521
ilk golde suçu yoktu. arkadaşlarına güvendi. ikinci golde bacak arası yedi, bacak arasından yemek her kaleci için tabu gibi bişeydir. moral sıfıra iner. son golde de kapattığı açıdan, direk dibinden yedi. ben halı sahada, eylül'de başladığımız sezonda daha henüz direk dibinden gol yemedim. hep de direk dibine vurur bizim tayfa. direğe de gitse o ataklığı göstereceksin ama kalecinin gerideki motivasyonunu oynanan oyun belirler. 'siz ne oynuyorsunuz da benden performans bekliyorsunuz?' diye düşünür laf edileceğini bilerek. o noktadan sonra o el doğru yere gitmez, vücut sekemez, ayak yanlış yerde olur, bacak arasını omuz hizasından fazla açar, vücudun topla yaptığı 30 derecelik açıyı tutturamaz... domino gibi yıkılır. muslera bu yüzden büyük kaleci. oyun, muslerayı olumsuz manada etkilemiyor. hırslanıyor muslera. oyunun bir faktörü olduğunun her zaman farkında. takım ne oynarsa oynasın muslera her zaman konsantre. büyük kaleci daha iyi reflekslerle daha iyi yer tutma becerisiyle olmaz sadece. kafa olarak her şartta kaleni kale gibi korumaya hazır olmalısın. kendi taraftarı da tuz biber ekti. bundan sonra kaleciliğine devam eder de fenerin beklediği büyük kaleci olamaz. yeteneksizliğinden değil, kendi taraftarı yüzünden. avrupa'dan bir takım da zor günleri idare edemeyecek kadar dağılan kaleciyi transfer etmek istemez. o yüzden dedim zaten büyük kaleci olamaz diye.