuluş.
cedric bakambu
yakarış: "bu adamı yollayın! satın! gönderin!"... (sesler kesilir...)
cevap: adam forma giymeden yüksek dozajdan eleştiri yağmuru. taraftar gün geçtikçe bu transfer işinden hiçbir şey anlamadığını gösteriyor bana kalırsa. her hafta daha etkili oynadığını görüyoruz kendisinin. sudan ucuza, tertemiz, yetenekli, başarılı, sorunsuz, sempatik, football manager diliyle rotasyon bile değil, yedek oyuncu olmayı kabul etmiş futbolcu.
sonuç: yapılmış en mantıklı transferlerden biri. hala göremeyenlere de göstereceğinin sinyallerini veriyor.
kerem demirbay
yakarış: "hiç oynayamıyor ya!"
cevap: yani, ben de daha iyi performans vermesini isterdim tabii. zaten yukarıda da belirttiğim gibi biz asıl alacağımız 6-8'i beklerken aperatif niyetine kerem demirbay'ı transfer ettik. e bu açıdan bakıldığında kerem demirbay'ın as kadroda, ana oyunda düşünülmediğini de anlamak gerek. yani yine ilk 11 oyuncusu gözüyle eleştirmektense bir rotasyon oyuncusunun başarısız olduğunu düşünüp buna göre eleştiri yapmak doğru olan burada. bence hala yanlış yerlerde, yanlış eleştirilerde taraftar. geçen sene 6 milyon euroluk genç yetenek - yedek yusuf transferi bu hatalardan çok çok daha fahiş bir hata.
sonuç: 3.7 milyon euro bonservis. 1 milyon euro yıllık ücret. ligde yerli oyuncu sayılıyor. yani. bekleneni veremedi. eh, olmadı. ama olağan, sıradan. anormal bir problem yok. varsa 100/100 başarı oranı olan, rotasyonda bile başarısız olmamış scout - transfer sorumlusu bence yıllık 10-15 milyon euro'yu ona verelim. ama yok.
milot rashica
yakarış: "neden bu adamı almadık!"
cevap: öncelikle arkadaşım. biz bu adamı almak istedik. ama inatla taraftarın algılamak istemediği bir gerçeklik var ve ben artık şaşırıyorum bu gerçeği düşünmek istememelerine. transfer limiti diye bir problemimiz vardı. şimdi neden inatla bu transfer limiti yokmuş, norwich'e 8 milyon euroyu şak diye çıkarıp verebilecekken vermemişiz gibi davranıyorsunuz bunu bana açıklayabilir misiniz? bu kadar basit bir gerçekliği neden algı dünyanıza sığdırmayı reddediyorsunuz? bana çözüm önerisi sunabilir misiniz arkadaşlar. bütün transferleri bırakıp zar zor bir şeyler sıkıştırıp varımızı yoğumuzu rashica'ya mı verseydik? ya da birkaç oyuncuyu mu satsaydık ekstra? para kendi cebimizden çıkmıyor diye pazarlık yapmayıp ne isteseler verse miydik veya? transfer limiti gerçeğinde öyle bir hakkımız da yok gerçi.
evet ben de istedim baya. ve hala kalbimde yaradır rashica. ama ne yapalım kardeşim? kulübü para indirmediyse, rashica şampiyonlar ligine katılmamızı beklemediyse, beşiktaş'a imza atmayı her ne sebepten olursa olsun kabul ettiyse ne yapalım?
2+2 neden 4, neden 5 olamıyor! buna isyan edilir mi? okan buruk, erden timur bile rashica'nın transfer edileceğini belirttiler. demek ki alacaktık gerçekten. ama transfer limitimiz yoktu beklemesi gerekecekti. rashica beklemedi. transfer limitimiz yoktu. transfer limitimiz yoktu. transfer limitimiz yoktu.
hakim ziyech, barış alper yılmaz, tete. böyle bir rotasyonu hiçbir takımda da bulamazsınız.
sonuç: keşke olsaydı. olmadı. türkiye cumhuriyetinin politikasını "neden bor çıkardınız, niye elmas çıkarmadınız" diye eleştirmekle galatasaray futbol takımının transfer politikasını "neden rashica almadınız" diye eleştirmek aynı şey. transfer limitimiz yoktu. transfer limitimiz yoktu. transfer limitimiz yoktu.
