618
her ne kadar balkan göçmeni olsak da doğma büyüme bir eskişehirli olarak gece twitter'da okuduğum haber ve sabah da sol tarafta ismini gördüğümde bir iki satır karalamak istedim.
gece okuduğum tweet; uzun yıllardır eskişehirsporun ana sponsoru olan ve ülkenin de önemli markalarından olan eti'nin takımın bölgesel amatöre düştükten sonra artık sponsorluktan çekildiği haberi üzerineydi. 58 yıl sonra artık eskişehirspor profesyonel liglerde yer almayacak ve her zaman destekçisi olmuş bir marka da artık elini eteğini çekmiş ve ben yokum demişti.
her ne kadar alper potuk ve tarık çamdal transferlerinde bize kazık atıp şike sezonunda tapelerde ismi geçen ve fenerbahçe için para karşılığı şike yaptığı uefa'ca tescillendiğinden dolayı bizim taraftarlarca haklı olarak nefret edilesi bir konuma düşse de ben eskişehirspor'u 2006 öncesi ve sonrası diye ikiye ayırıyorum.
öncesi, rahmetli babamdan ve büyüklerden dinlediğimiz 70'li yıllarda herkesin saygı duyduğu, milli takıma en çok oyuncu gönderen ve kupalar kazanan, son maçta şampiyonluk kaçıran, ülkede örgütlü olarak ilk deplasman yapan ve çoğunluğu lokomotif fabrikasının işçilerinden oluşan taraftarlarıyla, çocukluğumda yine çoğunluğu 1.ve 2. ligde ara ara da en üst lige çıkıp hemen düştüğü sezonlarda maçlarına gittiğim, şehir merkezinde okuduğum lisenin tam karşısında olan o eski stadyumda çokça hatıralar biriktirdiğim eskişehirspor.
sonrası ise dönemin başkanı nebi hatipoğlu ve dönemin bakanlarından kemal unakıtan ile siyasi rant haline gelen ve süper lige çıkan eskişehirspor. çokça bildiğimiz mevzu akp'nin şehirlerdeki futbol sevdası ile siyaseti harmanlama örneklerinden biri. benim de bir eskişehirli olarak eskişehirspor'dan soğudum dönemler.
bahsettiğim dönemle alakalı bazı arkadaşların dile getirdiği şu düşünceye katılmıyorum; eskişehirspor'un bize karşı daha hırslı ve kaba tabirle daha çirkef oynadığı kanaatinde değilim. aksine ligi 4. tamamlayıp uefa kupasına katıldığı dönemlerde fenerbahçe ve beşiktaşı'da defalarca yendi. zaten en büyük taraftar oluşumlarının temel motivasyon sebebi, uydurdukları anti bizans tabiri. yani sadece bize değil tüm istanbul takımlarına sebepsiz yere bir düşmanlık tohumları ekerek başladılar bu döneme. bu şehirde başka takımın forması giyilmez sözleri bir süre sonra trabazonspor, beşiktaş, galatasaray fenerbahçe forması giyen insanları ulu orta tartaklamaya ve sokaklarda formalarını çıkarttırmaya, şehirde şampiyonluk kutlaması yaptırmamak için kalabalık taraftar nöbetleri tutturmaya kadar gitti. yukarıda bazı renktaşların yazdıklarına da bu kısımda karşı çıkmak zorundayım, şehir her ne kadar seküler yapıda, sanatsal faaliyetleri fazla, üniversiteler ile genç nüfusu çok fazla ve belediyeciliği örnek gösterilse de taraftar oluşumlarında maalesef bu durum tam tersi. bir deplasman otobüsüyle deplasmana giden bir genç kardeşimizin yaşadıkları ve gördüklerinden sonra futboldan soğuması gibi uç şeyler.
kulüp neden amatör lige kadar düştü diyenlere de, sadece fenerbahçe'ye 7.5 milyon euroya sattıkları alper potuk transferi o dönem kulübün tüm borçlarını kapatacak kadar bi girdi sağlıyodu. erkan zengin, tarık çamdal ve diğer bir kaç isimle bu rakam 20 milyon euroları buldu. tüm bu rakamlar hiç edilip fütursuzca yapılan yabancı oyuncu transferleri ve özellikle oyuncu maaşlarının ödenememesiyle defalarca fifalık olup yanlış hatırlamıyorsam 7 dönem transfer yasağı ve defalarca puan silme cezası alıp 16-17 yaşındaki altyapı topçuları ile hızla alt liglere doğru yelken açtılar. tek sıkımlık kurşunlarını da iftarda başlayıp sahurda biten meşhur göztepe ile 2017'de oynadıkları play off finalinde kaybederek kullanmış oldular.
