511
galatasaray'ın kadro kalitesi ile ağır basarak kazandığı müsabaka.
okan hocanın her maç ezber 4-2-4'e çalan 4-2-3-1'i yüzünden, her karşılaşmada bireysel performansa bakıyoruz artık. her maç bireysel olarak çıkıp maçı alacak oyuncularımız var, ama ben maç önünde yapılan analizleri beğenmiyorum.
rakibin orta sahasında karzev, aleksic ve berkay oynuyor.
galatasaray'ın elinde torreira, sergio, ndombele var. şu maça 4-3-3 ile başlasak, maçta puan bırakmak için sahaya meteor falan düşmesi lazımdı. çünkü sahanın geri kalan her yerinde de kalite olarak üstündük.
lima vs tete olacaktı, dubois vs kerem, duarte - ba vs icardi, serdar gürler vs boey, deniz türüç vs kazımcan, piatek vs davinson+ abdülkerim. görüldüğü üzere sahanın her yerinde üstünüz, yapılacak tek şey vardı şu maç için; orta sahaya torreira, sergio, ndombele üçlüsünü koyup rakibi de orada boğmak.
biz anca dk 80'den sonra dönebildik bu düzene ve o dakikadan sonra da rahat ettik, skoru artıracak pozisyonlar bulduk ve kalemizde de pozisyon vermedik.
gelelim en çok rahatsız olduğum noktaya. kazımcan sakatlandı, inşallah ciddi değildir, diz sakatlıklarından korkarım çocuk ağlayarak çıktı oyundan, inşallah bağ kopması yoktur da, aylarca uzak kalmaz sahadan.
yerli olduğu için mecburen abdülkerim'i sol beke koymak zorunda kaldık. buraya kadar sorun yok.
ama sevgili okan hocam, başakşehir döneminde kimse sahte bek kullanmazken clichy'i stoper gibi kullanıp geride sayısal üstünlüğü alıp oyuna hükmeden ve dk 60'tan sonra da maçları kazanan sen değil miydin?
abdülkerim'i koyuyorsun sol beke ve o cüsseyle 90 metreyi de kullanmasını istiyorsun. e senin sol bekte cenk ozkacar oynatan kuntz'dan ne farkın kaldı şimdi.
rakibin ön alan baskısı zaten 442, rakip td fazla çalışamadı yeni takımıyla, biz geriden 3+2 oyun kursak her ama her defasında çok rahat baskıyı kırıp topu da tutabilirdik. top rakipteyken abdülkerim sol beke geçebilir, hava hakimiyetini kullanarak fayda da sağlardı zaten. ama topa sahipken abdülkerim'in defansı üçlemeyip kanat bek gibi takımı genişletmesi bana çok absürt geliyor. ki zaten dubois bile geldi gol attı o bölgeden.
gs geriden oyun kurma açısından çok kolay önlem alınabilen, çok öngörülebilir bir takım maalesef. ligde bunu kullanamadıklarına bakmayın, avrupa'da böyle olmuyor işte.
kalede muslera varken de oyun kurmamız çok kolay değil, her zaman aşırı riskli oluyor her şey. seneye kaleci alırken bir zahmet ayakları iyi mi diye dikkat etmek lazım. real madrid, zamanı gelince casillas'ı bile gönderdi. takım menfaatlerini gözlemek lazım artık bir noktadan sonra.
ndombele çok geç oyuna girdi, bu maça dair sorunlardan biri bu bence. ndombele kariyeri boyunca bu kadar yumuşak orta sahalara rakip olamamıştır. premier lig, seria a ve ligue 1 orta sahalarıyla kapışmış bir oyuncu olarak; berkay- karzev- aleksic bunları çerez niyetine harcayacak bir oyuncudur. bu kadar çekinmeye gerek yok, oynadıkça tempo kazanabilecek bir fiziği var. zaten açılırsa tır gibi geçebilir bu ligin üzerinden.
ndombele şu açıdan önemli; defansta boey ve davinson ile 2 tane ultra fizikli adama sahip olduk, orta sahada torreira da müthiş savaşçı ve bunlara merkezden bir de ndombele'yi dahil edebilirsek karşı koyulması çok zor bir takım olacağız.