diğer transferler:
mauro icardi 10 milyon euro'ya dünya yıldızı. bazı şeyleri parayla satın alamzsınız. galatasaray futbol takımının genel politikasına, genel organizasyonuna icardi gibi bir oyuncuyu inandırabilmiş olmak bile büyük başarıdır.
tekrarlayalım:
mauro icardi
mauro icardi
mauro icardi
takımda tutabildikleri ve aldıkları oyuncularla devam edelim:
kerem aktürkoğlu.
davinson sanchez.
sacha boey.
dries mertens.
lucas torreira.
abdulkerim bardakcı.
barış alper yılmaz.
kaan ayhan.
takıma bak takıma. böyle bir takım 2002,2003'ten sonra gören oldu mu hiç? lütfen dany nounkeu'lu senelerden bahsetmeyelim ama.
son söz:
galatasaray futbol takımı, son 20 senesinin artı ve eksisini ele aldığımızda en iyi kadro planlamasına ve en iyi oyuncu grubuna sahip oldu. birkaç oyuncu harici sadece 2 senede gerçekleştirilen bu transfer operasyonu sonucunda galatasaray geçen seneyi ligde en yakın rakibine 8 puan fark atarak şampiyon bitirdi. bu sene geçen seneki "zaten güçlü" olan kadrosunu daha da güçlendirerek ligde 15 maçta 13 galibiyet, 1 beraberlik, 1 mağlubiyet gibi mükemmel bir başlangıçla girdi. 4. torbadan ölüm grubuna düştüğü şampiyonlar ligindeki 6 maçın 4'ünde harika bir oyun ortaya koyan bu kadro, 6 maçın 3'ünde puan kazanarak 3. oldu ve uefa avrupa ligi'ne gitmeye hak kazandı.
galatasaray bu transfer döneminde hatalı ve başarısız hamleler de yaptı. beklenen seviyede bir orta saha transferi gelmedi. transfer edilen bazı oyuncular da beklenen katkıyı sağlayamadı. bununla beraber galatasaray bu transfer döneminde başarılı hamleler de yaptı. zaten güçlü olan stoper tandemi sanchez'le beraber daha da güçlendi. ziyech, zaha, mertens, kerem, tete, barış alper şeklinde çok güçlü bir rotasyon şansına sahip oldu. geçen seneki gibi ayda 3 maç yerine haftada 3 maça çıkan galatasaray için bu da dikkat edilmesi gereken bir husus. yani özetle galatasaray futbol takımının transfer politikası kötü değildir.
daha iyi bir transfer dönemi beklerdik, bu halihazırda transfer döneminin kötü geçtiğini göstermiyor. sadece bizim en iyiyi istediğimizi gösteriyor. yönetim de muhtemelen kış ve yaz transferleriyle çok daha acayip bir takım ortaya koyacak ve beklentimizi karşılayacaklar. çünkü bu güveni veriyorlar.
erden timur'a tebrikler.
daha iyisi olabilirdi, daha iyisi olmadı diye uğur karakullukçuvari "ya mahvettiniz, batırdınız, abi abi abi!" sızlanmalarını duymaktan sıkıldım.
tek tek inceleyelim, çünkü gerçekten sıkıldım:
victor nelsson
yakarış: "abi satmadınız nelsson'u adam oynamıyor, değeri 3 milyon euroya düştü 15'e satmadınız satacaktınız!"
cevap: satmadık, şampiyonlar ligi elemelerinde her ihtimali düşündük. 15 milyon euro'yu nelsson'dan kazanacağız diye şampiyonlar liginden kaybetme ihtimalini göze almak istemedik. abdulkerim ve kaan ayhan tandeminin geçen sene bu kadar iyi olmadığını gördük. emin bayram'a güvenmedik. maçlarını izledik, çocuğun bacakları titriyordu birçok maçta. nelsson'a daha çok güvendik. nelsson'lu takımla şampiyonlar ligi elemelerini başarıyla tamamladık. şampiyonlar ligi'ne kaldık. davinson sanchez yerleşene kadar ligde de nelsson'la çok başarılı bir oyun ortaya koyduk. davinson sanchez sakatlandığında da kapı gibi nelsson'la oynamaya devam ediyoruz. çok para da kazanmıyor, disiplinsiz hareketler de yapmıyor.
sonuç: satılmaması her halükarda doğru çıktı.
