13
dursun özbek'in başkan seçilmesi, erden timur'un futbol a.ş. başkanvekili olması ve teknik direktör olarak okan buruk'un tercih edilmesiyle özellikle turkuvaz gruba ait sabah, takvim ve fotomaç gazeteleri galatasaray'ı hedef tahtasına koymuş gibi görünüyorlar. bu konuda sözlük özelinde en dikkati çekici, tepkilerin odağı olan gazeteci sabah gazetesi galatasaray muhabiri mehmet özcan. mehmet özcan, galatasaray genel kurulunun iradesi kendi şahsi fikirlerinin ve kendi galatasaray vizyonunun dışında bir karar almasından ötürü bence tepkili. özcan, (kerameti kendinden menkul) burak elmas ve domenec torrent yanlısı bir galatasaraylı muhabir ve son 6 aydır bütün haberleri özbek yönetimini ve okan hocayı yıpratmak üzerine. son 8-9 senedir kullanılan terimspor, aysalspor vb. ifadeleri hiç sevmem ama mehmet özcan net bir "elmassaray" taraftarı. bu yüzden de daha haziran ayında abdülkerim bardakcı'nın ücretinin takımdaki türk futbolcular tarafından tepkiyle karşılandığı palavrasıyla yıpratma çalışmalarına başladı; tepki alınca "bir kaynağım yok ama öyledir herhalde biz biliriz bu işleri" diye yan çizdi. o abdülkerim (maçlarda görebilirsiniz, en net örneği 7-0'lık başakşehir maçı) takımdaki türklerin belki de en sevdiği futbolcu. mehmet özcan, dolayısıyla sabah gazatesi spor servisi, çeşitli aralıklarla taraftarımızın sinir uçlarına dokunmaya devam ediyor. devam edecekler de. dünün ve bugünün konusu da "van aanholt'un sözleşme fesih tazminatı 3,5 milyon euro!" ve "sacha boey şoku!". bu haberlere itibar etmemek lazım. içeriğinde kısım kısım doğrular olsa bile (en fazla 10%'dur), haberin bütününün amacı yönetimi ve teknik heyeti yıpratmak. mehmet özcan bunu bunu ara ara yapıyor, çok göze batmak istemiyor (galatasaraylılığı ağır basıyor nadiren de olsa herhalde). savaş çorlu isimli beyfendi ise gerek fotomaç gazatesinde gerek a spor'da bunu her gün yapıyor. mehmet bey kadar dikkate alınan bir isim değil savaş çorlu ama seçim döneminden itibaren hemen her gün galatasaray'da çatlak sesler olduğunu, dursun özbek ve okan buruk ikilisinin kalıcı olamayacağını anlatıp durmakta kendisi. son 6 ayda yapılan her bir hamlenin hata olduğunu (hiçbir mantığa dayandırmadan) söylüyor. o da mesela alttan alta "eşref hamamcıoğlu kazanmalıydı" mesajını vermekte konuşmalarının satır aralarında. bu anlatımlar, konuşmalar önemli mi peki? bence hiç değil. ama elbette sinir bozucu.
ben galatasaray muhabirlerinin yönetim yanlısı olmasını da istemem, yanlış anlaşılma olmasın. gazeteler gazetecilik yapmak için var; amigoluk yapmanın yeri statlar. herkes işini yapcak. bu noktada içeriden alınan talimatla yazdırıldığı belli olan, birebir aynı kelimelerle atılmış gazeteci tweet'lerini de yanlış buluyorum. ali naci küçük ve nevzat dindar gibi galatasaray muhabirlerinin son 6 aylık dönemde yönetimi ve okan hocayı desteklemeleri güzel olmakla birlikte, kendilerini de sütten çıkmış ak kaşık olarak görmüyorum. niyetlerinin temizliği zaman zaman şüphe oluşturuyor elbette. geçmiş dönemde yaptıkları haberleri de hepimiz biliyoruz bu isimlerin. ama şu sıralar mehmet özcan, savaş çorlu gibi gazetecilerin yaptıkları çok daha kötü. çok daha yanlış. sırf ego tatmini (ben haklıyım, ben doğruyum inadı) veya kişisel çıkarlar uğruna galatasaray için doğru olan şeyler hakkında "yanlış!" diye haberler yapmak ya da okuyuculara gerçek dışı içerikler sunmak gazetecilik değildir. galatasaraylılık hiç değildir. bu noktada da biz galatasaraylıların dikkatli olması gerekir. haberin içeriğine odaklanmadan önce haberi yapan gazeteciyi ve gazeteyi değerlendirmek en doğrusu. ali naci beyin (hürriyet) haberlerini okurken de bu yapılmalı, mehmet özcan (sabah) için de bu yapmalı. galatasaraylı muhabirlerin ve çalıştıkları gazetelerin galatasaray'a dair niyetlerini bilmek ve bu isimlere(ve kurumlara) şüpheyle yaklaşmak iyidir özetle.
ben galatasaray muhabirlerinin yönetim yanlısı olmasını da istemem, yanlış anlaşılma olmasın. gazeteler gazetecilik yapmak için var; amigoluk yapmanın yeri statlar. herkes işini yapcak. bu noktada içeriden alınan talimatla yazdırıldığı belli olan, birebir aynı kelimelerle atılmış gazeteci tweet'lerini de yanlış buluyorum. ali naci küçük ve nevzat dindar gibi galatasaray muhabirlerinin son 6 aylık dönemde yönetimi ve okan hocayı desteklemeleri güzel olmakla birlikte, kendilerini de sütten çıkmış ak kaşık olarak görmüyorum. niyetlerinin temizliği zaman zaman şüphe oluşturuyor elbette. geçmiş dönemde yaptıkları haberleri de hepimiz biliyoruz bu isimlerin. ama şu sıralar mehmet özcan, savaş çorlu gibi gazetecilerin yaptıkları çok daha kötü. çok daha yanlış. sırf ego tatmini (ben haklıyım, ben doğruyum inadı) veya kişisel çıkarlar uğruna galatasaray için doğru olan şeyler hakkında "yanlış!" diye haberler yapmak ya da okuyuculara gerçek dışı içerikler sunmak gazetecilik değildir. galatasaraylılık hiç değildir. bu noktada da biz galatasaraylıların dikkatli olması gerekir. haberin içeriğine odaklanmadan önce haberi yapan gazeteciyi ve gazeteyi değerlendirmek en doğrusu. ali naci beyin (hürriyet) haberlerini okurken de bu yapılmalı, mehmet özcan (sabah) için de bu yapmalı. galatasaraylı muhabirlerin ve çalıştıkları gazetelerin galatasaray'a dair niyetlerini bilmek ve bu isimlere(ve kurumlara) şüpheyle yaklaşmak iyidir özetle.