172
(bkz: 23 nisan 2023 galatasaray karagümrük maçı)
aylar sonra sözlüğe yazıyorum, biraz da içimi dökmek için sanırım.
yolun yarısındayım. allah'a inanarak büyüdüm. 32 yaşında inanmaktan vazgeçtim. 2 sene sonra yani bu sene yaşadıklarımdan sonra acizliğimi anladım ve tekrar allah'a döndüm. en çok babam için ve diğer tüm çaresizliklerim için dua ettim, hayatıma mucizevi bir dokunuş olmadı şuana kadar. tek değişen şey, inanmış olmanın verdiği ümit oldu. olan biten şeyler için allah'a veya başka birine kızmıyorum çünkü sebep olan biri yok. hayat demek ölüm demek. benden çok daha acısını yaşayan insanlar var. ayrıca çıkarcı bir inanca da sahip değilim. sadece aciz ve güçsüz olduğumu anladım ve allah'a yöneldim. eğer allah varsa ilahi adalet vardır.
gelelim futbola... futbol basit bir oyun olabilir, çok önemli görülmeyebilir. fakat bu oyunda sevgi, bağlılık, aşk gibi manevi taraflar var. insanların hayatını şekillendiren tutkular var. kimseye zarar vermeden eğlenmeye çalışan yoksullar var. milyar dolarların döndüğü bir endüstri var ve böyle bir ortamda hakkaniyet olması lazım. oysa her yer adaletsizlik, ahlâksızlık, güce tapınma, liyakatsizlik, satılmışlık, kokuşmuşluk, samimiyetsizlik gibi olumsuzluklarla dolu. bütün bunlar insan faaliyetlerinin sonuçları olarak karşımıza çıkıyor. dolayısıyla tepki gösteriyoruz, kabullenemiyoruz.
bizim takım yönetimiyle, taraftarıyla, teknik ekibiyle, futbolcusuyla üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. onurlu şekilde mücadele etti, seviyeyi düşürmedi, herkes için adaleti samimi bir şekilde istedi. kendi lehine yorumlanan bir pozisyonu taraftarın büyük çoğunluğu savunmadı bile, yönetim "var kayıtlarını açıklayın golün neden iptal edildiğini biz de bilelim" dedi, samimiyetini ispatladı. bu takımın karşısında city yok ki her maçı kazanmak zorunda olsun, hatasız oynamak zorunda kalsın... kötü oynama lüksü de vardı, hata yapma lüksü de. hatta maç kaybetme lüksü de vardı.
bir de suyun öteki tarafı var. tüm rezillikleri ortada. üzerinde durmaya bile gerek yok.
ben şampiyon olacağımıza inanıyorum. hak yerini bulacak. yine de taraftar endişeli. takıma güven tam ama kötülük kazanacak diye endişeli. ilahi adalet gereği ilgili maçta yaşanan penaltı kaçırıp puan kaybetme, saçma sapan goller yeme, topun bizi sevmemesi gibi durumları başka bir kulübün yaşaması gerekirdi. sene sonunda şampiyon olunca bunun bir önemi kalmayacak belki. peki ya bu taraftar endişe etmekte haklı çıkarsa, şampiyonluk çalınırsa ve kötülükler yapanların yanına yine kar kalırsa... o zaman ne olacak? atı alan üsküdar' ı geçmiş mi olacak? biz de ilahi adaletin tecelli etmesini mi bekleyeceğiz? ileride bir gün tecelli etti diyelim, gecikmiş adalet adalet midir? bugün üzülerek yatağına giren taraftarların, haftalardır stres yaşayan, haksızlığa uğrayan insanların yaşadığı süreçler ne olacak? normalde adam yerine konmaması gereken şahısların sene sonunda efsane başkan diye anılacak olmasını nereye koyacağız?
galatasaray şampiyonluğu sahada çoktan kazandı. kaybederse masada kaybetmiş ve ilahi adalet tecelli etmemiş olacak. milyonlarca insanın da ilahi adalete inancı kalmayacak. kazanırsa ilahi adalet tecelli etmiş olacak. geçmişte tecelli etmediği çok oldu ilahi adaletin. ama bu sene kör göze parmak sokulurken de tecelli etmiyorsa diyecek bir şey yoktur ilahi adalet ile ilgili. haksız da olsa biz kazanalım demiyoruz. hatta illa kazanalım da istemiyoruz. sadece adalet olsun, haksızlık olmasın istiyoruz. eğer her şeye rağmen kötülük kazanacaksa dua etmeye gerek var mı artık bilmiyorum. isyan etmek te istemiyorum.
ben bir müslüman olarak allah'a inanıyor ve ilahi adaletin tecelli edeceğini düşünüyorum. takımımıza da güveniyorum. bu yolun sonu şampiyonluk.
