329
sevmeyeni çok ama kendisi tarihin en iyi tenisçisidir. maç içinde verdiği duygusal tepkiler djokovici büyük yapan olaylardan birisi. kariyerinin başlarında öfkesi kendine zarar veriyorken zaman içinde onu yönetmeyi öğrendi. motivasyonunun önemli kısmını bu öfke oluşturuyor zaten. hele bir puandan sonra gözlerini kısarak sabit noktaya baktığını görüyorsam ekrandan gözümü ayırmam çünkü o bakış varsa biraz önce kortta çok zor bir şeyler başarmıştır ve biraz sonra daha zorunu da başaracaktır.
6 yaşından beri* aşığı olduğum bu sporun altın çağını yavaş yavaş geride bırakıyoruz. ülkedeki futbol kültüründen dolayı insanlar bu spora da fanatik yaklaşıyor. ilgi duyan çoğu kişi üçten birini ölümüne destekliyor, diğerlerinden nefret ediyor. oysa insanların tenisteki rekabetin dostane bir ortamda yürüdüğünü fark etmesi gerekiyor. örneğin roger federer, rafael nadal, novak djokovic * özel hayatlarında oldukça iyi arkadaşlar. kimse kimseye irrite olmuyor yani.
kendi adıma bu saydığım üç efsaneyi de çok seviyorum. kariyerinin başından beri iyi veya kötü bütün özelliklerini gördüğüm, olgunlaşma sürecini izlediğim için; bir anlamda onunla beraber büyüdüğüm için nole benim için daha özel. yine de örneğin wimbledon 2019'da roger federer ile beş setlik tarihin en heyecanlı maçlarından birini oynayıp epik bir geri dönüşü başarırken federer kaybediyor diye üzülmüştüm. veya yıllar öncesinden bu yaşları diğer iki efsane gibi güçlü oynayamayacağını bilmeme rağmen bugün bu seviyelerde rafael nadal'ın yokluğu eksik hissettiriyor.
2003-2023 arasındaki bu altın çağa şahitlik edip, herhangi bir grand slam finalinden hemen sonra seremonideki sıcaklık sizin için bir şey ifade etmiyorsa muhtemelen yanlış sporu izliyorsunuz.
neyse konu çok açıldı. kendisi son 15 yılda başardıklarıyla, üstelik efsane üçün içerisinde kariyer başlangıcı olarak en büyük handikapa sahip olmasına rağmen yaptıklarıyla tarihin en büyüğü unvanını hak etmiştir. önünde bu seviyede kalıp rekorlarını geliştirebileceği en az iki tenis sezonu daha var. umarım yapabildiğinin en iyisini yapar.
kendisinin bıraktığı gün ortayaşlılığımı ilan edeceğim. bırakma nole!
benzetmeli tanım: tek erkekler tenisinin galatasaray'ı.
6 yaşından beri* aşığı olduğum bu sporun altın çağını yavaş yavaş geride bırakıyoruz. ülkedeki futbol kültüründen dolayı insanlar bu spora da fanatik yaklaşıyor. ilgi duyan çoğu kişi üçten birini ölümüne destekliyor, diğerlerinden nefret ediyor. oysa insanların tenisteki rekabetin dostane bir ortamda yürüdüğünü fark etmesi gerekiyor. örneğin roger federer, rafael nadal, novak djokovic * özel hayatlarında oldukça iyi arkadaşlar. kimse kimseye irrite olmuyor yani.
kendi adıma bu saydığım üç efsaneyi de çok seviyorum. kariyerinin başından beri iyi veya kötü bütün özelliklerini gördüğüm, olgunlaşma sürecini izlediğim için; bir anlamda onunla beraber büyüdüğüm için nole benim için daha özel. yine de örneğin wimbledon 2019'da roger federer ile beş setlik tarihin en heyecanlı maçlarından birini oynayıp epik bir geri dönüşü başarırken federer kaybediyor diye üzülmüştüm. veya yıllar öncesinden bu yaşları diğer iki efsane gibi güçlü oynayamayacağını bilmeme rağmen bugün bu seviyelerde rafael nadal'ın yokluğu eksik hissettiriyor.
2003-2023 arasındaki bu altın çağa şahitlik edip, herhangi bir grand slam finalinden hemen sonra seremonideki sıcaklık sizin için bir şey ifade etmiyorsa muhtemelen yanlış sporu izliyorsunuz.
neyse konu çok açıldı. kendisi son 15 yılda başardıklarıyla, üstelik efsane üçün içerisinde kariyer başlangıcı olarak en büyük handikapa sahip olmasına rağmen yaptıklarıyla tarihin en büyüğü unvanını hak etmiştir. önünde bu seviyede kalıp rekorlarını geliştirebileceği en az iki tenis sezonu daha var. umarım yapabildiğinin en iyisini yapar.
kendisinin bıraktığı gün ortayaşlılığımı ilan edeceğim. bırakma nole!
benzetmeli tanım: tek erkekler tenisinin galatasaray'ı.