nicolo zaniolo
yakarış: "abi 15 milyona aldık bu adamı gittiniz 5 milyona kiraladınız en ihtiyacımız olan dönemde niye verdiniz bu adamı bu adama şampiyonlar liginde ihtiyacımız vardı!"
cevap: zaniolo sakatlanmamak için şampiyonlar ligi elemelerine çıkmamış, belli ki bu oyuncuyu "3 ay galatasaray'a gelsin, form tutsun, sonra bize kazandırsın gitsin nereye gitmek istiyorsa" mentalitesiyle almışız, adama söz vermişiz, aston villa'ya gideceğim diye zalgiris maçından ljubljana maçlarına kadar hiçbirinde kendisini riske atıp da sahaya çıkmamış. bu adamı mı tutacaksınız? bu adam samimi cevap verin nelsson'la aynı profesyonelliğe sahp mi sizce? sistemi bozdu diye okan buruk oynatmamıştır diye düşünecek olan varsa, rashica mı vardı elimizde de oynatmadık biz bu adamı ön elemelerde? birine söz verdiyseniz o sözü tutarsınız. hele ki zaniolo gibi kafadan kontak bir tipse bu. "profesyonelsin seve seve oynayacaksın!" diyemezsin zaniolo gibi bir karaktere. para kısmına gelelim, zaniolo'nun ilk taksitini 3 milyon euro olarak geçen ay ödedik. aston villa'dan 5 milyon euro kazandık şu anlık.
sonuç: geçen sene geldi, belli oranda katkı verdi, fenerbahçe'ye iki tane tıklattı, 2 milyon euro yıllık karımızı da sağladı sağ olsun. zaniolo'dan maddi olarak zarar etmeyeceğimiz açık. 10 milyon euro'nun altına çıkaracağımız bir ihtimali kafasında kurabilen varsa, yapmasın öyle bir şey, sağlığınıza zarar.
yunus akgün - berkan kutlu
yakarış: "abi bu adamları neden yolladınız, bu adamlar bin basardı şimdikilere. tutacaktınız bu adamları!"
cevap: tam bir kör ölür badem gözlü olur durumu. tamam bence de rotasyonda belli bir katkı sağlayabilecek oyunculardı ama şu an yaşanan ufak çaplı problemlerin hiçbiri bu iki oyuncumuzun kiralanmasından kaynaklanmıyor. bu sene kaç maç şans verildi, kaç defa psikolojik olarak bu arkadaşların biraz yorulduğunu gördük. biraz galatasaray'dan uzaklaşmalarının hem bizim hem kendileri için ne kadar yararlı olabileceğini düşündük hepimiz taraftar olarak. ihtiyacımız da olmadı kendilerine, demirbay, oliveira, kaan ayhan, ndombele bir şekilde yerini doldurdu berkan'ın. sağ kanatta da bir şekilde ziyech, tete, barış yunus'un almak zorunda kalmadığı süreyi alarak galatasaray'ı ligde ve avrupa'da başarılı bir noktaya götürdü. eğer berkan kutlu satılırsa 5 milyon euro, yunus akgün satılırsa 8 milyon euro daha kar elde edeceğimizi de hatırlamamız gerekiyor.
sonuç: kiralanmasalardı hiçbir şey olumlu anlamda değişmeyecekti arkadaşlar, zaten bölgelerinde 2, 3. tercihlerdi. zaten ligde 1 beraberlik 1 mağlubiyetimiz var, kulüp rekoruna koşuyoruz. avrupa'da da fark yaratacak oyuncular değiller. demek ki ah vah edilecek kadar transfer stratejisi hatası olarak göremeyiz bu durumu.
wilfried zaha
yakarış: "abi bu zaha eski zaha değil. hiçbir ihtiyacımız yokken zaha'yı aldık ve kerem aktürkoğlu'nu da mevkisinden ettik! deli gibi ücret ödüyoruz. takımı bozuyor. bıraksaydık fenerbahçe alsaydı!"
cevap: şimdi o kadar tez varken her birini ayrıştırarak cevaplamak gerekiyor zaha için öncelikle. o yüzden sırayla gidelim:
sızlanma 1- "zaha eski zaha değil."
cevap 1- arkadaşım eski zaha 70 milyondu zaten. eski zaha'nın ederi 70 milyon. eski zaha'nın yanına turşu da ister misin? bununla beraber geçen sene de "icardi eski icardi değil"di. geldi, eskiye döndü. eski zaha'nın döneceği garanti olsa sizce 70 milyon olmasın 2 sene yaş aldı, 50 milyon bağlayacak takım çıkmaz mıydı?
