7650
sözlükte 2020 yılında yazar oldum. o zamanlar başımızda fatih hoca vardı. fatih hoca sonrası hep kendisinin gelmesini istedim. fatih hoca ayrıldıktan sonra torrent gelince de başlığına yazmaya devam ettim. sözlükte en çok entry girdiğim başlık okan buruk. imzayı atana kadar tam 11 kez başlığına galatasaray teknik direktörü olması için yazdım. imzayı attığı günde künyesinde ki galatasaray yazısını eklemek bana nasip oldu.
bugün galatasaray kariyerinin 15. ayına giriyor. geride kalan 15 ayda 50 maça çıktı. 39 galibiyet, 6 beraberlik, 5 mağlubiyet alırken 114 gol atıp 37 gol yedik. okan hoca resmi maçlarda karşılaştığı 24 takımı da mağlup etti. yüzde 78 oranında galibiyet yüzdesi ile galatasaray tarihinin en başarılı teknik direktörü oldu.
bunların dışında 88 puan toplayarak rakiplerine 8 ve 10 puan fark atarak şampiyon oldu. lig içerisinde 2 kere uzun ara verilmesine rağmen 14 maç üst üste kazanarak süper lig rekoru kırdı. 3 ön eleme geçerek 15 yıl sonra bir türk takımını play off’tan şampiyonlar ligine götürdü. yaptıkları inanılmaz bir durum. gerçekten çok çok zor bir işi başardı. bunların hepsini bir önceki sezon 13. bitiren mental olarak çökmüş bir camia ile başardı. söylediklerimin hepsini uçan kuşta biliyor artık. ben bu entryde hocamızın ne kadar başarılı olduğundan ziyade kendisinin ne kadar değerli olduğunu, nasıl inanılmaz bir potansiyel barındırdığını söyleyeceğim.
şu ana kadar kendisi ile 50 maç oynadığımızı söyledik. hepsini 90 dakika izleyen birisi olarak 2 molde maçı, kayseri deplasmanı, içerideki kasımpaşa maçı ve beşiktaş deplasmanı dışında doğru oynatmadığı bir maç bile yok. tüm kalbimle söylüyorum geriye kalan kazandığımız veya kaybettiğimiz 45 maçta nasıl oynatması gerekiyorsa öyle oynattı. içeride kaybettiğimiz giresun maçında da, dışarıda kaybettiğimiz konyaspor maçında da, köy takımı zalgiris’e karşı oynadığımız maçlarda da.
bir futbol takımı hiçbir zaman 10 ay boyunca aynı performansı gösteremez. okan hoca nerede, nasıl, ne şartlarda oynatacağını çok iyi bilen bir teknik direktör. nereden ne alması gerekiyorsa bir şekilde istediğini alıyor. bunu kötü oyun ile açıklayamayız. geçen sezon başlangıcında gomis’in golleri ile kurtardık diyoruz ama o zamanlar bile çok doğru oyun oynuyorduk. neredeyse pozisyon vermeden 2-3 tane net gol pozisyonuna giriyorduk. burada ki amaç bulduğunu atabilmekti ve öyle veya böyle bu dönemi atlattı. sezon başındaki o takım savunması şampiyonluğumuzun en önemli etkeni oldu. alanyaspor maçından sonra da vitesi arttırdık. ondan sonrasını da hepimiz biliyoruz zaten.
ayrıca okan buruk’un sadece elit teknik direktörlerde olan mükemmel bir özelliği daha var. oynatmak istediği oyunu bir şekilde oyuncularına aşılayabiliyor. üstelik öyle ortalama bir futbolcuya veya yeni yükselen bir genç yeteneğe de değil direkt kariyerli yıldız oyunculara bunu aşılıyor. napoli’nin efsanesi belçika milli takımında 100’den fazla maça çıkmış 35 yaşındaki mertens kariyerinde ilk kez 4-2-3-1’in on numarasında oynadı. prese katıldı, bağlantı kurdu, gerektiğinde geri gelip oyunu da açtı. bakın bunu ben diyen hoca yapamaz. dünya üzerinde şunu yaptırabilecek hoca sayısı çok azdır. aynı şekilde konferans liginde şampiyonluk yaşamış oliveira kariyerinde ilk kez tempolu pres oyunu oynadı. mourinho bile kendisini regista’ya dönüştürmeye çalışırken okan hoca 1 sezon boyunca oliveira’yı bu şekilde oynamaya ikna etti. mertens de oliveira da başarılı olmuştur olmamıştır o tartışılır. ama ben ikisinin de canını dişine taktığını düşünüyorum. o yüzden bu iki futbolcu sürekli eleştirilirken ben kendilerine hep olumlu yaklaştım. 1 gün bile biz bu oyunun oyuncusu değiliz diye söylenip isyan etmediler. çok kötü oynadıkları maçlarda oldu ama ona rağmen pes etmediler. burada okan hoca’nın yaptığı adam yönetimi kesinlikle üst düzey.
