43
dünya kupasına kadar olan ilk 13 haftalık kısımda galatasaray 8 maçını deplasmanda, 5 maçını içeride oynamış olacak. ezeli rakip fenerbahçe ise tam tersine 5 maçını deplasmanda 8 maçını içeride tamamlayacak.
şimdi bu durum iki takım için de avantaj ya da dezavantaj olabilir. zor takımlarla, onların kadrosu oturmadan deplasmanda oynamak iyi de diyebilirsin, kolay takımlarla başlayıp moral bulmuşken sonra zor deplasmanlara çıkmak avantaj da diyebilirsin.
aslında fikstürün en önemli kısımlarından biri, puan kaybı potansiyeli yüksek maçların dizilimi. puan kaybı potansiyeli yüksek maçlar nedir: kayseri, adana, antalya, antep, sivas gibi zorlu anadolu deplasmanları ve 4 büyükler, başakşehir ve konya gibi ekiplerle içeride dışarıda yapılan maçlar denebilir.
biz şu ana kadar bu maçlardan kaç tane oynadık: 5 (antalya, trabzon, adana, kayseri ve içeride konya)
fenerbahçe şu ana kadar kaç tane oynadı: 3 (konya, beşiktaş ve içeride başakşehir)
biz bu 5 maçtan sadece 2'sini kazandık, 2'sinde berabere kaldık. 1'ini kaybettik. tabii ki şampiyonluk için en azından 3 galibiyet 2 beraberlik mis olurdu ama yeni oluşan takımda o kadar da felaket sonuçlar değil.
fenerbahçe ise bu potansiyelli 3 maçtan 1 beşiktaş beraberliği ve 1 başakşehir galibiyeti çıkarabildi.
iki takım da orta şeker deplasmanlardan (ankaragücü-kasımpaşa-istanbul/karagümrük-kasımpaşa-ümraniye) 3'er puanla döndü.
iki takım da içeride olmayacak bir beraberlik aldı (ümraniyespor/alanyaspor)
yani kağıt üzerinde fenerbahçe'ye göre tek eksimiz, içeride kaybettiğimiz giresunspor maçı. normalde iki takım arasında en fazla tek maçlık bir fark varken, fikstür nedeniyle 13. hafta sonunda muhtemelen 3 ya da 4 maçlık bir fark gözükecek)
iyi senaryo: galatasaray, şampiyonluk şansının seri galibiyetlere bir anda değişebileceğini unutmayarak ikinci yarı seri yapmaya uygun fikstür avantajını kullanabilir ve geriden gelmenin psikolojik avantajıyla da tahmin ettiğinden rahat şekilde farkı kapatıp sonra da kendi lehine açabilir.
kötü senaryo: taraftar puan farkının paniğiyle o gitsin bu gelsin, yönetim istifa etsin yazın seçim olsun, hoca gitsin yerine gelecek hocayı şimdiden kovalım ve üçüncü hoca derhal görevine başlasın moduna girerse, önü açık olan takımı ne çıkacağı belirsiz senaryolara güvenip bloke etmeyi tercih ederse; biz geçen seneki senaryoyu tekrar yaşarız, rakibimiz de büyük rahatlıkla çıktığı maçlarda farkı açar.
başka zaman olsa puan farkına rağmen şu fikstür heyecandan uyutmazdı ama günümüz taraftar profili yüzünden kendi kendimizi baltalama tehlikesi en zorlu rakibimize dönüştü bile.
şimdi bu durum iki takım için de avantaj ya da dezavantaj olabilir. zor takımlarla, onların kadrosu oturmadan deplasmanda oynamak iyi de diyebilirsin, kolay takımlarla başlayıp moral bulmuşken sonra zor deplasmanlara çıkmak avantaj da diyebilirsin.
aslında fikstürün en önemli kısımlarından biri, puan kaybı potansiyeli yüksek maçların dizilimi. puan kaybı potansiyeli yüksek maçlar nedir: kayseri, adana, antalya, antep, sivas gibi zorlu anadolu deplasmanları ve 4 büyükler, başakşehir ve konya gibi ekiplerle içeride dışarıda yapılan maçlar denebilir.
biz şu ana kadar bu maçlardan kaç tane oynadık: 5 (antalya, trabzon, adana, kayseri ve içeride konya)
fenerbahçe şu ana kadar kaç tane oynadı: 3 (konya, beşiktaş ve içeride başakşehir)
biz bu 5 maçtan sadece 2'sini kazandık, 2'sinde berabere kaldık. 1'ini kaybettik. tabii ki şampiyonluk için en azından 3 galibiyet 2 beraberlik mis olurdu ama yeni oluşan takımda o kadar da felaket sonuçlar değil.
fenerbahçe ise bu potansiyelli 3 maçtan 1 beşiktaş beraberliği ve 1 başakşehir galibiyeti çıkarabildi.
iki takım da orta şeker deplasmanlardan (ankaragücü-kasımpaşa-istanbul/karagümrük-kasımpaşa-ümraniye) 3'er puanla döndü.
iki takım da içeride olmayacak bir beraberlik aldı (ümraniyespor/alanyaspor)
yani kağıt üzerinde fenerbahçe'ye göre tek eksimiz, içeride kaybettiğimiz giresunspor maçı. normalde iki takım arasında en fazla tek maçlık bir fark varken, fikstür nedeniyle 13. hafta sonunda muhtemelen 3 ya da 4 maçlık bir fark gözükecek)
iyi senaryo: galatasaray, şampiyonluk şansının seri galibiyetlere bir anda değişebileceğini unutmayarak ikinci yarı seri yapmaya uygun fikstür avantajını kullanabilir ve geriden gelmenin psikolojik avantajıyla da tahmin ettiğinden rahat şekilde farkı kapatıp sonra da kendi lehine açabilir.
kötü senaryo: taraftar puan farkının paniğiyle o gitsin bu gelsin, yönetim istifa etsin yazın seçim olsun, hoca gitsin yerine gelecek hocayı şimdiden kovalım ve üçüncü hoca derhal görevine başlasın moduna girerse, önü açık olan takımı ne çıkacağı belirsiz senaryolara güvenip bloke etmeyi tercih ederse; biz geçen seneki senaryoyu tekrar yaşarız, rakibimiz de büyük rahatlıkla çıktığı maçlarda farkı açar.
başka zaman olsa puan farkına rağmen şu fikstür heyecandan uyutmazdı ama günümüz taraftar profili yüzünden kendi kendimizi baltalama tehlikesi en zorlu rakibimize dönüştü bile.