232
maçlara öyle "tarihimizin en önemli maçı" totemiyle bakan birisi değilim, fakat bu sezonun kader maçlarından birisi olacağı aşikar, zira yarıştığın 2 camiaya şampiyonluk konusunda mental olarak büyük tahribat verecek bir maç bu. puan kaybı halinde beşiktaş da potaya girer orası kesin. tribünlere öyle büyük rol biçecek değilim, maalesef artık her şeyi çok çabuk elde etmek isteyen ve asla kaybetmeyi kabullenemeyen z kuşağının da katılımıyla stres topu bir tribünü var camiaların, galatasaray'ı biraz ayıran şey kupa sayısında falan önde olması, biz bu tribün ortamında 10 yıldır 4. yıldızı bekliyor olsak sırf bu sezon 4 teknik direktör değiştirmiştik, fenerbahçeliler yine iyi dayanıyor bakmayın, her sezon sonu 10 benzinlik falan kurban edilirdi yoksa.
bu maç teknik direktör maçı. çıkacak, gerekirse yıllardır yanında oynadığı malum şahsın kafasının içine girecek, 17 yaşındaki travmalarını kullanıp onu mat edecek, bunun başka yolu yok. bu maçı kaybederse ben gelecek sezon okan buruk'la yola devam edilmesi taraftarı değilim onu söyleyeyim. bunun 14 maç aralıksız kazanan hoca olmasıyla, her sezon hoca kellesi almakla falan alakası yok. sezon sonu 3 tane kader maçında rakibi nakavt etmek yerine yarışta tutan hoca bizim standardımız ise, igor tudor'u geri getirelim, yanlış anlamayın çok daha iyi olduğundan değil, o da aynısını yapıyordu. hiç olmazsa takımda oyundan çıktım diye soyunma odasına giden, "ben artık oynamıyorum bana ne" diyen tipleri kapının önüne koyar.
evet futbolda bir süre sonra iş sahadaki topçularda biter, ama o iş 80. dakikadan sonra kader anlarında olur.
rakibin puan kaybetmiş, her şey hazır, kendi evindesin, maçtaki rakibin hafta içi 10 kişi maç oynamış...sen bu takımı imha edecek planı 1 hafta içinde hazırlamalısın, yoksa bu iş sana yazar.
bu maç teknik direktör maçı. çıkacak, gerekirse yıllardır yanında oynadığı malum şahsın kafasının içine girecek, 17 yaşındaki travmalarını kullanıp onu mat edecek, bunun başka yolu yok. bu maçı kaybederse ben gelecek sezon okan buruk'la yola devam edilmesi taraftarı değilim onu söyleyeyim. bunun 14 maç aralıksız kazanan hoca olmasıyla, her sezon hoca kellesi almakla falan alakası yok. sezon sonu 3 tane kader maçında rakibi nakavt etmek yerine yarışta tutan hoca bizim standardımız ise, igor tudor'u geri getirelim, yanlış anlamayın çok daha iyi olduğundan değil, o da aynısını yapıyordu. hiç olmazsa takımda oyundan çıktım diye soyunma odasına giden, "ben artık oynamıyorum bana ne" diyen tipleri kapının önüne koyar.
evet futbolda bir süre sonra iş sahadaki topçularda biter, ama o iş 80. dakikadan sonra kader anlarında olur.
rakibin puan kaybetmiş, her şey hazır, kendi evindesin, maçtaki rakibin hafta içi 10 kişi maç oynamış...sen bu takımı imha edecek planı 1 hafta içinde hazırlamalısın, yoksa bu iş sana yazar.