5802
hamit altıntop'un futbolculuk kariyeri 26 yaşına kadar gayet iyi. bence hamit performans olarak ulaştığı en yüksek noktayı da euro 2008'de yaşadı. 26 yaşından sonra sakatlıkların da etkisiyle kariyer olarak her geçen yıl biraz daha geriye gitti. 2007-2011 yılları arası bayern münich kariyerinden aklımda kalan çok da önemli bir şey yok, 2010 şampiyonlar ligi finali hariç. 2011'de 29 yaşında real madrid'e transfer yapmış olması biraz da futbolun cilvesi; real madrid'te geçirdiği bir sezonda ağırlıklı olarak b takımda çalıştı. 2004-2012 yılları arası türk takımlarının tekliflerine burun kıvıran, nihayet 30 yaşında menejeri aracılığıyla galatasaray'ı ve fenerbahçe'yi birbirine kırdırarak sonunda galatasaray'dan sezonluk 2.9 milyon euro ve maç başı 25 bin euro karşılığında 4 yıllık sözleşme kapan bir futbolcuydu hamit. galatasaray tercihi öncesiyle ve sonrasıyla para endeksli. galatasaraylılık falan gibi kavramlarla işi olmaz hamit'in (bugün de yok). peki temmuz 2012'den galatasaray'dan ayrıldığı ocak 2017'ye kadar geçen süreçte hamit altıntop galatasaray'a veya türk futboluna ne kazandırmıştır 4,5 yılda? mart 2013 schalke deplasmanı, şubat - mayıs 2015 arası idare eder bir orta saha performansı. bu kadar. gerek galatasaray'a gelirken ücret hususunda kılı kırk yarması, gerek galatasaray'da geçirdiği yıllarda ödemelere dair hassas davrandığı bir gerçek. eleştiri mahiyetinde yazmıyorum ama hamit'in türkiye'ye gelişinin ve burada futbol oynayışının da tamamen maddiyata dayalı olduğunu unutmayalım. 2015 yaz'ında yıllık 4 milyon euro'ya yakın bir ücret kazandığı kontratla galatasaray'a bağlıyken, kendisine yönelik yapılan eleştirilere "rızkımız buysa, hayır mı diyelim" şeklinde verdiği kibirli cevabı da unutmamak gerekir tabii.
türkiye'ye transfer olduğu 30 yaşına kadar hamit'in futbolculuk kariyeri almanya ve ispanya'da şekillendi özetle. 30 yaşına kadar da türk takımlarının yüzüne bakmadı. 30 yaşından sonra da türk takımlarına yüz verebilmek için bir türk takımından önce avrupa'da kaldığı takdirde yılda kazanabileceği rakamın 2 katını içeren bir sözleşmenin garantisini istedi. üstelik 4 sezonu kapsaması şartıyla. bunları aklımızda tutarak, gelelim biraz da bugüne. tff yöneticisi hamit altıntop'a bakalım. türk futboluna, türk futbol takımlarına tepeden bakan bir isim olduğu futbolculuk yıllarından net olarak anlaşılan bu isme yönelik son yıllarda gösterilen teveccühün sebebini anlamakta zorluk çekiyorum. hamit altıntop'un yöneticilik düzeyinde sahip olduğu bilginin ve birikimin daha da önemlisi türk futboluna olan bakış açısının tff'de karar verici merci olmak için yeterli olduğundan emin miyiz? hamit bana göre türk futboluna daha doğrusu türk takımlarına futbolculuk düzeyinde önemli bir katkı yapmamış bir isim. sahip olduğu uluslararası futbolculuk tecrübesi elbette ki kayda değer ama sahip olduğu ve galatasaray yıllarında net olarak tecrübe ettiğimiz kibirli anlayışı türk futboluna bir fayda sağlar mı acaba? bence sağlamaz. aksine zarar verir. ayrıca futboldaki sahip olduğu avrupa tecrübesine güvenilerek uluslarası futbol adamlarıyla bağlantısı olduğu varsayımı yapılıyorsa, ki yapılıyor, hamit'in sahip olduğu bir güç ve tanıdığı bir çevre de yok. karar verici merci olarak türk milli takımının başına getirebildiği isim stefan kuntz. hamit altıntop'tan beklentinin kuntz değil, örneğin joachim löw olduğunu düşünüyorum. hamit'ten beklenen o ayarda, o düzeyde futbol adamlarını türk futboluna kazandırmaktı bence. bu olmadı.
