982
galatasaray'ın saha içindeki sıkıntısının büyük oranda kendisi kaynaklı olduğunu düşünüyorum, özellikle de gol noktasında yaşananan probleme dair saha içi sorumluluk ona ait. biraz özeleştiri yapmalı. galatasaray'da özellikle fatih terim ve domenec torrent dönemlerinde bir çok hücum oyuncusunu haksız yere eleştirildiğini ve bu eleştiriler kaynaklı sindirildiğini düşünmekle birlikte, okan buruk döneminde böyle bir durumdan bahsedemeyeceğim. hücum oyuncularının ve özelde de mertens'in gol tablosundaki fiyasko oyun planıyla veya oynatıldığı yerle açıklanabilecek bir durum değil.
mertens oyuna sonradan girdiği giresun ve ümraniye maçlarında sahada bir 8 numara gibiydi. bunu kabul ediyorum. ama sonrasında ilk 11'e girdi ve çok net bir şekilde forvet arkası olarak konumlandı. daha geriye, orta yuvarlağa gelmiş olabilir maç içinde. sola yanaşmış da olabilir zaman zaman ama bu futbolun bir gereği. maçın içerisinde pozisyon gereği stoperde yeri geliyor topla rakip yarı alanda sıfıra inebiliyor. bunlar olabilir. mertens'in oliveria'ya maç içinde yaklaşıp top istemesi, onun sahada forvet arkası olarak görevlendirildiği gerçeğini değiştirmiyor.
"mertens (ve diğer hücum oyuncuları) aslında iyi, sorun oyun planında" diye düşününen galatasaraylılarla mertens'in kaçırdığı gol pozisyonlarını tekrar bir incelemek isterim. trabzon deplasmanı, trabzonspor'un adını dahi unuttuğum 3.kalecisiyle cepheden karşı karşıya mertens. yüksek eforlu bir koşu yaparak geldi oraya kabul ediyorum ama böyle anlarda yapabildiği soğukkanlı gol vuruşlarıyla meşhur bir adam. vakti de var üstelik, etrafında bozan bir rakip oyuncu yok kendisini. kalecinin üzerine vurdu ve gol olmadı. adana demir deplasmanı. altıpasa boey'in yerden gönderdiği sert bir top ("yumuşak atmalıydı" diye çok eleştirildi boey ama adana'nın savunma hattını geçmesi için sert ve hızlı gitmeliydi o top) ve doğru pozisyon alamadığı için rezalet bir dokunuşla topu boş kalenin üstünden auta gönderen bir mertens. gelelim alanya maçına. ilk yarıda icardi şut atabileceği bir pozisyonda, topu kalenin önüne doğru topsuz koşu atan mertens'in resmen ayağına indirdi ve o da yakın mesafeden golü yaptı. zaten galatasaray kariyerindeki şu ana kadar tek golü. maçın devamında mertens, bir tanesi icardi ellerini açmış bomboş beklerken olmak üzere, 3 tane ceza alanı içerisinde çok rahat gol çıkartılabilecek pozisyonda, topu kalecinin rahatlıkla kurtarabileceği alanlara vurdu. son karagümrük deplasmanında da ceza sahasına yüksek attığımız bir top oldu ve top savunmanın ikramıyla süzüle süzüle mertens'in önüne düştü. tek vuruşta köşeyi görebilirdi. kontrol edip, kaleye bakıp köşeye yine vurabilirdi (rahatsız eden yoktu). mertens ne yaptı? tek vuruşla ceza alanı içinden bomboş pozisyondaki topu uzaya yolladı. ilk trabzon maçından, son karagümrük maçına kadar kaçan pozisyonların içinde büyük oranda mertens var. pozisyonların hepsi de ceza sahası içi. kimi gol pozisyonunda kaleye olan mesafe, penaltı noktasının kaleye olan mesafesinden bile daha yakın. bu pozisyonların hepsi kaçtı. mertens atamadı. şimdi isteyen arkadaş bana bu kaçan pozisyonların galatasaray'ın oyun planıyla ve mertens'in saha içi konumuyla ilgisini bir anlatsın. açıkçası bu durumu anlamayı çok isterim.
mertens galatasaray'dan 4 milyon euro kazanan, 35 yaşında, belçikalı bir ofansif orta saha. mevkii olarak hagi değil, sneijder de değil. forvet arkası. doğru pozisyonda oynatılıyor. ama oynatıldığı pozisyonun tolere edebileceğinin katbekat ötesinde gol pozisyonunu kaçırıyor. golü yapamıyor. bunu oyun planıyla açıklayamayız. "ama çok mücadele ediyor, liderlik ediyor" diye de tahammül edemeyiz. mertens yüksek yüzdeyle gol atacak. kolay gol pozisyonlarını, tecrübesine ve kalitesine yakışmayacak şekilde harcamayacak. bunun için aldık, bunun için bu maliyeti kabullendik kulüp olarak. mertens gollerini atmaya başlarsa, en çok destekleyenlerden biri ben olurum ama bu şekilde gol kaçırmaya devam ettiği takdirde de, bu durumu okan hocanın oyun anlayışıyla bağdaştırıp susamam. okan buruk bahanesinin arkasına sığınamam çünkü doğru değil bu.
