• 958
    acaip bir güne uyandım pazar sabahı… neredeyse tüm bir aralık boyunca mevsim normallerinin üstünde seyreden hava sıcaklığı 8 ocak pazar günü, rüzgarın da etkisiyle okyanus neminin new york hava sahasını kaplamasıyla, olduğundan daha bir sıcaktı. bundan da cesaret alarak kısa kollu, 10 numaralı metin oktay formamı giyerek maç önü yayınını açtım ve kahvaltı hazırlamaya koyuldum. pazar kahvaltılarını oldum olası çok sevmişimdir. daha bir iştah açar normale göre… üzerimde maçın gerginliğiden eser dahi yoktu nedense… havadan mı acaba yoksa kurulu mükellef sofradan mı diye düşündüm, boşverdim…

    bir hafta boyunca sultani124’ün totemine maruz kalmış olmanın verdiği ‘ulan acaba!’ endişesi bile yoktu. işin açığı birazbira babanın totem kuponuna olan inancım diğerine nazaran daha büyüktü. çalıştırıyor abi adam totemini, sektiğini görmedim. :) neyse… maçta neler olduğunu hepiniz biliyorsunuz, uzatmaya lüzum yok. fakat şunu söylemeliyim. son 25 yılda oynadığımız derbileri aşağı yukarı hatırlıyorum. arenada oynadığımız 3 - 1’lik derbi dışında bu kadar rahat oynadığımız, bu kadar gerilmediğimiz, galibiyetten bu denli emin olduğumuz bir derbi daha aklıma gelmiyor.

    maçtan önceki akşam arkadaşlara maçı yanlarına bir toplu iğne ve bir de şişirilmiş bir balon alarak izlemelerini salık vermiştim. zira bir iğnenin balonda yarattığı tahribatı bir yandan tatbik edeceğimize bir yandan da bunu kadıköy’de canlı olarak izleyeceğimize inanıyordum. bu inancımın boşa çıkmayışı beni ayrıca sevindirdi.

    ez cümle yapılan totemler, takımın bize verdiği güven, kadromuzun kalitesi ve özverili oyunu, teknik ekibin işini hakkıyla yapışı, tahriklere kapılmayışımız bize bu galibiyeti getirirken suyun karşı tarafını ‘aman aman nerelere geldik’ sanrılarına göndermiş oldu.

    şimdi çok daha kendinden emin bir şekilde 23’ü kucaklamaya gidiyoruz. ayağımıza taş değmesin…

    edit: imla
App Store'dan indirin Google Play'den alın