42
beşiktaş'ın ve hatta türk futbolunun kendisi hakkında bir beklenti içerisinde olmasına şaşırdığım mevcut beşiktaş jimnastik kulübü başkanı.
sporun içerisinden gelen, kibar, beyfendi bir karakter olabilir. emin değilim ama olabilir elbette ki. ama başkan adaylığı sürecinde yaptığı tek şey çok şey söyleyip aslında yeni/farklı hiçbir şey söylememek. bir slogan yaratıldı kendisi veya danışmanlar tarafından ("beşiktaş'ı beşiktaşlılar yönetecek") diye ve bütün seçim kampanyası bu sloganın üzerine inşa edildi. başarılı da olundu, hasan arat açık ara farkla başkan seçildi. peki şimdi ne olacak? beşiktaş'ı beşiktaşlılar yönetecek. iyi tamam güzel yönetsinler. peki kim bu beşiktaşlılar? futbol şubesinin başına bugüne kadarki teknik adamlık ve televizyon yorumculuğu kariyeri son derece sıradan, iki kelimeyi bir araya getirmekte zorlanan, son derece sığ yorumların ötesine geçmeyen feyyaz uçar kondu. başka peki? beşiktaş altyapısının başına ise 25-30 yıllık teknik adamlık kariyerinde pek çok takımı küme düşüren, hiçbir kayda değer başarısı olmayan, üstelik 2012-2013 sezonunda beşiktaş'ta teknik adam olarak denenmiş ve tutmamış, ayrılırken de tazminatını çatır çatır almış samet aybaba getirildi. başka? takımın teknik direktörlük koltuğunda da ahmet nur çebi'nin son icraatı olan, sürekli mağduru oynamasıyla meşhur, namıdiğer "basit goller yedik" rıza çalımbay var. üstelik çalımbay da 2004-2005 ve 2005-2006 sezonlarında, yani çok daha genç iken, üstelik çok daha başarılı bir kariyer sonrası (göztepe, denizlispor, rizespor) göreve getirilmiş ve 2005'in sonunda başarısız olarak ayrılmış olduğu halde, seneler sonra bu kez 60 yaşında "beşiktaş'ın çocuğu" (bence dedesi demeliler) takımın başında. mükemmel bir yapılanma gerçekten. son derece donanımlı, kariyerli, alanlarında liyakat sahibi beşiktaşlıların hepsi bir aradalar ve hepsi görevdeler. beşiktaş'ı da zaten bu kadar kaliteli ve özgeçmişleri başarılılarla dolu beşikaşlılar yönetmeli.
başka ne var hasan arat'ın elinde? resmin bir tarafında üç tane "muhteşem" beşiktaşlı futbolu yönetirken; resmin diğer tarafında psg ve al nassr ile yapılan ve sadece gösterişten ibaret olan centilenmenlik anlaşmaları var. anlaşmaların içeriğinde aslında hiçbir şey yok ama anlaşmalar üzerinden yapılan şatafatın seviyesi üst düzey. başka peki? bir de olası bir teknik adam değişikliği halinde arat'ın beşiktaş taraftarının ağzına bir parmak bal olarak çaldığı hans-dieter flick ismi var beşiktaş camiasının elinde. muhteşem bir fotoğraf gözümde canlanıyor bu isimin eklenmesiyle birlikte. bir yanda feyyaz uçar, bir yanda samet aybaba, öte yanda da hans-dieter flick. nasıl bir uyum, nasıl bir çalışma düzeni, nasıl bir koordinasyon bekleniyor bu isimler arasında merak ediyorum doğrusu.
"beşiktaş'ı beşiktaşlılar yönetecek". kulüplerimizin (galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor, bursaspor vs.) başına ne geliyorsa bu demagojiden geliyor zaten. onlarca başarısız ve mali açıdan yıpratıcı örnek yaşanıyor bu modellemede ama bir süre geçtikten sonra yine bazı isimler ortaya çıkıyor, aynı hamasi anlayışı farklı kelimelerle slogana çeviriyor ve arkalarına aldıkları rüzgarla koskoca kulüplerin yönetimlerini ele geçiriyorlar. bir kulübü sahip oldukları tek vasıf yıllar-yıllar önce o kulübün formasını giymekten ve kaptanlığını yapmaktan öteye geçememiş isimler mi yönetmelidir? kesinlikle hayır; bir kulübü o kulübün idari makamlarını kariyerleriyle, başarılarıyla, vizyonlarıyla hak eden isimler yönetmelidir. galatasaray'da şu an olduğu gibi. galatasaray'a sadece galatasaraylı olduğu ve bu kulüpte futbolcu iken sekiz şampiyonluk kazandığı için getirilmedi okan buruk. akhisarspor ile türkiye kupası, başakşehir ile lig şampiyonluğu ve aynı zamanda avrupa başarısı yakaladığı için göreve gelmesi istendi ve getirildi. feyyaz uçar'ın, samet aybaba'nın ve hatta rıza çalımbay'ın 25-30 senede yapamadıklarını, okan buruk teknik adamlık kariyerinin son 5 senesinde yaptı. o sayede buraya geldi ve 49 yaşında hanesine bir de galatasaray'la kazanılmış lig şampiyonluğu ekledi. her kulüp için olması ve uyarlanması gereken başarı modeli de bu zaten. kendisine seçimleri kazandıran ve seçim sonrası uygulamaya da yansıttığı mevcut popülist anlayışla ise hasan arat'ın başarılı olabileceğine zerre ihtimal vermiyorum. kendisi gibilerinden türk futbolunda da, beşiktaş'ta da bolca oldu; bugün de kendisi gibilerinden başka takımlarda çok sayıda mevcuttur. bana göre hasan arat'ın başkanı olduğu takıma veya türk futboluna katabileceği bir değer yoktur.
