7455
galatasaray futbol takımı futbolcusu. sevilmemekle, eleştirilmek arasında fark olmalı. burada eleştirenler insanların onu sevmediğini düşünmüyorum. kaldı ki ben eleştiriyorum ama tamamen saha içinde yaptıklarıyla alakalı. yoksa kerem'i neden sevmiyoruz ki? bu ayrım doğru yapılmalı. hayatta eleştirdiğimiz herkesi sevmiyor veya nefret mi ediyoruz?
3 sezonun ilki adaptasyon süreciydi ki ilk geldiği dönemde aldığı süreler kısıtlıydı diye hatırlıyorum. sonrasında takım içinde kendine yer buldukça/oynadıkça oturmaya başladı. bu zamana kadar da gol ve asistleriyle "takım oyununa" katkı sundu. şu; "takımı sırtlıyor", "olmadığında yokuz" tarzı söylemleri günümüz futbolunda geçtik. her futbolcunun ortaya koyduğu bir şeyler var ve günümüz futbolu, bir yıldızın ve özel bir oyuncunun üzerine kurulması dönemini kaldırmıyor, geçti onlar.
kerem'in sevilmeme değil, eleştirildiği nokta, saha içinde (daha önce en net ifade edenlerden biriydim) yapmaması gereken şeyleri eğer yapamayacağını anladıysa, bırakması, herkes gibi yapabildiği, yapacağına inancı varsa, yapması gerektiği üzerineydi. ne kadar net. kerem'in eleştirildiği konuları ortaya koysak, muhtemelen aynı şeyler etrafında dönüyor.
-geri dönmüyor
-rakip kovalamıyor
-top kayıpları
-bu sezon özelinde kaçırdığı net pozisyonlar
vs.
şunların hiçbirinde sevilmediğine dair bir ibare yok. şu şıklardan herhangi bir tanesini yapan adamların ne anası ne bacısı kaldı, şimdi birbirimizi kandırmayalım. sergio, mertens, bakambu, angelino, ndombele, ziyech, nelsson, kazım, ilk zamanlarında kaan ve apo, zaha ve en son icardi. şu isimlerin içinde kimisi ırkçılığın, kimisi tanınmamanın, kimisi ise şımarıklık sonucu yerden yere vurulan adamlardır. şu isimlerin hangisi kerem'den daha az bu "takıma/takım oyununa" katkı vermiş? hangisi?
bir kimseye duyduğumuz kin bizi adil olmaktan uzaklaştırmasın arkadaşlar, düsturumuz bu olmalı.
3 sezonun ilki adaptasyon süreciydi ki ilk geldiği dönemde aldığı süreler kısıtlıydı diye hatırlıyorum. sonrasında takım içinde kendine yer buldukça/oynadıkça oturmaya başladı. bu zamana kadar da gol ve asistleriyle "takım oyununa" katkı sundu. şu; "takımı sırtlıyor", "olmadığında yokuz" tarzı söylemleri günümüz futbolunda geçtik. her futbolcunun ortaya koyduğu bir şeyler var ve günümüz futbolu, bir yıldızın ve özel bir oyuncunun üzerine kurulması dönemini kaldırmıyor, geçti onlar.
kerem'in sevilmeme değil, eleştirildiği nokta, saha içinde (daha önce en net ifade edenlerden biriydim) yapmaması gereken şeyleri eğer yapamayacağını anladıysa, bırakması, herkes gibi yapabildiği, yapacağına inancı varsa, yapması gerektiği üzerineydi. ne kadar net. kerem'in eleştirildiği konuları ortaya koysak, muhtemelen aynı şeyler etrafında dönüyor.
-geri dönmüyor
-rakip kovalamıyor
-top kayıpları
-bu sezon özelinde kaçırdığı net pozisyonlar
vs.
şunların hiçbirinde sevilmediğine dair bir ibare yok. şu şıklardan herhangi bir tanesini yapan adamların ne anası ne bacısı kaldı, şimdi birbirimizi kandırmayalım. sergio, mertens, bakambu, angelino, ndombele, ziyech, nelsson, kazım, ilk zamanlarında kaan ve apo, zaha ve en son icardi. şu isimlerin içinde kimisi ırkçılığın, kimisi tanınmamanın, kimisi ise şımarıklık sonucu yerden yere vurulan adamlardır. şu isimlerin hangisi kerem'den daha az bu "takıma/takım oyununa" katkı vermiş? hangisi?
bir kimseye duyduğumuz kin bizi adil olmaktan uzaklaştırmasın arkadaşlar, düsturumuz bu olmalı.
