4821
3 türk futbolcu kuralı ve bizim de mevcutta güvenilir az sayıda türk futbolcumuz olduğu göz önünde bulundurulduğunda, mükemmel bir iş çıkartıyor okan buruk. performans ve oynama istikrarı olan tek türk futbolcu abdülkerim takımda. diğer bütün türk futbolcularımızın defoları var. kimisi bir maç 10 üzerinden 9'luk, diğer maç 10 üzerinden 3'lük oynayacak kadar dengesiz (kerem, barış); kimisi kalite ve fizik olarak aslında gayet iyi ama sakatlık problemi mevcut (kazımcan, emre); kimisi iyi niyetli, galatasaraylı ancak yetenek açısından sınırlı (berkan). ama bu futbolcuların hepsinden gerektiği yerde gerekli ölçüde katkı almayı biliyor okan hoca. sivas deplasmanında oynatabileceği türk oyuncular abdülkerim, kerem, berkan ve barış olan bir takımın kazanması hiç kolay değil. bu açıdan bakıldığında jorge jesus'un eli çok rahat örneğin. dün zoru başardı okan buruk.
okan hocanın en sevdiğim yönü, pragmatik olması. sonuç odaklı bir teknik direktör. başakşehir'de de böyleydi. fatih hocada sahada ne olursa olsun oyuna 80.dakikaya kadar müdahale etmeme hastalığı vardı son iki sezonunda. takıntıydı bu, hiçbir mantıklı tarafı yoktu. hoca müdahale ettiğinde de mutlaka 3 oyuncu çıkartıp, insanların anlamlandırmakta güçlük çektiği 3 oyuncuyu sahaya sürüyordu (mutlaka bir ömer bayram oluyordu girenler arasında mesela, ihtiyaç olsun olmasın). okan buruk'un müdahale anlarını yaklaşık 10 dakika geç bulmakla beraber, ortak aklın üzerinde fikir birliğine vardığı oyuncuyu çıkartıyor ve kenardan da yine ortak aklın gerekli gördüğü oyuncuyu sokuyor. dün oyun bağırıyordu ikinci yarı barış alper yılmaz ve fredrik midtsjö diye, geç de olsa yaptı bunu. bu müdahaleye rağmen 1-1 oldu maç. 1-1'den sonra bu sefer yusuf ve seferovic hamleleri ile bir kez daha galibiyeti zorladı ve asimetrik bir 4-4-2'ye döndü. ofsaytı bozarak maçın 1-1'e gelmesine neden olan van aanholt'un dörtlü defansın uyumunu kırdığını gördüğü için de, eldeki 1 puanı kaybetmemek adına aanholt'tan çok daha yüksek bir oyun zekasına ve pozisyon sadakatine sahip dubois'i oyuna sol bek olarak soktu. takımı ileri atarken, geri hattı da akıllı ve sağlam tuttu. stoper çıkartıp forvet almadı ya da orta sahayı boşaltmadı. daha fazlasını isterken, elindekini de sıkıca tutmayı ihmal etmedi. futbolda 1 puanla yetinmemek ve talepkar olmak güzel ama bu cüreti akılla birleştirmek şartıyla. biz geçtiğimiz yıllarda akıl dışı hamlelerle 1 puan kazanabileceğimiz çok maçtan 0 puanla döndük. bu konularda geçmiş hatalarından da ders alan bir tutum sergiledi okan buruk. olmayan, tutmayan bir oyuncu ile karşılaştığında, "ben yaptım, mutlaka olacak" inadıyla dakikaları veya maçları heba etmiyor kendisi. kısa süre içerisinde yeni bir karar alıyor ve farklı bir şey deniyor.
dün akşam okan buruk'un yaptığı 5 değişikliği sözgelimi galatasaray'ın teknik direktörü olarak marco rose, ıgor tudor, cesare prandelli veya domenec torrent yapsaydı ve maçı alsaydı, buralar "taktik deha" entryleri ile dolar taşırdı. "torrentball" olurdu, "guardiola school" olurarak okunurdu galatasaray futbol takımı. ama okan buruk için hala entryler "iyi ama işte taktik açıdan biraz zayıf" etrafında dönüyor. burada ben eminim ki domenec torrent'in okan buruk'tan çok daha üstün bir taktik zekaya sahip olduğuna inanan sözlük üyeleri hala vardır. tudor'la veya bir başka yabancı teknik direktörle çalışılması gerektiğini içten içe düşünenler de vardır. kızmıyorum, yadırgamıyorum; elbette böyle düşünenler olabilir. ama şu bir gerçek ki okan buruk kıvrak ve esnek bir futbol zekasına sahip ve bu zekası ile türk teknik direktörler arasında farklı bir tipleme. böylesi pek çıkmaz bizim ülkemizde. kıymetini bilmemiz gerektiğini düşünüyorum.
