6830
25 temmuz 2023 zalgiris galatasaray maçı ile birlikte "galatasaray kamuoyu"nun genelinde kaybedilen maç sonrası sözlüğün halinden öte bir durumla karşı karşıya olduğunu üzülerek takip ettiğim hocamız.
tek maçlık skora bağlı tepkiler artık bu işin gerçeği oldu. kaldı ki artık sosyal medyadaki organize ekipler o kadar büyüdü ki verilip gündemde yükselen tepkinin kimden geldiğini de kestirmek zor. sosyal medyanın ipi kuyuya inilecek en son ip bile değil artık...
ama tüm bu hengame arasında kendisine saldırmak için hakikaten dişlerini sıkarak bekleyen bir grup varmış. dünkü maçtan sonra, galibiyet harici sonuçla biten her maçtan sonra olduğu gibi, oluşan saçma sapan ortamı yelkenlerini doldurmak için fırsat bildiklerine şahit olduk...
sosyal medya taraftarı, yutubır tayfa falan neyse de sözüm ona "büyük galatasaraylı" geçinen bazı "duayen" insanları bile bu ekibin içinde bayrak taşıyıcı olarak görmek üzdü açıkçası...
yani ağustos ve eylül aylarını da bu takım hafif sallantıda geçirirse arda turan'ların eray sözen'lerin falan sağda solda fatih terim güzellemeleri pompalatmasına mı şahit oluruz, erden timur'a galatasaray'ın içinden gelecek saldırıları mı görürüz, bismillah daha eylül ayından ibrasızlık tehditleri mi havada uçuşur bilemiyorum.
eleştiri kültürü, hatta hiçbir başarının cezasız kalmaması kültürü galatasaray'a kendine has bir dinamizm katıyor. galatasaray'ın içinde binbir entrika çoğu zaman kendi işine çomak soksa da ister istemez hafif bir mükemmelliyetçilik yaratıp genellikle her gelene büyük işler yaptırtarak eğrisi doğrusuna geliyor.
zamanında faruk süren "biz uefa kupası'nı almaya giderken camiada üzülenler vardı" dediğinde anlam verememiştim o sözlere. galatasaray hakikaten böyle bir yer. henüz 50 yaşına basmadan müthiş bir başlangıç yaptı hoca galatasaray kariyerine. erden timur'un da katkılarıyla bu sezon için de önemli bir kadro kuruluyor. kısa vadede önü açık, uzun vadede 10-15 hatta belki 20 senelik süreçte de tıpkı fatih terim gibi bir "acil durum planı" olması çok muhtemel.
günümüzün sosyal medyası zaten haddinden fazla bu konulara çok imkan vermeyen bir tüketim kültürü yaratmış durumda. sosyal medya sonrası hayatımıza girip de, yaptığı şey ne olursa olsun, 2 seneden fazla el üstünde tutulabilen biri yok. okan hoca bile müthiş sezona rağmen o günlerin hatırına başlangıçta hak ettiği desteği bulabildi. bu yetmezmiş gibi bir de dahili bedhahlar hiç olmadığı kadar sinsi ve keskin hareket ediyor artık.
allah sabır versin kendisine. bu delilik içinde ayakta kalabilmek çok zor. değil ki bir şeyler başarmak...
tek maçlık skora bağlı tepkiler artık bu işin gerçeği oldu. kaldı ki artık sosyal medyadaki organize ekipler o kadar büyüdü ki verilip gündemde yükselen tepkinin kimden geldiğini de kestirmek zor. sosyal medyanın ipi kuyuya inilecek en son ip bile değil artık...
ama tüm bu hengame arasında kendisine saldırmak için hakikaten dişlerini sıkarak bekleyen bir grup varmış. dünkü maçtan sonra, galibiyet harici sonuçla biten her maçtan sonra olduğu gibi, oluşan saçma sapan ortamı yelkenlerini doldurmak için fırsat bildiklerine şahit olduk...
sosyal medya taraftarı, yutubır tayfa falan neyse de sözüm ona "büyük galatasaraylı" geçinen bazı "duayen" insanları bile bu ekibin içinde bayrak taşıyıcı olarak görmek üzdü açıkçası...
yani ağustos ve eylül aylarını da bu takım hafif sallantıda geçirirse arda turan'ların eray sözen'lerin falan sağda solda fatih terim güzellemeleri pompalatmasına mı şahit oluruz, erden timur'a galatasaray'ın içinden gelecek saldırıları mı görürüz, bismillah daha eylül ayından ibrasızlık tehditleri mi havada uçuşur bilemiyorum.
eleştiri kültürü, hatta hiçbir başarının cezasız kalmaması kültürü galatasaray'a kendine has bir dinamizm katıyor. galatasaray'ın içinde binbir entrika çoğu zaman kendi işine çomak soksa da ister istemez hafif bir mükemmelliyetçilik yaratıp genellikle her gelene büyük işler yaptırtarak eğrisi doğrusuna geliyor.
zamanında faruk süren "biz uefa kupası'nı almaya giderken camiada üzülenler vardı" dediğinde anlam verememiştim o sözlere. galatasaray hakikaten böyle bir yer. henüz 50 yaşına basmadan müthiş bir başlangıç yaptı hoca galatasaray kariyerine. erden timur'un da katkılarıyla bu sezon için de önemli bir kadro kuruluyor. kısa vadede önü açık, uzun vadede 10-15 hatta belki 20 senelik süreçte de tıpkı fatih terim gibi bir "acil durum planı" olması çok muhtemel.
günümüzün sosyal medyası zaten haddinden fazla bu konulara çok imkan vermeyen bir tüketim kültürü yaratmış durumda. sosyal medya sonrası hayatımıza girip de, yaptığı şey ne olursa olsun, 2 seneden fazla el üstünde tutulabilen biri yok. okan hoca bile müthiş sezona rağmen o günlerin hatırına başlangıçta hak ettiği desteği bulabildi. bu yetmezmiş gibi bir de dahili bedhahlar hiç olmadığı kadar sinsi ve keskin hareket ediyor artık.
allah sabır versin kendisine. bu delilik içinde ayakta kalabilmek çok zor. değil ki bir şeyler başarmak...
