580
kağıt üzerinde değeri 3 puan olan ama kamuoyuna ve rakiplere verilen mesaj açısından 3 puanın çok çok ötesinde değere sahip bir galibiyet aldık. atılan 7 gole rağmen, artı olarak gol olabilecek ikisi direkten dönen en az 4-5 net pozisyonumuz, yine en az o kadar zamanlama, son pası düzgün verememe veya tercih hatası nedeniyle pozisyona dönüşmeyen atağımız vardı.
şimdi ister istemez taraftar olarak takımdan oynanacak ilk maçta başka bir gol şov bekleniyor olacak, buna paralel olarak karşılaşılacak ilk rakip daha çok önlem alıp belki daha çok kapanacak, belki kısır bir maç göreceğiz.
lakin biz başakşehir maçındaki doğrularımıza devam edersek yolumuza emin adımlarla devam ederiz. gözüme çarpan artılarımız;
- umut bulut'u hatırlarsınız tek başına prese çıkardı gurbete çıkar gibi, zira arkasındaki 40 m'de bir tane oyuncumuz olmaz, kendisi yorulduğu ile kalırdı. işte bu maçta presi doğru yerde ve zamanda yaptık ve önde basan oyuncumuzun arkasındaki yerleşim, parselasyon, pas kanallarını kapatma, gerideki oyuncuların orta çizgiye kadar çıkması ve tüm bunların mertens, icardi, torreira ve sergio gibi görmüş geçirmiş oyuncularla yapılması.....vs. bunların hepsi harikaydı gerçekten... ha bunun riski yok mu, elbette var, presi kırdırırsak, bir çok oyuncumuz oyundan düşeceğinden, işte o zaman az adamla yakalanma durumu ortaya çıkıyor.
- kanat beklerimize ve açıklarımıza gelirsek; işte ikili olmak bu dedim maçı izlerken. işin hem savunma kısmında rashica ve kerem, kazımcan (çıkana dek emre) ve boey'i sürekli desteklerken, tam tersi hücum aksiyonlarında da geriden onlara sürekli destek koşuları atıldı. bu kollektif oyunu yerleştirir ve sürekli kılarsak kanatlar bizim en önemli silahlarımız haline gelir.
- atılan gollerin bir çoğu ders niteliğindeydi (özellikle 4, 5 ve 6. goller), güzel organizasyon ve harika bitiricilik...
yalnız bir iki hususta da dikkatli olmamız lazım;
- sergio ve nelsson ikili temaslarda kendilerini yere çok çabuk bırakıyorlar, yarın bir gün düdük çalınmayıp başımıza iş alabiliriz. hele ki televizyonda bu konuları işleyen ve hakemlere hedef gösterme meraklısı yorumcular varken. bu arkadaşlarımız uyarılmalı...
(bilmiyorum bir tane fenerli şunu enner valencia için yazabiliyor mu???)
velhasıl, rakipler puan kaybetmiş, biz coşmuşuz... bir araya bundan daha güzel girilemezdi herhalde.
ama işte malumunuz, bırakın 2 hafta üst üste aynı performansları görmeyi, 2 günü aynı olmamanın kol gezdiği birülkede yaşadığımızdan 40 gün sonra takım nasıl döner, kestirimde bulunamıyoruz.
yine de rakiplerin, özellikle kendini erkenden şampiyon ilan edenlerin, performansımızdan rahatsızlık duymalarını bilmek de ayrı güzel...
şimdi ister istemez taraftar olarak takımdan oynanacak ilk maçta başka bir gol şov bekleniyor olacak, buna paralel olarak karşılaşılacak ilk rakip daha çok önlem alıp belki daha çok kapanacak, belki kısır bir maç göreceğiz.
lakin biz başakşehir maçındaki doğrularımıza devam edersek yolumuza emin adımlarla devam ederiz. gözüme çarpan artılarımız;
- umut bulut'u hatırlarsınız tek başına prese çıkardı gurbete çıkar gibi, zira arkasındaki 40 m'de bir tane oyuncumuz olmaz, kendisi yorulduğu ile kalırdı. işte bu maçta presi doğru yerde ve zamanda yaptık ve önde basan oyuncumuzun arkasındaki yerleşim, parselasyon, pas kanallarını kapatma, gerideki oyuncuların orta çizgiye kadar çıkması ve tüm bunların mertens, icardi, torreira ve sergio gibi görmüş geçirmiş oyuncularla yapılması.....vs. bunların hepsi harikaydı gerçekten... ha bunun riski yok mu, elbette var, presi kırdırırsak, bir çok oyuncumuz oyundan düşeceğinden, işte o zaman az adamla yakalanma durumu ortaya çıkıyor.
- kanat beklerimize ve açıklarımıza gelirsek; işte ikili olmak bu dedim maçı izlerken. işin hem savunma kısmında rashica ve kerem, kazımcan (çıkana dek emre) ve boey'i sürekli desteklerken, tam tersi hücum aksiyonlarında da geriden onlara sürekli destek koşuları atıldı. bu kollektif oyunu yerleştirir ve sürekli kılarsak kanatlar bizim en önemli silahlarımız haline gelir.
- atılan gollerin bir çoğu ders niteliğindeydi (özellikle 4, 5 ve 6. goller), güzel organizasyon ve harika bitiricilik...
yalnız bir iki hususta da dikkatli olmamız lazım;
- sergio ve nelsson ikili temaslarda kendilerini yere çok çabuk bırakıyorlar, yarın bir gün düdük çalınmayıp başımıza iş alabiliriz. hele ki televizyonda bu konuları işleyen ve hakemlere hedef gösterme meraklısı yorumcular varken. bu arkadaşlarımız uyarılmalı...
(bilmiyorum bir tane fenerli şunu enner valencia için yazabiliyor mu???)
velhasıl, rakipler puan kaybetmiş, biz coşmuşuz... bir araya bundan daha güzel girilemezdi herhalde.
ama işte malumunuz, bırakın 2 hafta üst üste aynı performansları görmeyi, 2 günü aynı olmamanın kol gezdiği birülkede yaşadığımızdan 40 gün sonra takım nasıl döner, kestirimde bulunamıyoruz.
yine de rakiplerin, özellikle kendini erkenden şampiyon ilan edenlerin, performansımızdan rahatsızlık duymalarını bilmek de ayrı güzel...
