33
depremin 15. günündeyiz, deprem günü yağmurdan korunmak için sabaha kadar arabada bekleyip, gün ağarınca etrafıma bakmaya karar verdim. sabah 4:30 dan yaklaşık 7:30'a kadar sürekli siren ve korna sesleri duydum ve hala sessiz bir ortamda kalsam aynı sesleri duymaya devam ediyorum. eşim ve çocuğumu araçda bırakıp etrafıma ve komşularıma bakmaya calıştım. korkulu gözlerle etraflarına boş boş bakan , hızla ellerindeki eşyalarla bir yerden başka bir yere gitmeye çalışan, ara sokaklardaki trafik sıkışıklığından kurtulmaya mücadele eden insanlardan başka birşey göremedim. bir yan sokağa geçtikten sonra hayatımın bugüne kadar ki en büyük şokunu yaşadım. yıllardır gidip altındaki marketten alışveriş yaptığım apartman yerinde yoktu. insanın gözlerine inanamaması ne demek o zaman anladım. inanamıyordum. inanmak istemiyordum. onlarca katlı bu bina yıkıldı ve saatlerdir bu enkaz yanı başımızda duruyordu ve ben bunu duyamamıştım. siren sesleri yükselmeye başladı, koşuşturan insanları görüyordum, enkaza boş boş bakan insanları... polis ekiplerinin enkazı çevirmeye ve yaklaşanları engelemeye çalıştıklarını farkettim. bir an başımın döndüğünü , midemin bulandığını ve kusmamak için kendimi zor tuttuğumu hatırlıyorum. hızla ailemin yanına aracıma koşmaya başladım, araca bindiğimde eşim yüzümdeki ifadeyi gördüğünde birşey olduğunu anlamıstı. noldu? diye sordu, cevap veremedim. şimdi ise oturduğumuz bina kontrol edildi ve hasarsız raporu oluşturuldu. gidip yeniden eski hayatımıza dönmeye çalışacağız ancak bunu nasıl başaracağız bilemiyorum. hayat belki de yeniden normale dönecek, yakında buralara bahar gelecek, çiçekler açacak, lig başlayacak, cimbomun maçlarını izleyeceğiz, ya gidenler...