107
2 ekim 2022 beşiktaş fenerbahçe maçında rakibin ofsayt taktiğine takımını iyi çalıştırmış. zaten takımının düştüğü ofsayt sayısı bunun açık göstergesi. sorun futbolculardaydı. doğru zamanda doğru pası veremediler, doğru koşuları yapamadılar. yani o paslar 1 saniye önce verilse, koşular yarım saniye sonra yapılsa 5 defa falan kaleciyle karşı karşıya kalacaktı beşiktaş. tersi olsaydı, beşiktaş savunma arkasına hiç koşu denemeseydi işte o zaman beşiktaş takımının hocası rakibi iyi analiz edememiş derdik. ben şahsen bunu derken yine futbolculara suç bulurdum. hoca size böyle bir taktik vermemişse bile, sahada olan bitenin farkında olup, lan bunlar savunmayı iyice ileri çıkartıyor, arkaya top atalım demek zorundadır futbolcu. insiyatif almak, oyun görüşüne sahip olmak bunları gerektirir.
türk futbol seyircisinde her şeyi hocadan beklemek, futbolculara asla suç bulmamak gibi bir huy var. benzer şekilde pozitif olaylarda da hocalara da fazladan pay çıkartılıyor. bu oyunun %90'ı oyunculardır. bütün takım sporları için bu böyledir. sahadaki performansa göre sonuca varıyor bizde taraftar. diyelim ki takım ağır mı oynuyor, hoca kesin ağır oynayın demiştir deniliyor. takım uzun top mu atıyor, kimse de demiyor ki kısa pas atacak yetenek yok ki bu adamda. kesin hoca demiştir uzun atın diye.
başka bir başlıkta bir basket maçı izlerken yazmıştım. cska efes maçıydı sanırım. cska son hücumu kullanacak, mola alındı. kamera ve mikrofon cska benchindeydi. koçları 3-4 alternatifli hücum çizdi. herkes nereye gidecek, kim kime perde yapacak, kim perdeden çıkacak vs. oyun başladı, cska topu kenardan oyuna soktu. topu alan oyuncu topu 2-3 defa yere vurdu ve kaldırıp üçlük denedi. kenarda hocanın anlattıklarıyla yakından uzaktan alakası olmayan bir denemeydi. misal o molayı dinlemesek deriz ki ulan hocaya bak, son hücum için çizdiği set bu mudur? ama işte ana faktör oyuncudur. hocalar sahada oyuncunun yapabildikleri kadar hocadır. bir hoca için en kıymetli şey sahada düşündüklerini, söylediklerini yaptırabildiği bir oyuncu grubuna sahip olmasıdır. gerisi boştur. 90'lı yıllarda futbol seyircisi olan bitenin daha fazla farkındaydı. o yüzden tesis basıp futbolcu kovalanırdı, o yüzden havaalanı basılıp futbolcuya gözdağı verilirdi ya da o yüzden idmana 2 tepsi baklava ile gidilirdi. her şey oyuncu ile başlamaz ama her şey oyuncuda biter.
türk futbol seyircisinde her şeyi hocadan beklemek, futbolculara asla suç bulmamak gibi bir huy var. benzer şekilde pozitif olaylarda da hocalara da fazladan pay çıkartılıyor. bu oyunun %90'ı oyunculardır. bütün takım sporları için bu böyledir. sahadaki performansa göre sonuca varıyor bizde taraftar. diyelim ki takım ağır mı oynuyor, hoca kesin ağır oynayın demiştir deniliyor. takım uzun top mu atıyor, kimse de demiyor ki kısa pas atacak yetenek yok ki bu adamda. kesin hoca demiştir uzun atın diye.
başka bir başlıkta bir basket maçı izlerken yazmıştım. cska efes maçıydı sanırım. cska son hücumu kullanacak, mola alındı. kamera ve mikrofon cska benchindeydi. koçları 3-4 alternatifli hücum çizdi. herkes nereye gidecek, kim kime perde yapacak, kim perdeden çıkacak vs. oyun başladı, cska topu kenardan oyuna soktu. topu alan oyuncu topu 2-3 defa yere vurdu ve kaldırıp üçlük denedi. kenarda hocanın anlattıklarıyla yakından uzaktan alakası olmayan bir denemeydi. misal o molayı dinlemesek deriz ki ulan hocaya bak, son hücum için çizdiği set bu mudur? ama işte ana faktör oyuncudur. hocalar sahada oyuncunun yapabildikleri kadar hocadır. bir hoca için en kıymetli şey sahada düşündüklerini, söylediklerini yaptırabildiği bir oyuncu grubuna sahip olmasıdır. gerisi boştur. 90'lı yıllarda futbol seyircisi olan bitenin daha fazla farkındaydı. o yüzden tesis basıp futbolcu kovalanırdı, o yüzden havaalanı basılıp futbolcuya gözdağı verilirdi ya da o yüzden idmana 2 tepsi baklava ile gidilirdi. her şey oyuncu ile başlamaz ama her şey oyuncuda biter.