1385
8 ocak 2023 fenerbahçe galatasaray maçının x-faktörü. okan buruk'un onu tercih etmesi çok büyük bir cesaretti. onun da kendisine verilen görevi büyük bir adanmışlık ve disiplinle uygulaması da çok büyük bir yürek işiydi. fenerbahçe'nin uzay futbolu diye ballandırarak anlatılan oyunundaki tek defansif yaklaşımın ofsayt taktiği olduğunu bilmeyen yok gibiydi zaten. bu noktada dengelerini bozmak için onların defans bloğunu sürekli oyalamak gerekiyordu.
okan hoca'nın kadıköy'de barış'a verdiği görev gol atmak ya da asist yapmak değil sadece rakip defansı oyalamaktı. genç ve yerli bir futbolu olarak ülke futbolunun en önemli maçına forvet olarak çıkıyorsunuz ve göreviniz asla gol atmak değil. üstelik maç kötü geçse hem kendiniz hem de hocanız için idam sehpaları kurulması çok yüksek ihtimal. başka futbolcu olsa belki "ben bir gol atayım da kendimi kurtarayım bari" diyerek gereksiz işlere kalkışıp denemelere girebilirdi.
barış bunu maç boyunca bir kez olsun yapmadı. rakip defansı geriye götürmek için ne yapması gerekiyorsa onu yaptı. ileri gitmesi lazımsa ofsayt olur mu olmaz mı demeden bindirmesini yaptı, geriye gelip orta sahaya adam lazım olduğunda erinmeden geri geldi, top taşıması gerekiyorsa taşıdı, üstüne gitmesi gerekiyorsa gitti. her ne kadar gollerin biri duran toptan gelmiş, icardi 1 gol 1 asistle imzayı atmış olsa da maçı kazandıran en önemli detaylardan biri barış'ın bu fedakarlığı oldu...
belki ilk yarının ortalarında yakalanan pozisyonda daha kolay olanı yapıp topu kaleye soksa bu mükemmel performansın üzerine gol pastanın üzerindeki çilek olabilirdi ama, oradan sonra bile demoralize olmayıp aynı istek ve disiplinle devam etmesine en fazla şapka çıkartmak gerekir sanırım...
22 yaşında bir futbolcunun böyle bir olgunluğu göstermesi kolay bir iş değil. aynı şekilde tartışılmıyor olsa da tartışılmak için bahane aranan bir hocanın böyle bir tercihi yapabilmesi ve 22 yaşında bir oyuncuya güvenmesi de kolay bir iş değil...
ayağına yüreğine sağlık aslanım benim. 20 senedir diş sıka sıka beklediğimiz bir rövanş gecesinin hayalerimizden bile güzel olmasına imkan verenlerin başında sen vardın...
okan hoca'nın kadıköy'de barış'a verdiği görev gol atmak ya da asist yapmak değil sadece rakip defansı oyalamaktı. genç ve yerli bir futbolu olarak ülke futbolunun en önemli maçına forvet olarak çıkıyorsunuz ve göreviniz asla gol atmak değil. üstelik maç kötü geçse hem kendiniz hem de hocanız için idam sehpaları kurulması çok yüksek ihtimal. başka futbolcu olsa belki "ben bir gol atayım da kendimi kurtarayım bari" diyerek gereksiz işlere kalkışıp denemelere girebilirdi.
barış bunu maç boyunca bir kez olsun yapmadı. rakip defansı geriye götürmek için ne yapması gerekiyorsa onu yaptı. ileri gitmesi lazımsa ofsayt olur mu olmaz mı demeden bindirmesini yaptı, geriye gelip orta sahaya adam lazım olduğunda erinmeden geri geldi, top taşıması gerekiyorsa taşıdı, üstüne gitmesi gerekiyorsa gitti. her ne kadar gollerin biri duran toptan gelmiş, icardi 1 gol 1 asistle imzayı atmış olsa da maçı kazandıran en önemli detaylardan biri barış'ın bu fedakarlığı oldu...
belki ilk yarının ortalarında yakalanan pozisyonda daha kolay olanı yapıp topu kaleye soksa bu mükemmel performansın üzerine gol pastanın üzerindeki çilek olabilirdi ama, oradan sonra bile demoralize olmayıp aynı istek ve disiplinle devam etmesine en fazla şapka çıkartmak gerekir sanırım...
22 yaşında bir futbolcunun böyle bir olgunluğu göstermesi kolay bir iş değil. aynı şekilde tartışılmıyor olsa da tartışılmak için bahane aranan bir hocanın böyle bir tercihi yapabilmesi ve 22 yaşında bir oyuncuya güvenmesi de kolay bir iş değil...
ayağına yüreğine sağlık aslanım benim. 20 senedir diş sıka sıka beklediğimiz bir rövanş gecesinin hayalerimizden bile güzel olmasına imkan verenlerin başında sen vardın...