ndombele için ikili değil, üçlü orta saha daha uygun olacaktır, bunu es geçmemek lazım. ikili merkez oynatıp 4-2-4 ile neden olmuyor dememek lazım.
tete zaten bu oyunu de zerbi ile öğrendi, o yüzden teminatı de zerbi demiştik. farkını ortaya koyuyor, fiziksel olarak da iyi durumda, özgüvenini de kazandı.
kerem aktürkoğlu'na yapılan açık ağır eleştirierin ne kadar yersiz olduğu da ortaya çıktı. yapılan top kayıplarındaki tek suçlu kerem değil, kerem yokken bir müddet rakip kaleye gidemedik.
ziyech, alex kalitesinde bir oyuncu zaten. yavaş yavaş hazır olacaktır. uzun süredir oynamıyor, sabretmek lazım.
zaha hamstring sakatlığından çıktı, hiç mi bilmiyorsunuz bu sakatlığı? marcao geçen sezonu tamamen sakat geçirdi, boey'in bizdeki ilk sezonu tamamen bu sakatlıkla kayboldu, saracchi hazır olmadan deparlar attığı için sürekli sakatlığı nüksetti. zaha adım adım kendine gelecektir, şuan %30'uyla oynuyor belki de. kaçırdığı pozisyon gol olmadı çünkü zemin çok kötüydü, ziyech'in goldeki top kontrolüne bakın topu havaya kaldırdı ve öyle çaktı, kumsalda oynansa yine gol olurdu o vuruş. ve yakın zamanda zaha'dan da pek şut beklememek lazım, zira hamstring kaslarıyla sert şutlar çekiliyor. sakatlığının nüksetmesindense yavaş yavaş hazır olmasını beklemekte fayda var. nwakeeme tipi oyuncu bu ligde iş yapar, korkmayın yani. buraya yatmaya falan da geldiğini sanmıyorum.
bireysel oyuncu performanslarını eleştirmeyi doğru bulmuyorum, çünkü çoğu oyuncu sistemden dolayı çok kötü görünüyor. sizce abdülkerim bu maçta 90 metre koridoru kullanmayı tercih eder miydi? yoksa sol iç stoper oynayarak oradaki koridoru kullanmayı mı isterdi? bu çocuklar çok karakterli, o cüsseyle hücuma yolluyorsun gıkını çıkarmıyor gidiyor. abdülkerim eğer diğer maçlarda böyle oynarsa yüzde yüz sakatlanır, bunu da söyleyeyim.
okan hocayı seviyorum, başarılı olmasını herkesten çok istiyorum. ama daha iyi rakip analizleri bekliyorum, geriden oyun kurmaya biraz daha kafa yormasını bekliyorum, daha fazla set hücumu görmek istiyorum. çünkü bu takım bunu oynayabilecek oyunculara sahip. daha fazla topla aktif dinlenme istiyorum, boey her maça kurtuluş savaşı gibi çıkıyor, torreira yine öyle, bugün davinson ilk maçında o kadar çok kritik pozisyonlarda rakiplerle karşı karşıya kaldı ki maçın yıldızı oldu. bu oyuncuları bu kadar hor kullanırsak, elimizdeki kalite üstünlüğünü sakatlığa kurban vermiş oluruz.
değişiklik dakikalarındaki sorun ise oyuncuların yüksek eforlu oynamasından dolayı oluyor bence. mertens mesela müthiş bir 30 dk oynarken aniden oyundan düşüyor, kerem demirbay yine öyle, sergio fizik olarak kendini hiç hazır tutmamış. bahsettiğim set oyunu, geriden oyun kurma bu tip şeyleri oturtabilirse yorulan taraf biz değil onlar olacak.
dünyanın büyük teknik direktörleri değişiklik yapmıyor evet ama onlar da rakibin peşinden bu kadar yüksek şiddetle koşmuyor, topu alıp oynuyorlar. man city 2 tane 90 dk oynar art arda, çünkü topu dolaştırmayı biliyorlar. onlar da yüksek şiddetli baskı yapıyor, topu almak için bu şart zaten ama topa daha fazla sahip olan taraf oldukları için küçük sekanslarda yapılan yüksek şiddetli baskıların zararını bizim kadar net hissetmiyorlar. şöyle söyleyeyim, maç boyunca city oyuncuları rakibi böyle kovalasa onların da dk 55'te oyuncu değiştirmesi gerekir.
