23
insanlık hâlidir, zihinde böyle şeyler belirip düşünceleri anlık etkileyebilir. önemli olan başkandan üyesine tüm kulüp yönetimi, teknik direktörden masörüne tüm teknik ve yardımcı ekip, en kritik oyuncusundan hiç süre almayanına tüm futbol takımı, eski açığından maratonuna tüm tribünün şampiyonluğu alacağımız 30 mayıs günü maç bitimine kadar kendini bu işe yoğunlaştırmasıdır.
elbette ki her rehavet ya da yanılsama felaket ile sonuçlanmak zorunda değil, ancak yapılan işe saygı seviyesinde galatasarayımıza yakışır bir tavır almamız gerektiğine inanıyorum.
daha iki yıl önce fatih terim rakip tam 6 puan öndeyken ve herkes “şampiyo” derken “beşiktaş şampiyon olarak gelirse alkışlarız” dediğinde beşiktaş’ın şark kurnazı kompleksli başkanı “alkışlayacak tabi, alkışlamayıp ne yapacak?” gibi yanlış bir tonlamayla cevap vermiş, sonrasında üst üste iki mağlubiyet alarak (biri bize karşı) şampiyonluğu averajla ve birçok şaibelerle zar zor kurtararak çok fena karizma çizdirmişti. adamlar şampiyonluğa şaşkın tavuk gibi “olduk dimi lan, bak?” havasında sevinebilmişti.
1989’da ilk yarısını 3-0 önde kapattığımız bir fenerbahçe maçını, rakibe saygı duymayan tanju “gevşek” çolak’ın cıvıtmasıyla 4,5 yapamamış ve 4-3 kaybetmiştik.
birtakım taraftarda bugün “işte ankaragücü maçı berabere bitsin, bunları farklı yenip öyle şampiyon olalım” tarzı bir yaklaşım öne çıkmaya başlamış. bu rakibi (belki istemeden de olsa) küçümsemektir. karşındaki her ne kadar en iyi gününde olmasa da, başında kaybeden bir başkan da olsa fenerbahçedir ve çok büyük bir camiadır. türkiye’deki futbol yönetim kurumlarında gidişata tesir edebilecek gücü vardır. puan farkı 3’e düştüğü takdirde, iş sadece bir maçta alınacak skora düğümlendiğinde, 4 haziran günü stadımızda nasıl bir futbol iklimi yaratılacağı, nasıl bir hakem yönetimi olacağı, nasıl bir saha içi gerginliği olacağı ucu açık ölçüde aleyhimize bir şekilde belirsizdir. sen tarihe bir kupa daha, bir şampiyonluk daha, üstüne üstlük lig tarihinde ilk kez en az 10 yıl şampiyon olamamış, kupa alamamış bir en yakın rakip bırakmak, psikolojik üstünlüğü belki bir 10 yıl daha kendinde toplayacak bir birincilik daha almaya bir doksan dakika uzaklıktasın.
tepeden tırnağa 30 mayıs günü, beşiktaş’ın üst üste 4. kez şampiyon olma rüyalarını bitirdiğimiz, belki de futbol tarihimizin kırılma noktası olan o günün 30. yıldönümünde, galibiyete kenetlenip maç sonu da birbirimizi kucaklamalıyız.
haydi aslanlar.
elbette ki her rehavet ya da yanılsama felaket ile sonuçlanmak zorunda değil, ancak yapılan işe saygı seviyesinde galatasarayımıza yakışır bir tavır almamız gerektiğine inanıyorum.
daha iki yıl önce fatih terim rakip tam 6 puan öndeyken ve herkes “şampiyo” derken “beşiktaş şampiyon olarak gelirse alkışlarız” dediğinde beşiktaş’ın şark kurnazı kompleksli başkanı “alkışlayacak tabi, alkışlamayıp ne yapacak?” gibi yanlış bir tonlamayla cevap vermiş, sonrasında üst üste iki mağlubiyet alarak (biri bize karşı) şampiyonluğu averajla ve birçok şaibelerle zar zor kurtararak çok fena karizma çizdirmişti. adamlar şampiyonluğa şaşkın tavuk gibi “olduk dimi lan, bak?” havasında sevinebilmişti.
1989’da ilk yarısını 3-0 önde kapattığımız bir fenerbahçe maçını, rakibe saygı duymayan tanju “gevşek” çolak’ın cıvıtmasıyla 4,5 yapamamış ve 4-3 kaybetmiştik.
birtakım taraftarda bugün “işte ankaragücü maçı berabere bitsin, bunları farklı yenip öyle şampiyon olalım” tarzı bir yaklaşım öne çıkmaya başlamış. bu rakibi (belki istemeden de olsa) küçümsemektir. karşındaki her ne kadar en iyi gününde olmasa da, başında kaybeden bir başkan da olsa fenerbahçedir ve çok büyük bir camiadır. türkiye’deki futbol yönetim kurumlarında gidişata tesir edebilecek gücü vardır. puan farkı 3’e düştüğü takdirde, iş sadece bir maçta alınacak skora düğümlendiğinde, 4 haziran günü stadımızda nasıl bir futbol iklimi yaratılacağı, nasıl bir hakem yönetimi olacağı, nasıl bir saha içi gerginliği olacağı ucu açık ölçüde aleyhimize bir şekilde belirsizdir. sen tarihe bir kupa daha, bir şampiyonluk daha, üstüne üstlük lig tarihinde ilk kez en az 10 yıl şampiyon olamamış, kupa alamamış bir en yakın rakip bırakmak, psikolojik üstünlüğü belki bir 10 yıl daha kendinde toplayacak bir birincilik daha almaya bir doksan dakika uzaklıktasın.
tepeden tırnağa 30 mayıs günü, beşiktaş’ın üst üste 4. kez şampiyon olma rüyalarını bitirdiğimiz, belki de futbol tarihimizin kırılma noktası olan o günün 30. yıldönümünde, galibiyete kenetlenip maç sonu da birbirimizi kucaklamalıyız.
haydi aslanlar.