çok uzun oldu farkındayım ama yıllar yılı yanlış yönetilen, rant kapısı haline gelen ve taraftar oluşumlarının zihniyeti ile düşmanlık tohumları atılan bir kulüp oldu maalesef eskişehirspor ve neticede bölgesel amatör lige kadar düştü günün sonunda. umarım büyüklerden bizlere anlatılan o eski günlerine döner diye bitireyim.
gece okuduğum tweet; uzun yıllardır eskişehirsporun ana sponsoru olan ve ülkenin de önemli markalarından olan eti'nin takımın bölgesel amatöre düştükten sonra artık sponsorluktan çekildiği haberi üzerineydi. 58 yıl sonra artık eskişehirspor profesyonel liglerde yer almayacak ve her zaman destekçisi olmuş bir marka da artık elini eteğini çekmiş ve ben yokum demişti.
her ne kadar alper potuk ve tarık çamdal transferlerinde bize kazık atıp şike sezonunda tapelerde ismi geçen ve fenerbahçe için para karşılığı şike yaptığı uefa'ca tescillendiğinden dolayı bizim taraftarlarca haklı olarak nefret edilesi bir konuma düşse de ben eskişehirspor'u 2006 öncesi ve sonrası diye ikiye ayırıyorum.
öncesi, rahmetli babamdan ve büyüklerden dinlediğimiz 70'li yıllarda herkesin saygı duyduğu, milli takıma en çok oyuncu gönderen ve kupalar kazanan, son maçta şampiyonluk kaçıran, ülkede örgütlü olarak ilk deplasman yapan ve çoğunluğu lokomotif fabrikasının işçilerinden oluşan taraftarlarıyla, çocukluğumda yine çoğunluğu 1.ve 2. ligde ara ara da en üst lige çıkıp hemen düştüğü sezonlarda maçlarına gittiğim, şehir merkezinde okuduğum lisenin tam karşısında olan o eski stadyumda çokça hatıralar biriktirdiğim eskişehirspor.
sonrası ise dönemin başkanı nebi hatipoğlu ve dönemin bakanlarından kemal unakıtan ile siyasi rant haline gelen ve süper lige çıkan eskişehirspor. çokça bildiğimiz mevzu akp'nin şehirlerdeki futbol sevdası ile siyaseti harmanlama örneklerinden biri. benim de bir eskişehirli olarak eskişehirspor'dan soğudum dönemler.
bahsettiğim dönemle alakalı bazı arkadaşların dile getirdiği şu düşünceye katılmıyorum; eskişehirspor'un bize karşı daha hırslı ve kaba tabirle daha çirkef oynadığı kanaatinde değilim. aksine ligi 4. tamamlayıp uefa kupasına katıldığı dönemlerde fenerbahçe ve beşiktaşı'da defalarca yendi. zaten en büyük taraftar oluşumlarının temel motivasyon sebebi, uydurdukları anti bizans tabiri. yani sadece bize değil tüm istanbul takımlarına sebepsiz yere bir düşmanlık tohumları ekerek başladılar bu döneme. bu şehirde başka takımın forması giyilmez sözleri bir süre sonra trabazonspor, beşiktaş, galatasaray fenerbahçe forması giyen insanları ulu orta tartaklamaya ve sokaklarda formalarını çıkarttırmaya, şehirde şampiyonluk kutlaması yaptırmamak için kalabalık taraftar nöbetleri tutturmaya kadar gitti. yukarıda bazı renktaşların yazdıklarına da bu kısımda karşı çıkmak zorundayım, şehir her ne kadar seküler yapıda, sanatsal faaliyetleri fazla, üniversiteler ile genç nüfusu çok fazla ve belediyeciliği örnek gösterilse de taraftar oluşumlarında maalesef bu durum tam tersi. bir deplasman otobüsüyle deplasmana giden bir genç kardeşimizin yaşadıkları ve gördüklerinden sonra futboldan soğuması gibi uç şeyler.
kulüp neden amatör lige kadar düştü diyenlere de, sadece fenerbahçe'ye 7.5 milyon euroya sattıkları alper potuk transferi o dönem kulübün tüm borçlarını kapatacak kadar bi girdi sağlıyodu. erkan zengin, tarık çamdal ve diğer bir kaç isimle bu rakam 20 milyon euroları buldu. tüm bu rakamlar hiç edilip fütursuzca yapılan yabancı oyuncu transferleri ve özellikle oyuncu maaşlarının ödenememesiyle defalarca fifalık olup yanlış hatırlamıyorsam 7 dönem transfer yasağı ve defalarca puan silme cezası alıp 16-17 yaşındaki altyapı topçuları ile hızla alt liglere doğru yelken açtılar. tek sıkımlık kurşunlarını da iftarda başlayıp sahurda biten meşhur göztepe ile 2017'de oynadıkları play off finalinde kaybederek kullanmış oldular.
çok uzun oldu farkındayım ama yıllar yılı yanlış yönetilen, rant kapısı haline gelen ve taraftar oluşumlarının zihniyeti ile düşmanlık tohumları atılan bir kulüp oldu maalesef eskişehirspor ve neticede bölgesel amatör lige kadar düştü günün sonunda. umarım büyüklerden bizlere anlatılan o eski günlerine döner diye bitireyim.