futbol rakiple oynanan bir oyundur, henüz bayern münih seviyesinde değiliz ki her maça kimmich goretzka musiala ile 4-2-3-1 çıkıp, önlem almayıp rakibe önem aldıralım.
ben bazı maçlarda rakibin zaafiyetine göre 3-2-4-1 hücum etmek istiyorum, topun kaybedildiğini noktada 3-5 oyuncuyla şok pres istiyorum, topun arkasına geçeceksek 4-4-2 alan daraltmak istiyorum, yeri gelir rakibe 3-4-3 basmak icap edebilir, yine maçına göre 4-3-3 oyun kurmak bize avantaj sağlayabilir. ve bazı maçlar da olacak ki, onlarda da 4-2-3-1 ve 4-2-4 çok fayda sağlayacak.
bunun analizlerinin doğru yapılmasını ümit ediyorum.
bayern deplasmanına falan 4-2-4 çıkılmamasını da umuyorum, saçma sapan bir sonuç çıkabilir ortaya dikkatli olmak lazım.
angelino'nun nasıl kullanılacağını bilmiyorsak xavi'nin sol bekini nasıl kullandığına bakabiliriz, ders almak hatta bazen kopyalamak bile kötü değildir. xabi alonso'nun grimaldo'yu nasıl kullandığına bakabiliriz. pep, doku'yu nasıl kullanmış mesela, elimizde zaha var, o tip oyuncuların kralı. atıyorum ake'yi kullandığı gibi abdülkerim'i kullanalım, benim derdim bu. bazı noktalarda yapısal olarak eksik olsak da, lig standartlarına göre çok kuvvetli kadromuz var. ve teknik heyetten de bunu kullanmalarını talep ediyorum.
bir sonraki maçlarda başarılar diliyorum.
okan hocanın her maç ezber 4-2-4'e çalan 4-2-3-1'i yüzünden, her karşılaşmada bireysel performansa bakıyoruz artık. her maç bireysel olarak çıkıp maçı alacak oyuncularımız var, ama ben maç önünde yapılan analizleri beğenmiyorum.
rakibin orta sahasında karzev, aleksic ve berkay oynuyor.
galatasaray'ın elinde torreira, sergio, ndombele var. şu maça 4-3-3 ile başlasak, maçta puan bırakmak için sahaya meteor falan düşmesi lazımdı. çünkü sahanın geri kalan her yerinde de kalite olarak üstündük.
lima vs tete olacaktı, dubois vs kerem, duarte - ba vs icardi, serdar gürler vs boey, deniz türüç vs kazımcan, piatek vs davinson+ abdülkerim. görüldüğü üzere sahanın her yerinde üstünüz, yapılacak tek şey vardı şu maç için; orta sahaya torreira, sergio, ndombele üçlüsünü koyup rakibi de orada boğmak.
biz anca dk 80'den sonra dönebildik bu düzene ve o dakikadan sonra da rahat ettik, skoru artıracak pozisyonlar bulduk ve kalemizde de pozisyon vermedik.
gelelim en çok rahatsız olduğum noktaya. kazımcan sakatlandı, inşallah ciddi değildir, diz sakatlıklarından korkarım çocuk ağlayarak çıktı oyundan, inşallah bağ kopması yoktur da, aylarca uzak kalmaz sahadan.
yerli olduğu için mecburen abdülkerim'i sol beke koymak zorunda kaldık. buraya kadar sorun yok.
ama sevgili okan hocam, başakşehir döneminde kimse sahte bek kullanmazken clichy'i stoper gibi kullanıp geride sayısal üstünlüğü alıp oyuna hükmeden ve dk 60'tan sonra da maçları kazanan sen değil miydin?