sızlanma 2- hiçbir ihtiyacımız yokken zaha'yı aldık.
cevap 2- bazı şeyleri ihtiyaç ve lüks olarak ikiye ayırmak gerekiyor. zaha ihtiyaç mıydı, hayır. zaha lükstü. diyeceksiniz ki "e tamam işte ihtiyaçları bitirmeden lüksleri aldık." ben de diyeceğim ki, tamam kardeşim, doğru diyorsun ama icardi de geçen sene lüks değil miydi örneğin? takım olgusunu ihtiyaçlarla sağlarsın, ama farkı da bu lüksler yaratıyor dünya futbolunda. örnek verelim: geçen sene karakullukçu'dan tut burada dahi birçok yazar "ya icardi'ye ne gerek var! almayın!" demedi mi? ben bu yüzden sevmiyorum işte karakulukçu kafasını. seferovic'i almışız, icardi problemli, icardi'yi niye alıyoruz'a bağla bağla bağla. sonra icardi katkıyı verince "oov ne oyuncu!" aynı mentaliteyle zaha'yı al. geçen sene yanılmamışsın gibi ilk başarısızlıkta "zaha'yı niye aldık abi!!!"
aynı kafa yapısı değil miydi 2012'de sneijder ve drogba geldiğinde "abi takımın sistemini bozacaklar! fatih hoca istemiyor! ne gerek var bu paraları bağlamaya kulüp batacak! takımın oyun performansı düştü!" diyenler? ne oldu peki sneijder ile drogba geldiğinde? takımın oyun performansı düştü mü? evet. peki sneijder ve drogba o mükemmel oyun performanslı takımın 300 dakika çabalasa alamayacağı maçları yıllarca aldırdı mı? evet. şampiyonlar liginde juventus maçında 2-2'ye, 1-0'a en çok katkısı olan oyuncular kimler oldu? kopenhag'ı yendiğimiz maçta golleri yine kimler attı? fenerbahçe'ye ligde kupada golleri kimler attı? büyük maçlarda golleri mükemmelleşen oyun kurgumuzu bozduğu için alınmaması istenen sneijder ve drogba atmadı mı? sistem değiştirdiler evet, ama efsane de oldular.
sızlanma 3- deli gibi ücret ödüyoruz başımıza kaldı!
cevap 3- gören de cengiz ünder'i 15 milyon euro'ya transfer ettik sanacak. yanlışı yanlışla kapatmıyorum yok merak etmeyin. bu konuda sadece şunu diyeceğim: bu adamın bir ismi var, fiyakası var, menajerine söylediği anda kapısına gelecek onlarca kulüp var. zaha'nın elimizde kalacağına ihtimal vermeniz garip.
sızlanma 4- fenerbahçe'ye gitseydi keşke! boşuna çalım attık.
cevap 4- bu işin psikolojik etkisini falan geçelim. bunlara inanmayalım tamam. "ya bırak abi hala sidik yarıştırıyorsun." peki siz zaha'nın fenerbahçe'de başarısız olacağını nereden biliyorsunuz? şu an "fred alacaktık! szymanski alacaktık!" diyen arkadaşların "zaha alacaktık ya!" demeyeceğini nereden biliyorsunuz? maç başına 5-10 tane gol atan :) fenerbahçe'de zaha gibi bir gücü görmek istemeniz sizce biraz fazla özgüvenli bir düşünce değil mi?
sonuç: ortada fol yok yumurta yok. güzel sinyaller vermiş, birkaç lig maçını tek başına almış, arkasında beksiz oynamış (angelino'ya da geleceğiz), manchester united'a golünü atmış, 88'de kopenhag'a çalımla rakip eksiltip asistini yapmış, süper ligde "işte premier lig bu" sözünü ortaya çıkaran golün replikasını atmış olan oyuncuyu 2 adet şampiyonlar ligi maçı sonrası çöp ilan etmek, başaramayacağına kesin kanaat getirmek, biraz özgüvenli hareketler değil mi arkadaşlar? bekleyip görelim.
tete
yakarış: abi bu çöpü niye aldık? 5. kanat oyuncusunu niye aldık? deli gibi para ödüyoruz! ne gerek vardı?