yeni transferlerimize geleceksek. şu ana kadar as oynayabilecek oyuncularımızdan sadece angelino ve kerem demirbay belirli bir süre aldı. iki futbolcuyu da elbet herkes belirli maçlarda izlemiştir. ben almanya ligini çok izleyen bir yazar olduğum için iki oyuncu hakkında bize gelmeden önce de ortalama üstü fikirlerim vardı. şunu söyleyebilirim ki ben angelino’nun ne leipzig’de ne hoffenheim’da temaslı oynadığı bir sekans bile görmedim. bize geldiğinden beri 10-15 defa kanat oyuncusu sırtı dönük iken arkasında temaslı oynadığını gördüm. herkesin bildiği ve sağdan soldan duyduğu gibi angelino defansif yönü çok kısıtlı bir bek. ama 1 ay önce katıldığı galatasaray’da bildiğin kanatlara yakın ve temaslı oynuyor. özellikle iç sahadaki molde maçında kendisini bu şekilde gördüğümde şok oldum. yine söylüyorum angelino bu oyun tarzında başarılı olur veya olmaz bilemiyorum ama bunu manchester city görmüş oyuncuya aşılamaya çalışmak ve ikna etmek elit seviye teknik direktörlük içerir. aynı şekilde kerem demirbay 8 numara oynadığı antep maçında 6-7 kere ceza sahasına koşu attı. ben kerem’i de leverkusen de hiç bu şekilde görmedim. henüz izleyemedik ama hep beraber tanık olacağız. zaha prese katılacak, ziyech geriye gelip oyun kurulumuna katkı sağlayacak, ndombele defansif özelliklerini geliştirecek, tete defansa koşu atmaya başlayacak. okan hoca hepsinden istediği düzeyde verim almaya çalışacak. kendi sistemi ne ise oyuncuları buna ikna edecek.
yarın hem kendisi için hem galatasaray için yeni ve çok daha zorlu bir maraton başlıyor. transfer dönemi bitti ve biz artık sadece sahaya odaklanacağız. geçen sezona göre kadro kalitemiz arttı ama bununla birlikte yeni meydan okumalar ve yeni sıkıntılar da önümüzde olacak. artık sadece lig’e odaklanmayacağız. artık avrupa sahnesinde de mücadele edeceğiz. bunun dışında yerelde yabancı sınırı gibi çağ dışı bir uygulama var. bu yıldızlardan 4-5 tanesi her maç mecburen yedek kulübesinde oturacak. eğer okan hoca bu sezon da sistemini oturtup, kadro içerisinde çatlak vermeden, birbirlerine bağlı oyuncu grubu oturtup güzel bir oyunla bizi şampiyon yaparsa ve avrupada belirli bir saygınlık kazanırsa benim gözümde 2024 mayıs ayında galatasaray tarihinin en büyük 10 efsanesi arasına girer. ben kendisine inanıyor ve güveniyorum. her zaman destekçin olacağım hocam. allah yolumuzu açık etsin.
bugün galatasaray kariyerinin 15. ayına giriyor. geride kalan 15 ayda 50 maça çıktı. 39 galibiyet, 6 beraberlik, 5 mağlubiyet alırken 114 gol atıp 37 gol yedik. okan hoca resmi maçlarda karşılaştığı 24 takımı da mağlup etti. yüzde 78 oranında galibiyet yüzdesi ile galatasaray tarihinin en başarılı teknik direktörü oldu.
bunların dışında 88 puan toplayarak rakiplerine 8 ve 10 puan fark atarak şampiyon oldu. lig içerisinde 2 kere uzun ara verilmesine rağmen 14 maç üst üste kazanarak süper lig rekoru kırdı. 3 ön eleme geçerek 15 yıl sonra bir türk takımını play off’tan şampiyonlar ligine götürdü. yaptıkları inanılmaz bir durum. gerçekten çok çok zor bir işi başardı. bunların hepsini bir önceki sezon 13. bitiren mental olarak çökmüş bir camia ile başardı. söylediklerimin hepsini uçan kuşta biliyor artık. ben bu entryde hocamızın ne kadar başarılı olduğundan ziyade kendisinin ne kadar değerli olduğunu, nasıl inanılmaz bir potansiyel barındırdığını söyleyeceğim.
şu ana kadar kendisi ile 50 maç oynadığımızı söyledik. hepsini 90 dakika izleyen birisi olarak 2 molde maçı, kayseri deplasmanı, içerideki kasımpaşa maçı ve beşiktaş deplasmanı dışında doğru oynatmadığı bir maç bile yok. tüm kalbimle söylüyorum geriye kalan kazandığımız veya kaybettiğimiz 45 maçta nasıl oynatması gerekiyorsa öyle oynattı. içeride kaybettiğimiz giresun maçında da, dışarıda kaybettiğimiz konyaspor maçında da, köy takımı zalgiris’e karşı oynadığımız maçlarda da.
