18
meyve veren ağacı taşlayan gazeteciler. özellikle birkaç tane aklı başında adam haricinde, hiçbirini şahsi olarak takip etmiyor, okumuyor, prim vermiyorum. 1 kişiysem bile suyu taşıdığım taraf belli. galatasaray'ın başında kim varsa, hangi topçusu armayı göğsünde taşıyorsa (etobo, muğdat vs dahil) hepsine istisnasız destek veririm. yalnızken, kimse duymazken, görmezken, söver sayarım ama dışarıda kesinlikle "rosier türkiye'nin en iyi sağ beki" diyen zımbırtılara karşı en yakın arkadaşım bile olsa, ... çekmeyi borç ve görev bilirim. spor sosyal hayatımı etkilemez ama sportif faaliyetlerde hayatın geri kalan kısmındaki gibi "adil ve dürüst" olmayı severim.
gelelim konuya.
kocaman adamların tüm dertleri bitmiş gibi etkileşim kastırdıklarına inanmak istemezdim ama sosyal medya gerçekten bu anlamda artık bir idol (put) olmuş durumda ve inanılmaz rağbet gören şey fikrin ne olduğundan ziyade, kim ve ne söylediğiyle ilgili'ye dönmüş bir süredir. bu kadar insanın sırf adının zaman akışında geçiyor olması için, demeç verecek ve bu tip demeçlerin koskoca galatasaray camiasına zarar vermeyecektir düşüncesi, neresinden tutulursa tutulsun, elde kalır. geriye kalan sadece "etkileşim", "biz demiştik", "biz biliyoruz", "önce biz öğrendik, biz yazdık, biz söyledik".
enaniyet tehlikeli iştir, adamı başka bir tarafta ayaklarını yerden kaldırırken, başka bir taraftaysa sonun başlangıcını hazırlatır.
galatasaray'a vurabilmek ve adını duyurabilmek için yapılan işler, aciz kalır diyecem ama kendi muhibbi tarafından da aynı sopaya maruz kalıyor.
neyse galatasaray daha vefalı her zamanki gibi.
gelelim konuya.
kocaman adamların tüm dertleri bitmiş gibi etkileşim kastırdıklarına inanmak istemezdim ama sosyal medya gerçekten bu anlamda artık bir idol (put) olmuş durumda ve inanılmaz rağbet gören şey fikrin ne olduğundan ziyade, kim ve ne söylediğiyle ilgili'ye dönmüş bir süredir. bu kadar insanın sırf adının zaman akışında geçiyor olması için, demeç verecek ve bu tip demeçlerin koskoca galatasaray camiasına zarar vermeyecektir düşüncesi, neresinden tutulursa tutulsun, elde kalır. geriye kalan sadece "etkileşim", "biz demiştik", "biz biliyoruz", "önce biz öğrendik, biz yazdık, biz söyledik".
enaniyet tehlikeli iştir, adamı başka bir tarafta ayaklarını yerden kaldırırken, başka bir taraftaysa sonun başlangıcını hazırlatır.
galatasaray'a vurabilmek ve adını duyurabilmek için yapılan işler, aciz kalır diyecem ama kendi muhibbi tarafından da aynı sopaya maruz kalıyor.
neyse galatasaray daha vefalı her zamanki gibi.