411
karakterli bir rakip ve oyuncuları görünce zenne gibi kıvıran anadolu topçusu. benim gözümde fazlası değil ne yazık ki. bilmiyorum kaçıncı kez yazıyorum bunu ancak sabri sarıoğlu kendisinden halliceydi. fener aldığında sol açıktı. kendisini kerem aktürkoğlu ile kıyasladı. yedek kaldı, sonra tutturdu bir şekilde. sağ bek, sol bek, sağ kanat, sol kanat, orta saha göbek performanslarını izledik. bana göre komple yetersiz. zaniolo sırtında gezdirdi bu arkadaşı mesela. kaldı ki adam doğru dürüst maç bile yapmamıştı. kerem sağından atar solundan geçer, barış alper çiğ çiğ yer. en iyi özelliği alıp dikine boş alana doğru koşması. alanı iyi kapatan hiçbir takımın 18 çizgisine gelemez. izliyoruz işte rakipler dokunmaktan çekiniyor bu adamlara. üç kişinin arasından tereyağ gibi çıkıyor. neden? çünkü gölge pres yapılıyor. boş karakterleri övüp yüceltiyoruz sözlükte. göreceğiz işte en yakın maçta her iki takımda tam kadro çıkarsa zaha ya da ziyech ile nasıl baş edebilecek. çok hücumcu desen değil, tam defansif desen değil, mariano gibi oyun kurucu değil. geçen sene bu ilizyon yüzünden mesih jesus sürekli defansif zaafiyeti gösterdi ve kendi başını yedi. halbuki aklı başında bekler ile oynasa bu kadar ezilmezdi bizim maçlarda bile. çok uzağa gitmeye gerek yok milli maçlar da bir kıstas sonuçta. bizim kerem sürekli aktif, adını hemen hemen her maç fazlaca duyuyoruz. ferdi aranıyor mu? ulan bu maç ferdi olsaydı şunu yapardık bunu becerirdik diyor mu? oyun için yetersiz bireysel olarak çabalayan profilde.
