444
evet, milli maç arası öncesinde güzel bir moral maçı oldu. rakiplerimiz puan kaybederse daha da keyiflendirecek.
ancak 90 dakikalık oyunumuzda önemli aksaklıklar olduğunu itiraf etmemiz gerekiyor. her şeyden önce takım savunmasında ve oyun kurulumunda anlam veremediğim bir savurganlık ve tutukluk var. rakip fark etmeksizin orta alanda zaman zaman anlamsız top kayıpları yapıyoruz ve sonrasında geriye koşarken bazı pozisyonlarda bütün oyunculara inme gelmiş gibi anlamsız hareketler yapıyoruz, kolay pozisyon kaybediyoruz.
takımın orta alanında dinamik ve top kullanan bir oyuncunun eksikliği bariz hissediliyor. bu isim hem teknik hem mücadeleci hem de delici olabilmeli. mesela torreira da bu maç anlamsız ve takımı zor durumda bırakan bir kaç top kaybı yaptı.
savunmamız bazen çok basit hatalar yapıyor, şükür bugün rakip bunları değerlendiremedi. örnek vermek gerekirse muslera'nın attığı bir top ve boey'in göğsüyle muslera'ya dönmeye çalıştığı bir pozisyon.
pek çok oyuncunun linç yemesinde olduğu gibi, mertens'in de haksızca eleştirildiğini düşünüyorum. her şeyden önce adamın bu yaşında yapabilecekleri belli, ve bana göre beklenenden çok daha iyi bir efor sarf ediyor. takımın pres gücünde faydası olduğu da ortada. ama oyundan düşmeye başladığını fark ettiğiniz anda kenara almalısınız ya da oyuna sonradan girip kilidi açmalı. bu şekilde kendisinden beklenen verim daha üst düzeye çıkar.
duran toplarda bu maç daha etkiliydik, kerem demirbay'ın duran top konusunda becerikli olduğunu gördük. ama kerem demirbay'ın 11'de oynaması için sanki biraz daha fazlasına ihtiyaç var, yorulduğunda orta sahamızda torreira tek başına her yere yetemez. buraya ilk 11'e banko yazılacak bir oyuncu lazım ve n'dombele olmamalı.
son olarak, lüften artık uzaktan şut atın! kaleyi gördüğünüze ve önünüz açıksa topa vurun! topu kaleci ve 4 defansla beraber kaleye sokunca 3 gol vermiyorlar, bazen zor maçlar tek bir uzaktan şut golü ile çözülür.
milli ara sonrasında daha diri ve dengeli bir galatasaray görmek dileğimle...
ancak 90 dakikalık oyunumuzda önemli aksaklıklar olduğunu itiraf etmemiz gerekiyor. her şeyden önce takım savunmasında ve oyun kurulumunda anlam veremediğim bir savurganlık ve tutukluk var. rakip fark etmeksizin orta alanda zaman zaman anlamsız top kayıpları yapıyoruz ve sonrasında geriye koşarken bazı pozisyonlarda bütün oyunculara inme gelmiş gibi anlamsız hareketler yapıyoruz, kolay pozisyon kaybediyoruz.
takımın orta alanında dinamik ve top kullanan bir oyuncunun eksikliği bariz hissediliyor. bu isim hem teknik hem mücadeleci hem de delici olabilmeli. mesela torreira da bu maç anlamsız ve takımı zor durumda bırakan bir kaç top kaybı yaptı.
savunmamız bazen çok basit hatalar yapıyor, şükür bugün rakip bunları değerlendiremedi. örnek vermek gerekirse muslera'nın attığı bir top ve boey'in göğsüyle muslera'ya dönmeye çalıştığı bir pozisyon.
pek çok oyuncunun linç yemesinde olduğu gibi, mertens'in de haksızca eleştirildiğini düşünüyorum. her şeyden önce adamın bu yaşında yapabilecekleri belli, ve bana göre beklenenden çok daha iyi bir efor sarf ediyor. takımın pres gücünde faydası olduğu da ortada. ama oyundan düşmeye başladığını fark ettiğiniz anda kenara almalısınız ya da oyuna sonradan girip kilidi açmalı. bu şekilde kendisinden beklenen verim daha üst düzeye çıkar.
duran toplarda bu maç daha etkiliydik, kerem demirbay'ın duran top konusunda becerikli olduğunu gördük. ama kerem demirbay'ın 11'de oynaması için sanki biraz daha fazlasına ihtiyaç var, yorulduğunda orta sahamızda torreira tek başına her yere yetemez. buraya ilk 11'e banko yazılacak bir oyuncu lazım ve n'dombele olmamalı.
son olarak, lüften artık uzaktan şut atın! kaleyi gördüğünüze ve önünüz açıksa topa vurun! topu kaleci ve 4 defansla beraber kaleye sokunca 3 gol vermiyorlar, bazen zor maçlar tek bir uzaktan şut golü ile çözülür.
milli ara sonrasında daha diri ve dengeli bir galatasaray görmek dileğimle...