sporun içerisinden gelen, kibar, beyfendi bir karakter olabilir. emin değilim ama olabilir elbette ki. ama başkan adaylığı sürecinde yaptığı tek şey çok şey söyleyip aslında yeni/farklı hiçbir şey söylememek. bir slogan yaratıldı kendisi veya danışmanlar tarafından ("beşiktaş'ı beşiktaşlılar yönetecek") diye ve bütün seçim kampanyası bu sloganın üzerine inşa edildi. başarılı da olundu, hasan arat açık ara farkla başkan seçildi. peki şimdi ne olacak? beşiktaş'ı beşiktaşlılar yönetecek. iyi tamam güzel yönetsinler. peki kim bu beşiktaşlılar? futbol şubesinin başına bugüne kadarki teknik adamlık ve televizyon yorumculuğu kariyeri son derece sıradan, iki kelimeyi bir araya getirmekte zorlanan, son derece sığ yorumların ötesine geçmeyen feyyaz uçar kondu. başka peki? beşiktaş altyapısının başına ise 25-30 yıllık teknik adamlık kariyerinde pek çok takımı küme düşüren, hiçbir kayda değer başarısı olmayan, üstelik 2012-2013 sezonunda beşiktaş'ta teknik adam olarak denenmiş ve tutmamış, ayrılırken de tazminatını çatır çatır almış samet aybaba getirildi. başka? takımın teknik direktörlük koltuğunda da ahmet nur çebi'nin son icraatı olan, sürekli mağduru oynamasıyla meşhur, namıdiğer "basit goller yedik" rıza çalımbay var. üstelik çalımbay da 2004-2005 ve 2005-2006 sezonlarında, yani çok daha genç iken, üstelik çok daha başarılı bir kariyer sonrası (göztepe, denizlispor, rizespor) göreve getirilmiş ve 2005'in sonunda başarısız olarak ayrılmış olduğu halde, seneler sonra bu kez 60 yaşında "beşiktaş'ın çocuğu" (bence dedesi demeliler) takımın başında. mükemmel bir yapılanma gerçekten. son derece donanımlı, kariyerli, alanlarında liyakat sahibi beşiktaşlıların hepsi bir aradalar ve hepsi görevdeler. beşiktaş'ı da zaten bu kadar kaliteli ve özgeçmişleri başarılılarla dolu beşikaşlılar yönetmeli.
başka ne var hasan arat'ın elinde? resmin bir tarafında üç tane "muhteşem" beşiktaşlı futbolu yönetirken; resmin diğer tarafında psg ve al nassr ile yapılan ve sadece gösterişten ibaret olan centilenmenlik anlaşmaları var. anlaşmaların içeriğinde aslında hiçbir şey yok ama anlaşmalar üzerinden yapılan şatafatın seviyesi üst düzey. başka peki? bir de olası bir teknik adam değişikliği halinde arat'ın beşiktaş taraftarının ağzına bir parmak bal olarak çaldığı hans-dieter flick ismi var beşiktaş camiasının elinde. muhteşem bir fotoğraf gözümde canlanıyor bu isimin eklenmesiyle birlikte. bir yanda feyyaz uçar, bir yanda samet aybaba, öte yanda da hans-dieter flick. nasıl bir uyum, nasıl bir çalışma düzeni, nasıl bir koordinasyon bekleniyor bu isimler arasında merak ediyorum doğrusu.
"beşiktaş'ı beşiktaşlılar yönetecek". kulüplerimizin (galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor, bursaspor vs.) başına ne geliyorsa bu demagojiden geliyor zaten. onlarca başarısız ve mali açıdan yıpratıcı örnek yaşanıyor bu modellemede ama bir süre geçtikten sonra yine bazı isimler ortaya çıkıyor, aynı hamasi anlayışı farklı kelimelerle slogana çeviriyor ve arkalarına aldıkları rüzgarla koskoca kulüplerin yönetimlerini ele geçiriyorlar. bir kulübü sahip oldukları tek vasıf yıllar-yıllar önce o kulübün formasını giymekten ve kaptanlığını yapmaktan öteye geçememiş isimler mi yönetmelidir? kesinlikle hayır; bir kulübü o kulübün idari makamlarını kariyerleriyle, başarılarıyla, vizyonlarıyla hak eden isimler yönetmelidir. galatasaray'da şu an olduğu gibi. galatasaray'a sadece galatasaraylı olduğu ve bu kulüpte futbolcu iken sekiz şampiyonluk kazandığı için getirilmedi okan buruk. akhisarspor ile türkiye kupası, başakşehir ile lig şampiyonluğu ve aynı zamanda avrupa başarısı yakaladığı için göreve gelmesi istendi ve getirildi. feyyaz uçar'ın, samet aybaba'nın ve hatta rıza çalımbay'ın 25-30 senede yapamadıklarını, okan buruk teknik adamlık kariyerinin son 5 senesinde yaptı. o sayede buraya geldi ve 49 yaşında hanesine bir de galatasaray'la kazanılmış lig şampiyonluğu ekledi. her kulüp için olması ve uyarlanması gereken başarı modeli de bu zaten. kendisine seçimleri kazandıran ve seçim sonrası uygulamaya da yansıttığı mevcut popülist anlayışla ise hasan arat'ın başarılı olabileceğine zerre ihtimal vermiyorum. kendisi gibilerinden türk futbolunda da, beşiktaş'ta da bolca oldu; bugün de kendisi gibilerinden başka takımlarda çok sayıda mevcuttur. bana göre hasan arat'ın başkanı olduğu takıma veya türk futboluna katabileceği bir değer yoktur.