ali ece

zaman zaman burada eleştirildiğini gördüğümde üzüldüğüm, içinde ne varsa dışında da onun olduğunu düşündüğüm kendi halinde bir yorumcu. burak yılmaz için dün yaptığı eleştirisinde sonuna kadar haklıdır, tamamen taraftarlık içgüdüsüyle duygusal olarak konuşmuş. burak için hem burada, hem de dışarıda bizler bile neler neler söyledik, kalkıp da burak’ı savunacak hale düşmedik çok şükür.

şimdi burada sayın ece’yi savunmaya gelen kitlenin bir kısmı beşiktaş’ı ve burak’ı eleştirdiği, hatta yerden yere vurmasından. ancak alt metinde yer alan kısım, koskoca camiaların ne idüğü belli olmayan bir kişiye muhtaç kalmasına aslında. geçmişte galatasaray da teknik direktör bile bulamayacak kıvama gelmiş, çin’den gelen bir altyapı hocasının zoraki istikametinden ötürü kendisini bir tercih olarak gösterilmesine kadar maruz kalmıştı. dost meclisindeyiz, eğip bükmeye gerek yok. hatta aynı başkanın bir önceki yönetim kurulunda olmuştu bu iş.

o yüzden bu tepkisine bu bakış açısıyla bakarsanız daha farklı ve daha sistematik bir probleme olan eleştiriyi görebilirsiniz.

bazen lafı uzatır, acayip örneklere bağlar, bazen sıkar da, bunlara katılıyorum ama entelektüel kimliği ve samimiyetine asla şüphe duymam. ali ece ne düşünüyorsa onu söyler. futbolu da bilir ama öyle teknik detaylara, saha içine hakim olduğunu da söyleyemem, bu da gerçek. biraz meddahlık yeteneği onu sivriltiyor, yoksa elbette saha içinde kimsenin kolay kolay söyleyemediği konulara değinen yorumcular var.

var olsun, kendisini uzun dönemler hem online, hem karasal yayınlarda görmek isterim.