1038
kadromuzdaki en önemli yeteneklerden birisi olduğu aşikardır.
aynı şekilde, derbi de dahil olmak üzere son 3-4 maçtır formsuz olduğu da aşikardır. futbolcudur, formsuzluk yaşayabilir. bunda bir mesele yok.
lakin, gerek avni aker'de ayağına sıçrayan su, gerek derbide mehmet topuz'un kart aldığı pozisyon sırasında yaptığı tiyatral hareketler son derece antipatik kılmaktadır kendisini. bunda büyük bir mesele var. bu işleri bırakmalı acil tarafından.
mücadele etti mi, evet. o yüzden ben kendisinden yine bir nebze razıyım. keita'ya sıra gelene kadar çok adam var kalaylanacak. ikili-üçlü sıkıştırmalara maruz kaldı, topla buluştuğunda hep kademeli alındı. bu kadar savunma tedbiri altında maçı tek pozisyonla tamamlaması doğal. gerçekten kızmıyorum kendisine.
ancak bir oyuncunun üzerinde bu kadar tedbir varken, bunu avantaja çevirmek mümkün müdür? mümkündür.
keita'ya ikili-üçlü basmak için yetişen adamlar tribünden veya gökten zembille inmediler. bıraktıkları bir alan vardı, bıraktıkları adamlar vardı.
"bırakılan" adamlar, boşalan yerlere initkal ettiler mi, hayır...
"bırakılan" adamlar, "keita'yı tek yakalamışlar, vay çakallar" diyip keita'nın yardımına gittiler mi, hayır...
"bırakılan" adamlar, hasbelkader veya abdelkader yapılan ortalarda gol atabilmek için 18 içinde yer aldılar mı, hayır...
sahi, keita'ya 2-3 kişi kademe aldığında boşta kalan adamlar neredeydi ? bunu yaklaşık birkaç milyon kişi merak etmiştir benle beraber. ama sanırım yetkisi olan 2 kişi tenezzül etmedi, keita'yı savunma oyuncusu mıknatısı olarak kullanma fikrine.
sanırım über-total-totem futbol sistemimiz "yardımlaşmama" , "boşalan alanlara koşmama" prensiplerine dayanıyor olsa gerek.
aa, şu meşhur sistemimizin ne olduğunu bilen var mı diye onlarca kez sordum ama sanırım kendim buldum tesadüfen iki temel öğesini.
her koyun kendi bacağından asılır sistemi sanırım "oturtulmaya çalışılan".
aynı şekilde, derbi de dahil olmak üzere son 3-4 maçtır formsuz olduğu da aşikardır. futbolcudur, formsuzluk yaşayabilir. bunda bir mesele yok.
lakin, gerek avni aker'de ayağına sıçrayan su, gerek derbide mehmet topuz'un kart aldığı pozisyon sırasında yaptığı tiyatral hareketler son derece antipatik kılmaktadır kendisini. bunda büyük bir mesele var. bu işleri bırakmalı acil tarafından.
mücadele etti mi, evet. o yüzden ben kendisinden yine bir nebze razıyım. keita'ya sıra gelene kadar çok adam var kalaylanacak. ikili-üçlü sıkıştırmalara maruz kaldı, topla buluştuğunda hep kademeli alındı. bu kadar savunma tedbiri altında maçı tek pozisyonla tamamlaması doğal. gerçekten kızmıyorum kendisine.
ancak bir oyuncunun üzerinde bu kadar tedbir varken, bunu avantaja çevirmek mümkün müdür? mümkündür.
keita'ya ikili-üçlü basmak için yetişen adamlar tribünden veya gökten zembille inmediler. bıraktıkları bir alan vardı, bıraktıkları adamlar vardı.
"bırakılan" adamlar, boşalan yerlere initkal ettiler mi, hayır...
"bırakılan" adamlar, "keita'yı tek yakalamışlar, vay çakallar" diyip keita'nın yardımına gittiler mi, hayır...
"bırakılan" adamlar, hasbelkader veya abdelkader yapılan ortalarda gol atabilmek için 18 içinde yer aldılar mı, hayır...
sahi, keita'ya 2-3 kişi kademe aldığında boşta kalan adamlar neredeydi ? bunu yaklaşık birkaç milyon kişi merak etmiştir benle beraber. ama sanırım yetkisi olan 2 kişi tenezzül etmedi, keita'yı savunma oyuncusu mıknatısı olarak kullanma fikrine.
sanırım über-total-totem futbol sistemimiz "yardımlaşmama" , "boşalan alanlara koşmama" prensiplerine dayanıyor olsa gerek.
aa, şu meşhur sistemimizin ne olduğunu bilen var mı diye onlarca kez sordum ama sanırım kendim buldum tesadüfen iki temel öğesini.
her koyun kendi bacağından asılır sistemi sanırım "oturtulmaya çalışılan".