212
kendisinin vole'deki röportakını izledim. eski nesil gurbetçilerin sürekli almanya'yı övmesi gibi iskoçya'yı övüp durdu. haklı yanları olabilir. batının sistem ve iş disiplini anlamında bizden fersah fersah önde olduğu aşikar. ancak bir noktaya takıldım. iki ülke arasındaki farklılıklardan, kulübün ceza sisteminden falan bahsederken başından geçen bir olay üzerinden iskoçya ve türkiye'deki malzemecilerin rollerinden bahsetti.
onun anlatımıyla; iskoçya'da maç günü giyeceğin kramponundan kendin sorumluymuşsun. işte kirlenirse çamurunu falan kendin temizlemek zorundaymışsın. kramponları kendin maç gününe hazırlayacakmışsın, tesislerde bırakmayacakmışsın. türkiye'de böyle birşey yokmuş. malzemeciler sürekli arkanızı topluyormuş. tabi buradan da iskoçya'ya bir övgü çıkrıp, bu durumun kendisi için bir kazanım olduğunu, sorumluluk anlamında kişisel olarak geliştiğini falan söylüyor. -tabi burada ben özet geçiyorum, kendi cümlelerimle. ama olay özünde bu.-
yani batıya giden her ortadoğulu gibi toplumsal kurallara sıkı sıkıya bağlıymış rıdvan. 22 yaşında, ayakkabılarını kendi temizlemesi gerektiğini öğrenmiş. bunun kendi sorumluluğunda olduğunun farkına varmış. maşallah. peki yarın döndüğünde, merak ediyorum batıda kazandığı bu sorumluluk bilinciyle mi davranmaya devam eder yoksa bir eskiye dönüş mü yaşar?
benim anlattıklarından anladığım, bizim altyapılardaki çocukları, sanırım, çok şımartıyorlar. gerçi bizde genel olarak çocukları çok şımartıyorlar.
özetle, geçen sene erden timur'un karakter analizi testinden geçmesi epey zormuş. ama bu sene belki geçebilir.*
onun anlatımıyla; iskoçya'da maç günü giyeceğin kramponundan kendin sorumluymuşsun. işte kirlenirse çamurunu falan kendin temizlemek zorundaymışsın. kramponları kendin maç gününe hazırlayacakmışsın, tesislerde bırakmayacakmışsın. türkiye'de böyle birşey yokmuş. malzemeciler sürekli arkanızı topluyormuş. tabi buradan da iskoçya'ya bir övgü çıkrıp, bu durumun kendisi için bir kazanım olduğunu, sorumluluk anlamında kişisel olarak geliştiğini falan söylüyor. -tabi burada ben özet geçiyorum, kendi cümlelerimle. ama olay özünde bu.-
yani batıya giden her ortadoğulu gibi toplumsal kurallara sıkı sıkıya bağlıymış rıdvan. 22 yaşında, ayakkabılarını kendi temizlemesi gerektiğini öğrenmiş. bunun kendi sorumluluğunda olduğunun farkına varmış. maşallah. peki yarın döndüğünde, merak ediyorum batıda kazandığı bu sorumluluk bilinciyle mi davranmaya devam eder yoksa bir eskiye dönüş mü yaşar?
benim anlattıklarından anladığım, bizim altyapılardaki çocukları, sanırım, çok şımartıyorlar. gerçi bizde genel olarak çocukları çok şımartıyorlar.
özetle, geçen sene erden timur'un karakter analizi testinden geçmesi epey zormuş. ama bu sene belki geçebilir.*
