3110
güzel ülkemizin tarihin hiç bir döneminde doğru düzgün çalışmayan organı. sorun anket değil, sorun format değil, sorun ligin şekli şemali değil, sorun şampiyonun belirlenme şekli bile değil. sorun bu kurumun hiç bir şartta doğru karar veremeyecek, daha kötüsü verdiği kötü kararın bile arkasında durmayacak olmasıdır.
gelen geçen bütün yönetimler öylesine güvenilmez öylesine akıl dışı yönetim şekilleri benimsediler ki artık düzelme imkanı bile kalmadı. şu kurumun başına dünyanın en vizyoner en güvenilir en sempatik adamını getir o bile bir süre sonra garip bir şekilde tüpçüden hallice bir hale geliyor.
o kadar beceriksizce yönetiliyor ki her şeyi geçelim, ligin marka değeri, futbolun niteliği, hep bi şaibe barındıran yönetim süreçlerini bu federasyonun kendi ülkesinin şampiyonuna kazandırdığı para 1 tane doğru düzgün dünya piyasasından gelecek transfere yetmiyor. ne verdin ki ne istiyorsun dedikleri mevzu tam olarak bu işte. ne doğru düzgün bir markalaşma stratejin var ne eli yüzü düzgün sürdürülebilir bir finansal kaynak yaratabilirsin ne yayın gelirini adil bir şekilde dağıtabilirsin.
her şey bitti her şey harika yönetiliyor bu playoff mevzusu kaldı. adaletin olduğu yerde şeklin bir önemi yoktur. adil bir şekilde, takımların değer kattığı değil de takımlara değer katacak bir şekilde, niteliğin ön planda olduğu bir ligde şekil sadece şampiyonun belirlendiği bir yöntemdir fazlası olamaz zaten. o da ülkelerin farklı sebeplerle tercih ettikleri herhangi bir yöntem olabilir. adil ve objektif bir ortamda yöntem sonucu etkilemez sadece süreci etkiler. süreç de tercihlerle farklı şekillerde yürütülebilir ama mevzu bu değildir zaten.
bütün bu tantana "yeni jenerasyon futbola ilgili duymuyor" zırvasından başka bir şey değil. bakın görün daha ne saçmalıklar çıkacak, üstelik sadece ülkemizde de değil. yeni jenerasyonun futbola ilgili duymamasının suçu ne jenerasyondadır ne de futboldadır. suç, futbolu bu denli endüstriyel hale getiren, duygudan arındırılmış, sporun doğal niteliklerinden yoksun bırakılmış sadece eğlence sektörünün karlı bir kolu olarak gören haram ağalarınındır.
gelen geçen bütün yönetimler öylesine güvenilmez öylesine akıl dışı yönetim şekilleri benimsediler ki artık düzelme imkanı bile kalmadı. şu kurumun başına dünyanın en vizyoner en güvenilir en sempatik adamını getir o bile bir süre sonra garip bir şekilde tüpçüden hallice bir hale geliyor.
o kadar beceriksizce yönetiliyor ki her şeyi geçelim, ligin marka değeri, futbolun niteliği, hep bi şaibe barındıran yönetim süreçlerini bu federasyonun kendi ülkesinin şampiyonuna kazandırdığı para 1 tane doğru düzgün dünya piyasasından gelecek transfere yetmiyor. ne verdin ki ne istiyorsun dedikleri mevzu tam olarak bu işte. ne doğru düzgün bir markalaşma stratejin var ne eli yüzü düzgün sürdürülebilir bir finansal kaynak yaratabilirsin ne yayın gelirini adil bir şekilde dağıtabilirsin.
her şey bitti her şey harika yönetiliyor bu playoff mevzusu kaldı. adaletin olduğu yerde şeklin bir önemi yoktur. adil bir şekilde, takımların değer kattığı değil de takımlara değer katacak bir şekilde, niteliğin ön planda olduğu bir ligde şekil sadece şampiyonun belirlendiği bir yöntemdir fazlası olamaz zaten. o da ülkelerin farklı sebeplerle tercih ettikleri herhangi bir yöntem olabilir. adil ve objektif bir ortamda yöntem sonucu etkilemez sadece süreci etkiler. süreç de tercihlerle farklı şekillerde yürütülebilir ama mevzu bu değildir zaten.
bütün bu tantana "yeni jenerasyon futbola ilgili duymuyor" zırvasından başka bir şey değil. bakın görün daha ne saçmalıklar çıkacak, üstelik sadece ülkemizde de değil. yeni jenerasyonun futbola ilgili duymamasının suçu ne jenerasyondadır ne de futboldadır. suç, futbolu bu denli endüstriyel hale getiren, duygudan arındırılmış, sporun doğal niteliklerinden yoksun bırakılmış sadece eğlence sektörünün karlı bir kolu olarak gören haram ağalarınındır.