abdülkerim'i koyuyorsun sol beke ve o cüsseyle 90 metreyi de kullanmasını istiyorsun. e senin sol bekte cenk ozkacar oynatan kuntz'dan ne farkın kaldı şimdi.
rakibin ön alan baskısı zaten 442, rakip td fazla çalışamadı yeni takımıyla, biz geriden 3+2 oyun kursak her ama her defasında çok rahat baskıyı kırıp topu da tutabilirdik. top rakipteyken abdülkerim sol beke geçebilir, hava hakimiyetini kullanarak fayda da sağlardı zaten. ama topa sahipken abdülkerim'in defansı üçlemeyip kanat bek gibi takımı genişletmesi bana çok absürt geliyor. ki zaten dubois bile geldi gol attı o bölgeden.
gs geriden oyun kurma açısından çok kolay önlem alınabilen, çok öngörülebilir bir takım maalesef. ligde bunu kullanamadıklarına bakmayın, avrupa'da böyle olmuyor işte.
kalede muslera varken de oyun kurmamız çok kolay değil, her zaman aşırı riskli oluyor her şey. seneye kaleci alırken bir zahmet ayakları iyi mi diye dikkat etmek lazım. real madrid, zamanı gelince casillas'ı bile gönderdi. takım menfaatlerini gözlemek lazım artık bir noktadan sonra.
ndombele çok geç oyuna girdi, bu maça dair sorunlardan biri bu bence. ndombele kariyeri boyunca bu kadar yumuşak orta sahalara rakip olamamıştır. premier lig, seria a ve ligue 1 orta sahalarıyla kapışmış bir oyuncu olarak; berkay- karzev- aleksic bunları çerez niyetine harcayacak bir oyuncudur. bu kadar çekinmeye gerek yok, oynadıkça tempo kazanabilecek bir fiziği var. zaten açılırsa tır gibi geçebilir bu ligin üzerinden.
ndombele şu açıdan önemli; defansta boey ve davinson ile 2 tane ultra fizikli adama sahip olduk, orta sahada torreira da müthiş savaşçı ve bunlara merkezden bir de ndombele'yi dahil edebilirsek karşı koyulması çok zor bir takım olacağız.
ndombele için ikili değil, üçlü orta saha daha uygun olacaktır, bunu es geçmemek lazım. ikili merkez oynatıp 4-2-4 ile neden olmuyor dememek lazım.
tete zaten bu oyunu de zerbi ile öğrendi, o yüzden teminatı de zerbi demiştik. farkını ortaya koyuyor, fiziksel olarak da iyi durumda, özgüvenini de kazandı.
kerem aktürkoğlu'na yapılan açık ağır eleştirierin ne kadar yersiz olduğu da ortaya çıktı. yapılan top kayıplarındaki tek suçlu kerem değil, kerem yokken bir müddet rakip kaleye gidemedik.
ziyech, alex kalitesinde bir oyuncu zaten. yavaş yavaş hazır olacaktır. uzun süredir oynamıyor, sabretmek lazım.
zaha hamstring sakatlığından çıktı, hiç mi bilmiyorsunuz bu sakatlığı? marcao geçen sezonu tamamen sakat geçirdi, boey'in bizdeki ilk sezonu tamamen bu sakatlıkla kayboldu, saracchi hazır olmadan deparlar attığı için sürekli sakatlığı nüksetti. zaha adım adım kendine gelecektir, şuan %30'uyla oynuyor belki de. kaçırdığı pozisyon gol olmadı çünkü zemin çok kötüydü, ziyech'in goldeki top kontrolüne bakın topu havaya kaldırdı ve öyle çaktı, kumsalda oynansa yine gol olurdu o vuruş. ve yakın zamanda zaha'dan da pek şut beklememek lazım, zira hamstring kaslarıyla sert şutlar çekiliyor. sakatlığının nüksetmesindense yavaş yavaş hazır olmasını beklemekte fayda var. nwakeeme tipi oyuncu bu ligde iş yapar, korkmayın yani. buraya yatmaya falan da geldiğini sanmıyorum.
