• 325
    ortalama türk insanının oturduğu yerden asla anlayamayacağı, üzerine ancak atıp tutacağı ülkenin milli takımı. buna ben de dahil(d)im. aynen fransızlar aslında boklu, hem parfüm ve topuklu ayakkabı niye icat edildi yüzeysel muhabbeti gibi. fransa ve fransızca konuşulan (frankofon) ülkeler, bize aslında çok uzak bir dünya. bana da aynı şekilde uzaktı, iki senedir fransa’da yaşıyorum ve şahsen ancak idrak edebildim. fransa milli takımı tam olarak fransa’yı ve fransız emperyalizmini yansıtmaktadır ki aslında kendileri için bir gurur kaynağıdır. sömürgecilik değildir. lejyonerlik kavramının en büyük uygulayıcısı olan bir sistem hem de yüzyıllardır. bizim sömürgecilik dediğimiz şeyi kendilerince “medeniyet misyonu” ruhuyla tüm dünyaya yaymışlar. eğitim, altyapı, disiplin, hepsi bunlarda. gizli ırkçılık var mı hem de alası var fakat adamların kurallarını, iç dinamiklerini kabul ettiğin sürece kralsın ve ödülünü de alıyorsun, aynen milli takım kadrosundaki gibi. radikal ve kompleks sahibi bir yobaz olmadıkça da fransız ihyası ve tedrisatı hakikaten insanı insan yerine koyan, liyakat odaklı bir sistem. ülkesinde kayıtsız kuyutsuz 10 milyon kadar mülteci mi sığınmacı mı artık ne idüğü belirsiz tip varken ve kürt sorunu başta olmak üzere etnik konuları daha kendi içimizde çözememişken aslında fransa’dan ve fransa milli takımından bir şeyler öğrenmeliyiz. fransa milli takımı işte tam olarak odur. sistem böyle çünkü ve bununla aslında hemen herkes barışık. bize uzak geldiği için garipsiyoruz tabi. soruyu bir kez de tersten soralım: fransa gibi devrimci ve reaktif bir toplum ayağa kalkmaz mıydı milli takımda neden bu tuhaf yabancılar oynuyor bizim yerli ve milli pür-u pak evlatlarımız dururken diye? tersten bir soru daha, bunca afrikalı yıldız hiç mi gocunmuyor sömürgeci efendilerinin takımında kölelik yapmaktan? gevşek mi bunlar yoksa karaktersiz mi? aslında hiçbiri, sadece bambaşka bir sistem, mantalite ve dünyadan söz ediyoruz. çünkü “yerli ve milli” aslında goygoyla bize yutturulan içi bomboş bir kavram. asıl yerli ve milli fransa, hakikaten öyle, yani onların perspektifinden ki netice itibariyle başarılılar da. atatürk’ün “ne mutlu türküm diyene” (dikkat, “ne mutlu türk olana” değil) sözü gibi, “ne mutlu fransızım diyene” misali, öyle diyorsan öyledir, sistem de seni görür ve değerlendirir. o yüzden bu milli takım üzerinden yabancılık muhabbeti çok da geçerli değil onlar için. kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın