8859
bir süredir kolaya kaçtığını ve "at topu icardi'ye" anlayışını benimsediğini düşünüyordum. bunda sahanın neresinde topu alırsa alsın veya icardi ne pozisyonda olursa olsun (markaj altında veya değil), o topu icardi'ye atmaya endeksli kerem aktürkoğlu ile oynamasının payı büyüktü. kerem'siz bir 11, kerem oyuna girene kadar, sahanın her yerinde pas yaptı. oyun kurdu, üçgenler oluşturdu. topa hakim oldu. rakip yarı alana yerleşti. çok daha kalabalık olduk üçüncü bölgede, çok daha kolay topları geri kazandık ve en önemlisi topu çok daha uzun süreler kaptırmadan çevirebildik. ıcardi de bu sayede rahatladı. golünü attı, asistini yaptı, üzerindeki gereksiz yük kalktı. hücum gücümüz oyuncularımız arasında eşit dağıldı.
işte okan hocamızın her zaman benimsemesi gereken anlayış bu olmalı. topa hükmeden, topu çok zor kaybeden, oyun içi oyuncu rolleri belirlenmiş ve eşit oranda dağıtılmış güçlü bir galatasaray. iki oyuncunun uyumuna, formuna ve bazen de keyfine sınırlı kalamaz galatasaray'ın hücum gücü. kim iyi ise o oynamalı. kim galatasaray'ın oyun anlayışına daha yatkın ise o sahada olmalı. "x varsa x oynar" gibi bir şey olamaz galatasaray'da. okan buruk da, dün kısmen de olsa, bunu gösterdi. kendisine teşekkür ederim.
işte okan hocamızın her zaman benimsemesi gereken anlayış bu olmalı. topa hükmeden, topu çok zor kaybeden, oyun içi oyuncu rolleri belirlenmiş ve eşit oranda dağıtılmış güçlü bir galatasaray. iki oyuncunun uyumuna, formuna ve bazen de keyfine sınırlı kalamaz galatasaray'ın hücum gücü. kim iyi ise o oynamalı. kim galatasaray'ın oyun anlayışına daha yatkın ise o sahada olmalı. "x varsa x oynar" gibi bir şey olamaz galatasaray'da. okan buruk da, dün kısmen de olsa, bunu gösterdi. kendisine teşekkür ederim.