edit: düzeltme ve ekleme.
aylar sonra sözlüğe yazıyorum, biraz da içimi dökmek için sanırım.
yolun yarısındayım. allah'a inanarak büyüdüm. 32 yaşında inanmaktan vazgeçtim. 2 sene sonra yani bu sene yaşadıklarımdan sonra acizliğimi anladım ve tekrar allah'a döndüm. en çok babam için ve diğer tüm çaresizliklerim için dua ettim, hayatıma mucizevi bir dokunuş olmadı şuana kadar. tek değişen şey, inanmış olmanın verdiği ümit oldu. olan biten şeyler için allah'a veya başka birine kızmıyorum çünkü sebep olan biri yok. hayat demek ölüm demek. benden çok daha acısını yaşayan insanlar var. ayrıca çıkarcı bir inanca da sahip değilim. sadece aciz ve güçsüz olduğumu anladım ve allah'a yöneldim. eğer allah varsa ilahi adalet vardır.
gelelim futbola... futbol basit bir oyun olabilir, çok önemli görülmeyebilir. fakat bu oyunda sevgi, bağlılık, aşk gibi manevi taraflar var. insanların hayatını şekillendiren tutkular var. kimseye zarar vermeden eğlenmeye çalışan yoksullar var. milyar dolarların döndüğü bir endüstri var ve böyle bir ortamda hakkaniyet olması lazım. oysa her yer adaletsizlik, ahlâksızlık, güce tapınma, liyakatsizlik, satılmışlık, kokuşmuşluk, samimiyetsizlik gibi olumsuzluklarla dolu. bütün bunlar insan faaliyetlerinin sonuçları olarak karşımıza çıkıyor. dolayısıyla tepki gösteriyoruz, kabullenemiyoruz.
bizim takım yönetimiyle, taraftarıyla, teknik ekibiyle, futbolcusuyla üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. onurlu şekilde mücadele etti, seviyeyi düşürmedi, herkes için adaleti samimi bir şekilde istedi. kendi lehine yorumlanan bir pozisyonu taraftarın büyük çoğunluğu savunmadı bile, yönetim "var kayıtlarını açıklayın golün neden iptal edildiğini biz de bilelim" dedi, samimiyetini ispatladı. bu takımın karşısında city yok ki her maçı kazanmak zorunda olsun, hatasız oynamak zorunda kalsın... kötü oynama lüksü de vardı, hata yapma lüksü de. hatta maç kaybetme lüksü de vardı.
bir de suyun öteki tarafı var. tüm rezillikleri ortada. üzerinde durmaya bile gerek yok.
ben şampiyon olacağımıza inanıyorum. hak yerini bulacak. yine de taraftar endişeli. takıma güven tam ama kötülük kazanacak diye endişeli. ilahi adalet gereği ilgili maçta yaşanan penaltı kaçırıp puan kaybetme, saçma sapan goller yeme, topun bizi sevmemesi gibi durumları başka bir kulübün yaşaması gerekirdi. sene sonunda şampiyon olunca bunun bir önemi kalmayacak belki. peki ya bu taraftar endişe etmekte haklı çıkarsa, şampiyonluk çalınırsa ve kötülükler yapanların yanına yine kar kalırsa... o zaman ne olacak? atı alan üsküdar' ı geçmiş mi olacak? biz de ilahi adaletin tecelli etmesini mi bekleyeceğiz? ileride bir gün tecelli etti diyelim, gecikmiş adalet adalet midir? bugün üzülerek yatağına giren taraftarların, haftalardır stres yaşayan, haksızlığa uğrayan insanların yaşadığı süreçler ne olacak? normalde adam yerine konmaması gereken şahısların sene sonunda efsane başkan diye anılacak olmasını nereye koyacağız?
galatasaray şampiyonluğu sahada çoktan kazandı. kaybederse masada kaybetmiş ve ilahi adalet tecelli etmemiş olacak. milyonlarca insanın da ilahi adalete inancı kalmayacak. kazanırsa ilahi adalet tecelli etmiş olacak. geçmişte tecelli etmediği çok oldu ilahi adaletin. ama bu sene kör göze parmak sokulurken de tecelli etmiyorsa diyecek bir şey yoktur ilahi adalet ile ilgili. haksız da olsa biz kazanalım demiyoruz. hatta illa kazanalım da istemiyoruz. sadece adalet olsun, haksızlık olmasın istiyoruz. eğer her şeye rağmen kötülük kazanacaksa dua etmeye gerek var mı artık bilmiyorum. isyan etmek te istemiyorum.
ben bir müslüman olarak allah'a inanıyor ve ilahi adaletin tecelli edeceğini düşünüyorum. takımımıza da güveniyorum. bu yolun sonu şampiyonluk.
edit: düzeltme ve ekleme.