cevap: öncelikle bu arkadaşımız çöp değil. bu arkadaşımız gün geçtikçe daha iyi de olabilir, kötü de olabilir. geçen seneki yusuf transferiyle çöpe atılan 6 milyon euro'dan çok daha iyi de bir transfer. burada temel problem şu bence de, yıllık ücreti gerçekten fazla bu arkadaşın. eğri oturup doğru konuşmak lazım. bu ücret yerine imza parası verilse rahatsız olur muydum? olmazdım. 23 yaş, brezilya, şahtar, premier lig tecrübesi, bonservissiz... denenmesi çok mu olumsuz bir hareket? ne için alındığını da düşünmek gerek. tete rotasyon oyuncusu. ziyech'in arkasında oynaması için alındı. bu şekilde konuşmak lazım. yeteneği var mı, var. kısıtlı mı, kısıtlı.
bazı galatasaraylı arkadaşlarımız istiyor ki, sağ kanatta rotasyonda oynayacak oyuncu gelecek. biz bu rotasyon oyuncusuna her hafta küfredeceğiz. bu rotasyon oyuncusu da kendi seviyesinden yukarıda oynamak zorunda olacak. olmuyor ama öyle. geçen sene yunus'u yemedik mi arkadaşlar? yedik 8'e yolladık. bu sene de tete'yi yiyeceğiz, sonraki sene 8'e yollayacağız. kötü transfer mi şimdi rotasyon olarak baktığınızda?
sonuç: bonservissiz, rotasyonda iş yapması için alınmış, problemsiz, düzgün bir oyuncu aldık. yunus yerine aldık. bedavaya aldık. tek doğru eleştiri yıllık ücret. katılıyorum.
hakim ziyech
yakarış: "..." (sesler kesildi.)
cevap: bazı transferler sesleri kesmeye başladı bile. işte rashica'nın yerine aldığımız, tete'yi rotasyona hapsetmesini istediğimiz karakter bu. 1+1+1 yıllık. bonservissiz. 3,5 milyon yıllık ücret.
bu adam kronik sakat mı? olabilir. bu adamın problemleri mi var? olabilir. bu adamın problemi olmayan halini 50-60 milyon euro'ya alabilir misin? alamazsın. biz bedavaya yıllık 20 maç mükemmel performans sergileyecek halini aldık mı? aldık.
sonuç: yıllık 20 maçlık ziyech galatasaray seviyesi için tercih edilebilecek en iyi seçenek. barış alper ve tete de bir zahmet o yokken pendikspor'a karşı rashica kadar katkı sağlasın.
tanguy ndombele
yakarış: bu dombiliyi niye aldınız?
cevap: doğru. bu dombili'yi neden aldık sahiden? göz göre göre ne gerek vardı? yoktu bir gerek. ama 3 milyon euro ücret, bonservis vermeden şansını denedi yönetim. çok çok çok büyük fahiş bir hata mıdır bu şimdi? belliydi başarısız olacağı ama erden timur da demiş ki, "ya şimdi beceremedik orta saha işini, taraftarın modunu düşürmeyelim. en azından en az riskli yatırımı yapıp ndombele'yi çekelim." hata mı? hata. 15 tane başarılı transferin ardından en gerekli bölgeye transfer yapamamak hata mı? hata. peki bu hata bütün kalan 10-15 tane oyuncunun transferini çöpe atacağımız, abartılacak kadar büyük hata mı? değil arkadaşlar ya. geçen senenin şampiyon kadrosundan berkan kutlu eksildi sadece orta sahada. yerine kerem demirbay geldi, bu dombili geldi, torreira'yı tutmayı başardık, geçen senenin as oyuncusu oliveira kaldı. yapmayın yani. sırf torreira'yı takımda tutmayı başarabilmek bile önemli bir transfer politikası başarısıdır. gitmek isteyeni tutamazsın, ya da tutarsın en iyi ihtimalle katkı alamazsın. bunu da göz önünde bulundurun.
sonuç: dombili gereksiz hamleydi, daha garanti bir 6-8 alınmalıydı. 1 yanlış da 99 doğruyu götürmez.
angelino
yakarış: "ya kardeşim bu adamı kim sol bek diye aldı!"