alman ekolü üzerinden bir türk futbolu tasarlaması yapılacaksa ve bu tasarlamanın mimarı hamit altıntop olacaksa; hamit'in türk futboluna yönelik sahip olduğu kibirli bakış açısı ve sahip olduğu kısıtlı vizyon sebebiyle düşük profilli isimlerle çalışılmaktan öteye geçilemeyeceğini düşünüyorum. türk futboluna bakış açısında sahip olduğu özgüven ne kadar yüksek ise, donanımı ve bağlantıları da o kadar düşük hamit'in. türk futbolunun yeniden tasarlanmasında yetkiyi vermek için yanlış ve yetersiz bir isim.
türkiye'ye transfer olduğu 30 yaşına kadar hamit'in futbolculuk kariyeri almanya ve ispanya'da şekillendi özetle. 30 yaşına kadar da türk takımlarının yüzüne bakmadı. 30 yaşından sonra da türk takımlarına yüz verebilmek için bir türk takımından önce avrupa'da kaldığı takdirde yılda kazanabileceği rakamın 2 katını içeren bir sözleşmenin garantisini istedi. üstelik 4 sezonu kapsaması şartıyla. bunları aklımızda tutarak, gelelim biraz da bugüne. tff yöneticisi hamit altıntop'a bakalım. türk futboluna, türk futbol takımlarına tepeden bakan bir isim olduğu futbolculuk yıllarından net olarak anlaşılan bu isme yönelik son yıllarda gösterilen teveccühün sebebini anlamakta zorluk çekiyorum. hamit altıntop'un yöneticilik düzeyinde sahip olduğu bilginin ve birikimin daha da önemlisi türk futboluna olan bakış açısının tff'de karar verici merci olmak için yeterli olduğundan emin miyiz? hamit bana göre türk futboluna daha doğrusu türk takımlarına futbolculuk düzeyinde önemli bir katkı yapmamış bir isim. sahip olduğu uluslararası futbolculuk tecrübesi elbette ki kayda değer ama sahip olduğu ve galatasaray yıllarında net olarak tecrübe ettiğimiz kibirli anlayışı türk futboluna bir fayda sağlar mı acaba? bence sağlamaz. aksine zarar verir. ayrıca futboldaki sahip olduğu avrupa tecrübesine güvenilerek uluslarası futbol adamlarıyla bağlantısı olduğu varsayımı yapılıyorsa, ki yapılıyor, hamit'in sahip olduğu bir güç ve tanıdığı bir çevre de yok. karar verici merci olarak türk milli takımının başına getirebildiği isim stefan kuntz. hamit altıntop'tan beklentinin kuntz değil, örneğin joachim löw olduğunu düşünüyorum. hamit'ten beklenen o ayarda, o düzeyde futbol adamlarını türk futboluna kazandırmaktı bence. bu olmadı.
alman ekolü üzerinden bir türk futbolu tasarlaması yapılacaksa ve bu tasarlamanın mimarı hamit altıntop olacaksa; hamit'in türk futboluna yönelik sahip olduğu kibirli bakış açısı ve sahip olduğu kısıtlı vizyon sebebiyle düşük profilli isimlerle çalışılmaktan öteye geçilemeyeceğini düşünüyorum. türk futboluna bakış açısında sahip olduğu özgüven ne kadar yüksek ise, donanımı ve bağlantıları da o kadar düşük hamit'in. türk futbolunun yeniden tasarlanmasında yetkiyi vermek için yanlış ve yetersiz bir isim.