461
uzun zaman sonra dengeli bir oyun benimseyerek, rahat şekilde galibiyete uzandığımız karşılaşma.
öncelikle takımı gayet sakin buldum, kayserispor'un arka arkaya kornerler kazandığı sekansta bile sakin duran bir galatasaray vardı. panik yapmadan ısrarla doğruyu oynamaya çalışmak önemliydi.
inanılmaz bir taraftar desteği vardı, bu da işleri kolaylaştırdı, böyle bir taraftar önünde bu takım dünyadaki her takımı yenebilir, bu çok net.
pozisyonel olarak dengeli duran bir galatasaray vardı. zaman zaman topu rakibe bırakmayı da dert etmeyen bir takım gördük. önceki bazı maçlarda beklerin harala gürele kanat forvet gibi yardırdığını ve geri dönmediğini görüyorduk. yaptığımız eleştiriler ya teknik heyet tarafından görülmüş ya da kendileri de öz eleştiri yapıp durumu farketmiş olacaklar ki, kısa sürede çözüm üretildi. buradan teknik heyete bir teşekkürü borç biliyorum.
boey, adekugbe ve sergio'nun ısı haritalarına detaylıca bakılırsa ne söylemek istediğim anlaşılacaktır.
önceki maçlarda 2+1 oyun kurmak zorunda kalan bir galatasaray vardı, kayserispor karşısında ise neredeyse 4+2'lik oyun kurulumunu bile gördük. bek oyuncuları oyun kurulumunda orta sahayı geçmediler ve pas istasyonu oldular. ataklar olgunlaştığında opsiyonel olarak hücuma katılan bekler gördük.
sergio da torreira'yı fazla yalnız bırakmadı ve merkezde dümene geçen ikinci oyuncu oldu.
kerem ve rashica zaman zaman çizgiye basıp rakibi genişletirken zaman zaman da beklerle koordineli olarak merkeze kayıp merkezden kilit paslar attılar.
mertens ve icardi'nin olağanüstü oyun zekalarına söyleyebilecek bir şey yok, kalite budur işte.
herkes kendi üzerine düşen rolü makul seviyede yaptığı sürece böyle galibiyetler gelecektir. galatasaray rakibine saygı duyduğu büyük maçları da böyle oynamıştı, kalan haftalarda da hiçbir rakibi küçümsemek gibi bir hataya düşmemeliyiz.
kaldı 8 final maçımız. ipleri gevşetmeden; aynı konsantrasyon, aynı sakinlik ve aynı denge ile devam edilmesini umuyorum.
öncelikle takımı gayet sakin buldum, kayserispor'un arka arkaya kornerler kazandığı sekansta bile sakin duran bir galatasaray vardı. panik yapmadan ısrarla doğruyu oynamaya çalışmak önemliydi.
inanılmaz bir taraftar desteği vardı, bu da işleri kolaylaştırdı, böyle bir taraftar önünde bu takım dünyadaki her takımı yenebilir, bu çok net.
pozisyonel olarak dengeli duran bir galatasaray vardı. zaman zaman topu rakibe bırakmayı da dert etmeyen bir takım gördük. önceki bazı maçlarda beklerin harala gürele kanat forvet gibi yardırdığını ve geri dönmediğini görüyorduk. yaptığımız eleştiriler ya teknik heyet tarafından görülmüş ya da kendileri de öz eleştiri yapıp durumu farketmiş olacaklar ki, kısa sürede çözüm üretildi. buradan teknik heyete bir teşekkürü borç biliyorum.
boey, adekugbe ve sergio'nun ısı haritalarına detaylıca bakılırsa ne söylemek istediğim anlaşılacaktır.
önceki maçlarda 2+1 oyun kurmak zorunda kalan bir galatasaray vardı, kayserispor karşısında ise neredeyse 4+2'lik oyun kurulumunu bile gördük. bek oyuncuları oyun kurulumunda orta sahayı geçmediler ve pas istasyonu oldular. ataklar olgunlaştığında opsiyonel olarak hücuma katılan bekler gördük.
sergio da torreira'yı fazla yalnız bırakmadı ve merkezde dümene geçen ikinci oyuncu oldu.
kerem ve rashica zaman zaman çizgiye basıp rakibi genişletirken zaman zaman da beklerle koordineli olarak merkeze kayıp merkezden kilit paslar attılar.
mertens ve icardi'nin olağanüstü oyun zekalarına söyleyebilecek bir şey yok, kalite budur işte.
herkes kendi üzerine düşen rolü makul seviyede yaptığı sürece böyle galibiyetler gelecektir. galatasaray rakibine saygı duyduğu büyük maçları da böyle oynamıştı, kalan haftalarda da hiçbir rakibi küçümsemek gibi bir hataya düşmemeliyiz.
kaldı 8 final maçımız. ipleri gevşetmeden; aynı konsantrasyon, aynı sakinlik ve aynı denge ile devam edilmesini umuyorum.