cevap: valla kardeşim keşke angelino gelmeden önce de sizin bu eşsiz futbol bilgilerinizi gs sözlükte görseydik. varsa yoksa "angelino süper, angelino bize gelmez çok iyi oyuncu" yazılıp durdu sözlükte. ben bir tane eleştiri, bir tane "abi angelino bu takımda oynayamaz, bu takıma uygun değil" diyen yazar görmedim. ha şimdi, bu bizim işimiz değil. bir kere hakkınızı vereyim. bu işi yapacak olan analistler var, bunları düşünecek olan okan buruk var takımda. ama demek ki gs sözlük yazarları olarak hiç kimse de bu analistlere akıl verecek yetkinlikte değilmiş ki paso övüldü bu adam. angelino kötüydü. kimsenin tahmin etmediği kadar kötüydü. profesyoneller tahmin etmeliydi ama gelin güzel bir noktaya temas edelim: hepimiz angelino'nun bize bonservisiyle katılacağını tahmin ediyorduk. ve eğer bu gerçekleşmiş olsaydı biz bu adamdan kurtulamayacaktık belki de. serbest düşüş. peki o çok eleştirilen transfer politikasına sahip yönetim ne yaptı? hiçbirinizin öngöremediğini gördü, gitti bir şekilde 2 milyon kiralama + 6 milyon opsiyonla geleceğimizi kurtardı. şimdi bu transferi okan buruk'un istediğini sağır sultan duydu. yönetimin buna rağmen bu kadar başarılı bir anlaşmaya imza atmasını es mi geçelim mesela? 2 milyon euro paran, buyur leipzig, güle güle angelino.
sonuç: başarısız transfer. öngörülü yönetimin başarılı anlaşmasıyla hasarsız kurtuluş.
cedric bakambu
yakarış: "bu adamı yollayın! satın! gönderin!"... (sesler kesilir...)
cevap: adam forma giymeden yüksek dozajdan eleştiri yağmuru. taraftar gün geçtikçe bu transfer işinden hiçbir şey anlamadığını gösteriyor bana kalırsa. her hafta daha etkili oynadığını görüyoruz kendisinin. sudan ucuza, tertemiz, yetenekli, başarılı, sorunsuz, sempatik, football manager diliyle rotasyon bile değil, yedek oyuncu olmayı kabul etmiş futbolcu.
sonuç: yapılmış en mantıklı transferlerden biri. hala göremeyenlere de göstereceğinin sinyallerini veriyor.
kerem demirbay
yakarış: "hiç oynayamıyor ya!"
cevap: yani, ben de daha iyi performans vermesini isterdim tabii. zaten yukarıda da belirttiğim gibi biz asıl alacağımız 6-8'i beklerken aperatif niyetine kerem demirbay'ı transfer ettik. e bu açıdan bakıldığında kerem demirbay'ın as kadroda, ana oyunda düşünülmediğini de anlamak gerek. yani yine ilk 11 oyuncusu gözüyle eleştirmektense bir rotasyon oyuncusunun başarısız olduğunu düşünüp buna göre eleştiri yapmak doğru olan burada. bence hala yanlış yerlerde, yanlış eleştirilerde taraftar. geçen sene 6 milyon euroluk genç yetenek - yedek yusuf transferi bu hatalardan çok çok daha fahiş bir hata.
sonuç: 3.7 milyon euro bonservis. 1 milyon euro yıllık ücret. ligde yerli oyuncu sayılıyor. yani. bekleneni veremedi. eh, olmadı. ama olağan, sıradan. anormal bir problem yok. varsa 100/100 başarı oranı olan, rotasyonda bile başarısız olmamış scout - transfer sorumlusu bence yıllık 10-15 milyon euro'yu ona verelim. ama yok.
milot rashica
yakarış: "neden bu adamı almadık!"
cevap: öncelikle arkadaşım. biz bu adamı almak istedik. ama inatla taraftarın algılamak istemediği bir gerçeklik var ve ben artık şaşırıyorum bu gerçeği düşünmek istememelerine. transfer limiti diye bir problemimiz vardı. şimdi neden inatla bu transfer limiti yokmuş, norwich'e 8 milyon euroyu şak diye çıkarıp verebilecekken vermemişiz gibi davranıyorsunuz bunu bana açıklayabilir misiniz? bu kadar basit bir gerçekliği neden algı dünyanıza sığdırmayı reddediyorsunuz? bana çözüm önerisi sunabilir misiniz arkadaşlar. bütün transferleri bırakıp zar zor bir şeyler sıkıştırıp varımızı yoğumuzu rashica'ya mı verseydik? ya da birkaç oyuncuyu mu satsaydık ekstra? para kendi cebimizden çıkmıyor diye pazarlık yapmayıp ne isteseler verse miydik veya? transfer limiti gerçeğinde öyle bir hakkımız da yok gerçi.
evet ben de istedim baya. ve hala kalbimde yaradır rashica. ama ne yapalım kardeşim? kulübü para indirmediyse, rashica şampiyonlar ligine katılmamızı beklemediyse, beşiktaş'a imza atmayı her ne sebepten olursa olsun kabul ettiyse ne yapalım?
