720
çok sert ve tribün jargonuyla mevzuda çok sağlam tribün grupları vardır ankaragücü'nün. gecekondu grubuyla (ali imdat) ultraslan'ın (sebahattin şirin) arası çok iyidir. fatih terim hocamızın ankaragücü geçmişinden ötürü bu kulübe ve taraftarına her zaman saygım vardır, hatta renklerine rağmen kurtuluş savaşı'na da değen güçlü mazilerinden ötürü sempati duyduğum tek anadolu takımıdır.
ancak şu an değinmek istediğim konu benim ankaragücü'ne dair olumlu bakış açım değil. ankaragücü'nün gecekondu harici tribün grupları galatasaray'ı hiç sevmezler ve gecekondu'ya da pek benzemezler. her istanbul deplasmanına da, özellikle beşiktaş'a ve bize, kavga çıkartmak için gelirler. tribünde atışma, karşılıklı küfürleşme vs. değil bahsettiğim. ne demek istediğimi burada 14 mart 2010'da meşale sokak'ta bulunmuş veya olayları duymuş sözlük yazarları varsa (sol kapalı'yı taşıyan kırmızı otobüs), bilirler. ben bizzat oradaydım, ali sami yen'de galatasaray tribünü açısından sokakta yaşanan nadir kötü günlerden biriydi. köprünün altından çok sular aktı tabii. özellikle ultraslan, ankaragücü'nün en zor sezonu olan 2011-2012 sezonunda ankaragücü takımına ve taraftarına önemli jestler yaptı. ilerleyen yıllarda ankara'da da onlar bazı olumlu karşılıklar verdi. ancak ben yine de çekinmekteyim. çekinmekteyim çünkü pandemiden önce de olan ancak pandemi dönemi sonrası sayıları çokça artan, deplasman tribününün hemen yanında 417'de konumlanmış bir kitle var bizim doğu tribününde ve bu kitle deplasman tribünü içeri girer girmez onlara küfür etmeyi ve "dışarıda kaçanın ..." diye bağırmayı marifet zannediyor. aman diyim. hiç gerek yok. ankaragüçlüler kalabalık ve her şeye hazırlıklı geleceklerdir, her istanbul deplasmanına geldikleri gibi. bizim siyah t-shirtle, gri polarla tribüncülük oynayan, her gelene "hepiniz ... çocuğusunuz" diyen genç arkadaşlara da pek benzemezler. mevzu nedir iyi bilirler. gecekondu ile ultraslan'ın arasının iyi olması da onların tribününde kimseyi durdurmaz çünkü tribün grupları arasında bir hiyerarşik ilişki yoktur. herkes kafasına göre takılır özetle. galatasaray taraftarının elbette kimseden korkusu olmaz, olmamalı da ama kimsenin de burnunun kanamasını dahi istemem. kadıköy öncesi kazanacağımızı düşündüğüm bir iç saha maçından önce veya maç içerisinde kovboyculuk oynamaya gerek yok. hele de ankaragüçlülere karşı. tribün özelinde dikkatli ve akıllı olmalıyız kısacası önümüzdeki hafta, ben şimdiden yazmış olayım.
ancak şu an değinmek istediğim konu benim ankaragücü'ne dair olumlu bakış açım değil. ankaragücü'nün gecekondu harici tribün grupları galatasaray'ı hiç sevmezler ve gecekondu'ya da pek benzemezler. her istanbul deplasmanına da, özellikle beşiktaş'a ve bize, kavga çıkartmak için gelirler. tribünde atışma, karşılıklı küfürleşme vs. değil bahsettiğim. ne demek istediğimi burada 14 mart 2010'da meşale sokak'ta bulunmuş veya olayları duymuş sözlük yazarları varsa (sol kapalı'yı taşıyan kırmızı otobüs), bilirler. ben bizzat oradaydım, ali sami yen'de galatasaray tribünü açısından sokakta yaşanan nadir kötü günlerden biriydi. köprünün altından çok sular aktı tabii. özellikle ultraslan, ankaragücü'nün en zor sezonu olan 2011-2012 sezonunda ankaragücü takımına ve taraftarına önemli jestler yaptı. ilerleyen yıllarda ankara'da da onlar bazı olumlu karşılıklar verdi. ancak ben yine de çekinmekteyim. çekinmekteyim çünkü pandemiden önce de olan ancak pandemi dönemi sonrası sayıları çokça artan, deplasman tribününün hemen yanında 417'de konumlanmış bir kitle var bizim doğu tribününde ve bu kitle deplasman tribünü içeri girer girmez onlara küfür etmeyi ve "dışarıda kaçanın ..." diye bağırmayı marifet zannediyor. aman diyim. hiç gerek yok. ankaragüçlüler kalabalık ve her şeye hazırlıklı geleceklerdir, her istanbul deplasmanına geldikleri gibi. bizim siyah t-shirtle, gri polarla tribüncülük oynayan, her gelene "hepiniz ... çocuğusunuz" diyen genç arkadaşlara da pek benzemezler. mevzu nedir iyi bilirler. gecekondu ile ultraslan'ın arasının iyi olması da onların tribününde kimseyi durdurmaz çünkü tribün grupları arasında bir hiyerarşik ilişki yoktur. herkes kafasına göre takılır özetle. galatasaray taraftarının elbette kimseden korkusu olmaz, olmamalı da ama kimsenin de burnunun kanamasını dahi istemem. kadıköy öncesi kazanacağımızı düşündüğüm bir iç saha maçından önce veya maç içerisinde kovboyculuk oynamaya gerek yok. hele de ankaragüçlülere karşı. tribün özelinde dikkatli ve akıllı olmalıyız kısacası önümüzdeki hafta, ben şimdiden yazmış olayım.