mertens oyuna sonradan girdiği giresun ve ümraniye maçlarında sahada bir 8 numara gibiydi. bunu kabul ediyorum. ama sonrasında ilk 11'e girdi ve çok net bir şekilde forvet arkası olarak konumlandı. daha geriye, orta yuvarlağa gelmiş olabilir maç içinde. sola yanaşmış da olabilir zaman zaman ama bu futbolun bir gereği. maçın içerisinde pozisyon gereği stoperde yeri geliyor topla rakip yarı alanda sıfıra inebiliyor. bunlar olabilir. mertens'in oliveria'ya maç içinde yaklaşıp top istemesi, onun sahada forvet arkası olarak görevlendirildiği gerçeğini değiştirmiyor.
"mertens (ve diğer hücum oyuncuları) aslında iyi, sorun oyun planında" diye düşününen galatasaraylılarla mertens'in kaçırdığı gol pozisyonlarını tekrar bir incelemek isterim. trabzon deplasmanı, trabzonspor'un adını dahi unuttuğum 3.kalecisiyle cepheden karşı karşıya mertens. yüksek eforlu bir koşu yaparak geldi oraya kabul ediyorum ama böyle anlarda yapabildiği soğukkanlı gol vuruşlarıyla meşhur bir adam. vakti de var üstelik, etrafında bozan bir rakip oyuncu yok kendisini. kalecinin üzerine vurdu ve gol olmadı. adana demir deplasmanı. altıpasa boey'in yerden gönderdiği sert bir top ("yumuşak atmalıydı" diye çok eleştirildi boey ama adana'nın savunma hattını geçmesi için sert ve hızlı gitmeliydi o top) ve doğru pozisyon alamadığı için rezalet bir dokunuşla topu boş kalenin üstünden auta gönderen bir mertens. gelelim alanya maçına. ilk yarıda icardi şut atabileceği bir pozisyonda, topu kalenin önüne doğru topsuz koşu atan mertens'in resmen ayağına indirdi ve o da yakın mesafeden golü yaptı. zaten galatasaray kariyerindeki şu ana kadar tek golü. maçın devamında mertens, bir tanesi icardi ellerini açmış bomboş beklerken olmak üzere, 3 tane ceza alanı içerisinde çok rahat gol çıkartılabilecek pozisyonda, topu kalecinin rahatlıkla kurtarabileceği alanlara vurdu. son karagümrük deplasmanında da ceza sahasına yüksek attığımız bir top oldu ve top savunmanın ikramıyla süzüle süzüle mertens'in önüne düştü. tek vuruşta köşeyi görebilirdi. kontrol edip, kaleye bakıp köşeye yine vurabilirdi (rahatsız eden yoktu). mertens ne yaptı? tek vuruşla ceza alanı içinden bomboş pozisyondaki topu uzaya yolladı. ilk trabzon maçından, son karagümrük maçına kadar kaçan pozisyonların içinde büyük oranda mertens var. pozisyonların hepsi de ceza sahası içi. kimi gol pozisyonunda kaleye olan mesafe, penaltı noktasının kaleye olan mesafesinden bile daha yakın. bu pozisyonların hepsi kaçtı. mertens atamadı. şimdi isteyen arkadaş bana bu kaçan pozisyonların galatasaray'ın oyun planıyla ve mertens'in saha içi konumuyla ilgisini bir anlatsın. açıkçası bu durumu anlamayı çok isterim.
mertens galatasaray'dan 4 milyon euro kazanan, 35 yaşında, belçikalı bir ofansif orta saha. mevkii olarak hagi değil, sneijder de değil. forvet arkası. doğru pozisyonda oynatılıyor. ama oynatıldığı pozisyonun tolere edebileceğinin katbekat ötesinde gol pozisyonunu kaçırıyor. golü yapamıyor. bunu oyun planıyla açıklayamayız. "ama çok mücadele ediyor, liderlik ediyor" diye de tahammül edemeyiz. mertens yüksek yüzdeyle gol atacak. kolay gol pozisyonlarını, tecrübesine ve kalitesine yakışmayacak şekilde harcamayacak. bunun için aldık, bunun için bu maliyeti kabullendik kulüp olarak. mertens gollerini atmaya başlarsa, en çok destekleyenlerden biri ben olurum ama bu şekilde gol kaçırmaya devam ettiği takdirde de, bu durumu okan hocanın oyun anlayışıyla bağdaştırıp susamam. okan buruk bahanesinin arkasına sığınamam çünkü doğru değil bu.