bireysel oyuncu performanslarını eleştirmeyi doğru bulmuyorum, çünkü çoğu oyuncu sistemden dolayı çok kötü görünüyor. sizce abdülkerim bu maçta 90 metre koridoru kullanmayı tercih eder miydi? yoksa sol iç stoper oynayarak oradaki koridoru kullanmayı mı isterdi? bu çocuklar çok karakterli, o cüsseyle hücuma yolluyorsun gıkını çıkarmıyor gidiyor. abdülkerim eğer diğer maçlarda böyle oynarsa yüzde yüz sakatlanır, bunu da söyleyeyim.
okan hocayı seviyorum, başarılı olmasını herkesten çok istiyorum. ama daha iyi rakip analizleri bekliyorum, geriden oyun kurmaya biraz daha kafa yormasını bekliyorum, daha fazla set hücumu görmek istiyorum. çünkü bu takım bunu oynayabilecek oyunculara sahip. daha fazla topla aktif dinlenme istiyorum, boey her maça kurtuluş savaşı gibi çıkıyor, torreira yine öyle, bugün davinson ilk maçında o kadar çok kritik pozisyonlarda rakiplerle karşı karşıya kaldı ki maçın yıldızı oldu. bu oyuncuları bu kadar hor kullanırsak, elimizdeki kalite üstünlüğünü sakatlığa kurban vermiş oluruz.
değişiklik dakikalarındaki sorun ise oyuncuların yüksek eforlu oynamasından dolayı oluyor bence. mertens mesela müthiş bir 30 dk oynarken aniden oyundan düşüyor, kerem demirbay yine öyle, sergio fizik olarak kendini hiç hazır tutmamış. bahsettiğim set oyunu, geriden oyun kurma bu tip şeyleri oturtabilirse yorulan taraf biz değil onlar olacak.
dünyanın büyük teknik direktörleri değişiklik yapmıyor evet ama onlar da rakibin peşinden bu kadar yüksek şiddetle koşmuyor, topu alıp oynuyorlar. man city 2 tane 90 dk oynar art arda, çünkü topu dolaştırmayı biliyorlar. onlar da yüksek şiddetli baskı yapıyor, topu almak için bu şart zaten ama topa daha fazla sahip olan taraf oldukları için küçük sekanslarda yapılan yüksek şiddetli baskıların zararını bizim kadar net hissetmiyorlar. şöyle söyleyeyim, maç boyunca city oyuncuları rakibi böyle kovalasa onların da dk 55'te oyuncu değiştirmesi gerekir.
futbol rakiple oynanan bir oyundur, henüz bayern münih seviyesinde değiliz ki her maça kimmich goretzka musiala ile 4-2-3-1 çıkıp, önlem almayıp rakibe önem aldıralım.
ben bazı maçlarda rakibin zaafiyetine göre 3-2-4-1 hücum etmek istiyorum, topun kaybedildiğini noktada 3-5 oyuncuyla şok pres istiyorum, topun arkasına geçeceksek 4-4-2 alan daraltmak istiyorum, yeri gelir rakibe 3-4-3 basmak icap edebilir, yine maçına göre 4-3-3 oyun kurmak bize avantaj sağlayabilir. ve bazı maçlar da olacak ki, onlarda da 4-2-3-1 ve 4-2-4 çok fayda sağlayacak.
bunun analizlerinin doğru yapılmasını ümit ediyorum.
bayern deplasmanına falan 4-2-4 çıkılmamasını da umuyorum, saçma sapan bir sonuç çıkabilir ortaya dikkatli olmak lazım.
angelino'nun nasıl kullanılacağını bilmiyorsak xavi'nin sol bekini nasıl kullandığına bakabiliriz, ders almak hatta bazen kopyalamak bile kötü değildir. xabi alonso'nun grimaldo'yu nasıl kullandığına bakabiliriz. pep, doku'yu nasıl kullanmış mesela, elimizde zaha var, o tip oyuncuların kralı. atıyorum ake'yi kullandığı gibi abdülkerim'i kullanalım, benim derdim bu. bazı noktalarda yapısal olarak eksik olsak da, lig standartlarına göre çok kuvvetli kadromuz var. ve teknik heyetten de bunu kullanmalarını talep ediyorum.
bir sonraki maçlarda başarılar diliyorum.