futbolun basit bir oyun olduğunu bilerek, ayrıntılarda boğulmadan, faraziyelerle ilgilenmeden pragmatik bir zekayla gittiği sürece okan buruk'un önü hep açık olacaktır. benim de galatasaray kariyerinde hocaya yönelik desteğim her zaman sürecektir. bu güne kadar gayet başarılı ve akılcı yönettiği bir galatasaray kariyeri mevcut kendisinin, bundan sonra da allah yardımcısı olmaya devam etsin. biz her zaman yanındayız hayırlısıyla.
okan hocanın en sevdiğim yönü, pragmatik olması. sonuç odaklı bir teknik direktör. başakşehir'de de böyleydi. fatih hocada sahada ne olursa olsun oyuna 80.dakikaya kadar müdahale etmeme hastalığı vardı son iki sezonunda. takıntıydı bu, hiçbir mantıklı tarafı yoktu. hoca müdahale ettiğinde de mutlaka 3 oyuncu çıkartıp, insanların anlamlandırmakta güçlük çektiği 3 oyuncuyu sahaya sürüyordu (mutlaka bir ömer bayram oluyordu girenler arasında mesela, ihtiyaç olsun olmasın). okan buruk'un müdahale anlarını yaklaşık 10 dakika geç bulmakla beraber, ortak aklın üzerinde fikir birliğine vardığı oyuncuyu çıkartıyor ve kenardan da yine ortak aklın gerekli gördüğü oyuncuyu sokuyor. dün oyun bağırıyordu ikinci yarı barış alper yılmaz ve fredrik midtsjö diye, geç de olsa yaptı bunu. bu müdahaleye rağmen 1-1 oldu maç. 1-1'den sonra bu sefer yusuf ve seferovic hamleleri ile bir kez daha galibiyeti zorladı ve asimetrik bir 4-4-2'ye döndü. ofsaytı bozarak maçın 1-1'e gelmesine neden olan van aanholt'un dörtlü defansın uyumunu kırdığını gördüğü için de, eldeki 1 puanı kaybetmemek adına aanholt'tan çok daha yüksek bir oyun zekasına ve pozisyon sadakatine sahip dubois'i oyuna sol bek olarak soktu. takımı ileri atarken, geri hattı da akıllı ve sağlam tuttu. stoper çıkartıp forvet almadı ya da orta sahayı boşaltmadı. daha fazlasını isterken, elindekini de sıkıca tutmayı ihmal etmedi. futbolda 1 puanla yetinmemek ve talepkar olmak güzel ama bu cüreti akılla birleştirmek şartıyla. biz geçtiğimiz yıllarda akıl dışı hamlelerle 1 puan kazanabileceğimiz çok maçtan 0 puanla döndük. bu konularda geçmiş hatalarından da ders alan bir tutum sergiledi okan buruk. olmayan, tutmayan bir oyuncu ile karşılaştığında, "ben yaptım, mutlaka olacak" inadıyla dakikaları veya maçları heba etmiyor kendisi. kısa süre içerisinde yeni bir karar alıyor ve farklı bir şey deniyor.
dün akşam okan buruk'un yaptığı 5 değişikliği sözgelimi galatasaray'ın teknik direktörü olarak marco rose, ıgor tudor, cesare prandelli veya domenec torrent yapsaydı ve maçı alsaydı, buralar "taktik deha" entryleri ile dolar taşırdı. "torrentball" olurdu, "guardiola school" olurarak okunurdu galatasaray futbol takımı. ama okan buruk için hala entryler "iyi ama işte taktik açıdan biraz zayıf" etrafında dönüyor. burada ben eminim ki domenec torrent'in okan buruk'tan çok daha üstün bir taktik zekaya sahip olduğuna inanan sözlük üyeleri hala vardır. tudor'la veya bir başka yabancı teknik direktörle çalışılması gerektiğini içten içe düşünenler de vardır. kızmıyorum, yadırgamıyorum; elbette böyle düşünenler olabilir. ama şu bir gerçek ki okan buruk kıvrak ve esnek bir futbol zekasına sahip ve bu zekası ile türk teknik direktörler arasında farklı bir tipleme. böylesi pek çıkmaz bizim ülkemizde. kıymetini bilmemiz gerektiğini düşünüyorum.
futbolun basit bir oyun olduğunu bilerek, ayrıntılarda boğulmadan, faraziyelerle ilgilenmeden pragmatik bir zekayla gittiği sürece okan buruk'un önü hep açık olacaktır. benim de galatasaray kariyerinde hocaya yönelik desteğim her zaman sürecektir. bu güne kadar gayet başarılı ve akılcı yönettiği bir galatasaray kariyeri mevcut kendisinin, bundan sonra da allah yardımcısı olmaya devam etsin. biz her zaman yanındayız hayırlısıyla.
