109
valerien ısmael ile sahamıza gelmiş olsalardı, maçın başında bulunabilecek bir erken golle paramparça etme şansımız dahi vardı. ama şenol güneş ile durum farklı. derbilerde çalışma, antrenman, teknik-taktik vs. elbette ki önemlidir ama en az bunlar kadar önemli olan, derbi haftasında rüzgarın hangi camianın arkasından estiğidir. rüzgar beşiktaş'ın arkasında. bu durumun şenol güneş'in teknik direktörlük meziyetleriyle çok bir ilgisi yok ama galatasaray'ın 21 aralık 2017 akşamına benzer bir süreç yaşadılar ve biz nasıl o gecenin akabindeki günlerde/haftalarda bulutların üstünde dolaşan bir ruh halinde isek, beşiktaş camiası da bugünlerde öyle. bu önemli mi? futbolun bir ruhu olduğuna inanan biri olarak, en azından benim için önemli. bizim soru işaretlerimiz, tereddütlerimiz çok. gerginliğimiz de mevcut. bu "biz"in içerisinde takım da var, taraftar da var, teknik heyet de var, yönetim de var. onların "bizi" ise rahat, mutlu, bir an önce maçın gelmesini bekliyor. bu açıdan saha dışında -1 ile başlıyoruz bence.
hakem başlama düdüğünü çaldığı anda, yukarıdaki paragrafta söylediğim saha dışı etken ortadan kalkmış olacak elbette ki. bizim de mutlaka saha içini doğru kurgulamamız ve iyi oynamamız gerekiyor. weghorst'un fiziğini kullanıp beşiktaş orta sahasını bizim ceza sahamıza yaklaştırmasını engellememiz gerekiyor. şenol güneş'in bir taktik dehası olmadığını hepimiz biliyoruz ama basit, düz, işleyen bir plan oluşturabileceğini de biliyoruz. bizim yapmamız muhtemel ön alan presini topa sahip olarak değil; cenk'e ve weghorst'a uzun atarak kırmak isteyeceklerdir. onlardan seken toplara da gedson ve salih yaklaşacaktır. nelsson ve abdülkerim bizim kalemize doğru atılan yüksek toplarda weghorst'u kilitleyebilir, sahipsiz topları da orta alanda torreira toplayabilirse, beşiktaş'ın hücum planını çökertiriz. weghorst stoperlerimizi ezememeli, mümkünse bizim stoperlerimiz onu ezmeli. torreira da mutlaka josef'ten iyi oynamalı ve merkezi kapatmalı. bu ikisini yapabilmemiz adına da ev sahibi takımın sertliğine biraz tolerans gösteren bir hakeme ihtiyaç var. bu noktada da taraftar devreye girmeli. oyun içerisindeki tempoyu ve sertliği belirleyen biz olursak, biz kazanırız. bunu sağlamak için de maça iyi hazırlanmış bir takıma ve sadece maça konstantre olmuş bir tribüne ihtiyacımız var. umarım bu biriktelik yarın akşam olur ve kazanırız.
hakem başlama düdüğünü çaldığı anda, yukarıdaki paragrafta söylediğim saha dışı etken ortadan kalkmış olacak elbette ki. bizim de mutlaka saha içini doğru kurgulamamız ve iyi oynamamız gerekiyor. weghorst'un fiziğini kullanıp beşiktaş orta sahasını bizim ceza sahamıza yaklaştırmasını engellememiz gerekiyor. şenol güneş'in bir taktik dehası olmadığını hepimiz biliyoruz ama basit, düz, işleyen bir plan oluşturabileceğini de biliyoruz. bizim yapmamız muhtemel ön alan presini topa sahip olarak değil; cenk'e ve weghorst'a uzun atarak kırmak isteyeceklerdir. onlardan seken toplara da gedson ve salih yaklaşacaktır. nelsson ve abdülkerim bizim kalemize doğru atılan yüksek toplarda weghorst'u kilitleyebilir, sahipsiz topları da orta alanda torreira toplayabilirse, beşiktaş'ın hücum planını çökertiriz. weghorst stoperlerimizi ezememeli, mümkünse bizim stoperlerimiz onu ezmeli. torreira da mutlaka josef'ten iyi oynamalı ve merkezi kapatmalı. bu ikisini yapabilmemiz adına da ev sahibi takımın sertliğine biraz tolerans gösteren bir hakeme ihtiyaç var. bu noktada da taraftar devreye girmeli. oyun içerisindeki tempoyu ve sertliği belirleyen biz olursak, biz kazanırız. bunu sağlamak için de maça iyi hazırlanmış bir takıma ve sadece maça konstantre olmuş bir tribüne ihtiyacımız var. umarım bu biriktelik yarın akşam olur ve kazanırız.