2+2 neden 4, neden 5 olamıyor! buna isyan edilir mi? okan buruk, erden timur bile rashica'nın transfer edileceğini belirttiler. demek ki alacaktık gerçekten. ama transfer limitimiz yoktu beklemesi gerekecekti. rashica beklemedi. transfer limitimiz yoktu. transfer limitimiz yoktu. transfer limitimiz yoktu.
hakim ziyech, barış alper yılmaz, tete. böyle bir rotasyonu hiçbir takımda da bulamazsınız.
sonuç: keşke olsaydı. olmadı. türkiye cumhuriyetinin politikasını "neden bor çıkardınız, niye elmas çıkarmadınız" diye eleştirmekle galatasaray futbol takımının transfer politikasını "neden rashica almadınız" diye eleştirmek aynı şey. transfer limitimiz yoktu. transfer limitimiz yoktu. transfer limitimiz yoktu.
diğer transferler:
mauro icardi 10 milyon euro'ya dünya yıldızı. bazı şeyleri parayla satın alamzsınız. galatasaray futbol takımının genel politikasına, genel organizasyonuna icardi gibi bir oyuncuyu inandırabilmiş olmak bile büyük başarıdır.
tekrarlayalım:
mauro icardi
mauro icardi
mauro icardi
takımda tutabildikleri ve aldıkları oyuncularla devam edelim:
kerem aktürkoğlu.
davinson sanchez.
sacha boey.
dries mertens.
lucas torreira.
abdulkerim bardakcı.
barış alper yılmaz.
kaan ayhan.
takıma bak takıma. böyle bir takım 2002,2003'ten sonra gören oldu mu hiç? lütfen dany nounkeu'lu senelerden bahsetmeyelim ama.
son söz:
galatasaray futbol takımı, son 20 senesinin artı ve eksisini ele aldığımızda en iyi kadro planlamasına ve en iyi oyuncu grubuna sahip oldu. birkaç oyuncu harici sadece 2 senede gerçekleştirilen bu transfer operasyonu sonucunda galatasaray geçen seneyi ligde en yakın rakibine 8 puan fark atarak şampiyon bitirdi. bu sene geçen seneki "zaten güçlü" olan kadrosunu daha da güçlendirerek ligde 15 maçta 13 galibiyet, 1 beraberlik, 1 mağlubiyet gibi mükemmel bir başlangıçla girdi. 4. torbadan ölüm grubuna düştüğü şampiyonlar ligindeki 6 maçın 4'ünde harika bir oyun ortaya koyan bu kadro, 6 maçın 3'ünde puan kazanarak 3. oldu ve uefa avrupa ligi'ne gitmeye hak kazandı.
galatasaray bu transfer döneminde hatalı ve başarısız hamleler de yaptı. beklenen seviyede bir orta saha transferi gelmedi. transfer edilen bazı oyuncular da beklenen katkıyı sağlayamadı. bununla beraber galatasaray bu transfer döneminde başarılı hamleler de yaptı. zaten güçlü olan stoper tandemi sanchez'le beraber daha da güçlendi. ziyech, zaha, mertens, kerem, tete, barış alper şeklinde çok güçlü bir rotasyon şansına sahip oldu. geçen seneki gibi ayda 3 maç yerine haftada 3 maça çıkan galatasaray için bu da dikkat edilmesi gereken bir husus. yani özetle galatasaray futbol takımının transfer politikası kötü değildir.
daha iyi bir transfer dönemi beklerdik, bu halihazırda transfer döneminin kötü geçtiğini göstermiyor. sadece bizim en iyiyi istediğimizi gösteriyor. yönetim de muhtemelen kış ve yaz transferleriyle çok daha acayip bir takım ortaya koyacak ve beklentimizi karşılayacaklar. çünkü bu güveni veriyorlar.
erden timur'a tebrikler.