4372
bu kadar zayıf bir hücum setiyle galatasaray gibi koskoca bir takımda başarılı olması çok zor. galatasaray'dan her zaman karşısında oynayacağı 18 takımı da yenmesi beklenir. bunu da başarmanız için farklı koşullara adapte olarak gol atabilmeniz gerekir.
topu rakip kaleye yığdığımız anlarda kenardan orta açmak ve bireysel beceriler dışında galatasaray hiçbir şekilde pozisyon üretemiyor. orta açmak da yerine göre etkili bir hücum opsiyonu olabilir. fakat bu kadar fazla ve başarısız orta açmak, planın bariz bir şekilde işlemediğini gösteriyordur. zaten oturmuş bir defansa, ezbere kenardan orta açarak etkili olmayı beklemek de pek gerçekçi değil . galatasaray'ın gol atmak için en az 7-8 farklı yolu olmalı. orta açmak da bunlardan birisi olabilir. fakat ana hücum şablonumuz ceza sahasına öylesine kesmekse galatasaray'ı pek de iyi bir sezon beklemiyor diyebilirim.
okan buruk'u genel olarak değerlendirdiğimde zaman zaman umut veren fakat takımın haline baktığımızda eksikleri çok net belli olan ve bu sorunları gideremeyen, -şöylesi daha doğru olur sanırım- henüz gideremeyen bir profil görüyorum. mesela en büyük sorunumuz gol atamamak, güncel olan gündemde olan en büyük sorunumuz bu fakat bunun yanında inanılmaz rahat kontra da yiyoruz, görünürde çok üstün olduğumuz bir maçta bile kolay kolay gol yemeyiz diyemiyorum.
rakip sahaya yerleşmenin kontraatak gibi çok ciddi bir dezavantajı vardır. bu oyunu oynamayı bile düşünmeden önce bu soru sorulmalı bana kalırsa: kontraya nasıl çare bulacağız? özellikle 2 tane ağır sayılabilecek stoper ve arkalarında çok boşluk bırakan 2 bekin varsa daha doğru incelemelisiniz bence durumu. oynadığımız oyun planında her ne kadar az gol yiyen bir takım gibi görünsek de bu eksiğimizi iyi işleyen takımlara karşı oyunu kazanabilecek bir performans sergileyemiyoruz. kanatlarıyla etkili kontralara çıkan 10 kişi kalmış karagümrük takımına karşı* dahil oyunu kabul ettirmekte zorlandık. bunun dışında duran top savunmasında da en az duran top organizasyonunda olduğumuz kadar kötüyüz. kullanılan kornerlerin çoğunda topun rakip oyuncuyla buluşmasına engel olamıyoruz. kalanıysa rakip oyuncuya, muslera'ya ve her ikisinin şansına bağlı olarak sonuçlanıyor.
evet, hakemler galatasaray'ın hakkını yemese şu an tabloda işler güzel gidiyor gibi görünebilirdi. ama birileri düğmeye bastı ve işler pek iyi gitmiyor. galatasaray'ın hiç olmadığı kadar ciddiyetle çalışması gerek.
mesela galatasaray'ın kadrosu her hafta sızmamalı. ben galatasaray'ın antrenörü olsam çözeceğim ilk konu bu olurdu. galatasaray'ın hangi ilk 11'le sahaya çıkacağını 1 gün önce öğrenmek takım için öyle büyük bir dezavantaj değil tabii ki fakat galatasaray'ın takım olamayışı, aynı tarafta olduğumuzu düşündüğümüz birtakım insanların bizimle aynı amaç için çaba sarf etmediğini göstermesi açısından moral bozucu.
kendisine içtenlikle başarılar diliyorum, fakat başarısızlığı durumunda kimsenin arkasında durmadığım gibi kendisinin de arkasında durmayacağım. önünde gücünü ve rüştünü ispatlayabileceği beşiktaş ve başakşehir maçları var. dilerim ki bunları kazanıp dünya kupası öncesi tüm türkiye'ye galatasaray'ın geri döneceği mesajını verecektir.