bir futbol takımı hiçbir zaman 10 ay boyunca aynı performansı gösteremez. okan hoca nerede, nasıl, ne şartlarda oynatacağını çok iyi bilen bir teknik direktör. nereden ne alması gerekiyorsa bir şekilde istediğini alıyor. bunu kötü oyun ile açıklayamayız. geçen sezon başlangıcında gomis’in golleri ile kurtardık diyoruz ama o zamanlar bile çok doğru oyun oynuyorduk. neredeyse pozisyon vermeden 2-3 tane net gol pozisyonuna giriyorduk. burada ki amaç bulduğunu atabilmekti ve öyle veya böyle bu dönemi atlattı. sezon başındaki o takım savunması şampiyonluğumuzun en önemli etkeni oldu. alanyaspor maçından sonra da vitesi arttırdık. ondan sonrasını da hepimiz biliyoruz zaten.
ayrıca okan buruk’un sadece elit teknik direktörlerde olan mükemmel bir özelliği daha var. oynatmak istediği oyunu bir şekilde oyuncularına aşılayabiliyor. üstelik öyle ortalama bir futbolcuya veya yeni yükselen bir genç yeteneğe de değil direkt kariyerli yıldız oyunculara bunu aşılıyor. napoli’nin efsanesi belçika milli takımında 100’den fazla maça çıkmış 35 yaşındaki mertens kariyerinde ilk kez 4-2-3-1’in on numarasında oynadı. prese katıldı, bağlantı kurdu, gerektiğinde geri gelip oyunu da açtı. bakın bunu ben diyen hoca yapamaz. dünya üzerinde şunu yaptırabilecek hoca sayısı çok azdır. aynı şekilde konferans liginde şampiyonluk yaşamış oliveira kariyerinde ilk kez tempolu pres oyunu oynadı. mourinho bile kendisini regista’ya dönüştürmeye çalışırken okan hoca 1 sezon boyunca oliveira’yı bu şekilde oynamaya ikna etti. mertens de oliveira da başarılı olmuştur olmamıştır o tartışılır. ama ben ikisinin de canını dişine taktığını düşünüyorum. o yüzden bu iki futbolcu sürekli eleştirilirken ben kendilerine hep olumlu yaklaştım. 1 gün bile biz bu oyunun oyuncusu değiliz diye söylenip isyan etmediler. çok kötü oynadıkları maçlarda oldu ama ona rağmen pes etmediler. burada okan hoca’nın yaptığı adam yönetimi kesinlikle üst düzey.
yeni transferlerimize geleceksek. şu ana kadar as oynayabilecek oyuncularımızdan sadece angelino ve kerem demirbay belirli bir süre aldı. iki futbolcuyu da elbet herkes belirli maçlarda izlemiştir. ben almanya ligini çok izleyen bir yazar olduğum için iki oyuncu hakkında bize gelmeden önce de ortalama üstü fikirlerim vardı. şunu söyleyebilirim ki ben angelino’nun ne leipzig’de ne hoffenheim’da temaslı oynadığı bir sekans bile görmedim. bize geldiğinden beri 10-15 defa kanat oyuncusu sırtı dönük iken arkasında temaslı oynadığını gördüm. herkesin bildiği ve sağdan soldan duyduğu gibi angelino defansif yönü çok kısıtlı bir bek. ama 1 ay önce katıldığı galatasaray’da bildiğin kanatlara yakın ve temaslı oynuyor. özellikle iç sahadaki molde maçında kendisini bu şekilde gördüğümde şok oldum. yine söylüyorum angelino bu oyun tarzında başarılı olur veya olmaz bilemiyorum ama bunu manchester city görmüş oyuncuya aşılamaya çalışmak ve ikna etmek elit seviye teknik direktörlük içerir. aynı şekilde kerem demirbay 8 numara oynadığı antep maçında 6-7 kere ceza sahasına koşu attı. ben kerem’i de leverkusen de hiç bu şekilde görmedim. henüz izleyemedik ama hep beraber tanık olacağız. zaha prese katılacak, ziyech geriye gelip oyun kurulumuna katkı sağlayacak, ndombele defansif özelliklerini geliştirecek, tete defansa koşu atmaya başlayacak. okan hoca hepsinden istediği düzeyde verim almaya çalışacak. kendi sistemi ne ise oyuncuları buna ikna edecek.
yarın hem kendisi için hem galatasaray için yeni ve çok daha zorlu bir maraton başlıyor. transfer dönemi bitti ve biz artık sadece sahaya odaklanacağız. geçen sezona göre kadro kalitemiz arttı ama bununla birlikte yeni meydan okumalar ve yeni sıkıntılar da önümüzde olacak. artık sadece lig’e odaklanmayacağız. artık avrupa sahnesinde de mücadele edeceğiz. bunun dışında yerelde yabancı sınırı gibi çağ dışı bir uygulama var. bu yıldızlardan 4-5 tanesi her maç mecburen yedek kulübesinde oturacak. eğer okan hoca bu sezon da sistemini oturtup, kadro içerisinde çatlak vermeden, birbirlerine bağlı oyuncu grubu oturtup güzel bir oyunla bizi şampiyon yaparsa ve avrupada belirli bir saygınlık kazanırsa benim gözümde 2024 mayıs ayında galatasaray tarihinin en büyük 10 efsanesi arasına girer. ben kendisine inanıyor ve güveniyorum. her zaman destekçin olacağım hocam. allah yolumuzu açık etsin.