topu rakip kaleye yığdığımız anlarda kenardan orta açmak ve bireysel beceriler dışında galatasaray hiçbir şekilde pozisyon üretemiyor. orta açmak da yerine göre etkili bir hücum opsiyonu olabilir. fakat bu kadar fazla ve başarısız orta açmak, planın bariz bir şekilde işlemediğini gösteriyordur. zaten oturmuş bir defansa, ezbere kenardan orta açarak etkili olmayı beklemek de pek gerçekçi değil . galatasaray'ın gol atmak için en az 7-8 farklı yolu olmalı. orta açmak da bunlardan birisi olabilir. fakat ana hücum şablonumuz ceza sahasına öylesine kesmekse galatasaray'ı pek de iyi bir sezon beklemiyor diyebilirim.
okan buruk'u genel olarak değerlendirdiğimde zaman zaman umut veren fakat takımın haline baktığımızda eksikleri çok net belli olan ve bu sorunları gideremeyen, -şöylesi daha doğru olur sanırım- henüz gideremeyen bir profil görüyorum. mesela en büyük sorunumuz gol atamamak, güncel olan gündemde olan en büyük sorunumuz bu fakat bunun yanında inanılmaz rahat kontra da yiyoruz, görünürde çok üstün olduğumuz bir maçta bile kolay kolay gol yemeyiz diyemiyorum.
rakip sahaya yerleşmenin kontraatak gibi çok ciddi bir dezavantajı vardır. bu oyunu oynamayı bile düşünmeden önce bu soru sorulmalı bana kalırsa: kontraya nasıl çare bulacağız? özellikle 2 tane ağır sayılabilecek stoper ve arkalarında çok boşluk bırakan 2 bekin varsa daha doğru incelemelisiniz bence durumu. oynadığımız oyun planında her ne kadar az gol yiyen bir takım gibi görünsek de bu eksiğimizi iyi işleyen takımlara karşı oyunu kazanabilecek bir performans sergileyemiyoruz. kanatlarıyla etkili kontralara çıkan 10 kişi kalmış karagümrük takımına karşı* dahil oyunu kabul ettirmekte zorlandık. bunun dışında duran top savunmasında da en az duran top organizasyonunda olduğumuz kadar kötüyüz. kullanılan kornerlerin çoğunda topun rakip oyuncuyla buluşmasına engel olamıyoruz. kalanıysa rakip oyuncuya, muslera'ya ve her ikisinin şansına bağlı olarak sonuçlanıyor.
evet, hakemler galatasaray'ın hakkını yemese şu an tabloda işler güzel gidiyor gibi görünebilirdi. ama birileri düğmeye bastı ve işler pek iyi gitmiyor. galatasaray'ın hiç olmadığı kadar ciddiyetle çalışması gerek.
mesela galatasaray'ın kadrosu her hafta sızmamalı. ben galatasaray'ın antrenörü olsam çözeceğim ilk konu bu olurdu. galatasaray'ın hangi ilk 11'le sahaya çıkacağını 1 gün önce öğrenmek takım için öyle büyük bir dezavantaj değil tabii ki fakat galatasaray'ın takım olamayışı, aynı tarafta olduğumuzu düşündüğümüz birtakım insanların bizimle aynı amaç için çaba sarf etmediğini göstermesi açısından moral bozucu.
kendisine içtenlikle başarılar diliyorum, fakat başarısızlığı durumunda kimsenin arkasında durmadığım gibi kendisinin de arkasında durmayacağım. önünde gücünü ve rüştünü ispatlayabileceği beşiktaş ve başakşehir maçları var. dilerim ki bunları kazanıp dünya kupası öncesi tüm türkiye'ye galatasaray'ın geri döneceği mesajını verecektir.
