535
kendisinin ismi üzerinde son dönemde dönen tartışmalara verecek cevabımızın kanımca şöyle olması gerektiği oyuncumuz: "bir memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur." ismet inönü.
burada namuslu biziz. namussuzların kim olduğunu saymama gerek olduğunu sanmıyorum. eğer yusuf demir bu namussuzların oyuncusu olsaydı kuralı kaideyi bırakıp tüm enerjilerini bu meseleyi kendi lehlerine yontmaya çalışacağından da eminiz. tabi burada benim yusuf demir özelinde dile getirmek istediğim mesele galatasaray taraftarının dünyanın en enayi en "vur kafasına al lokmasını" taraftar grubu olmasıdır malesef ki.(galatasaray taraftarının ezikliğini ve pısırıklığını ayrı bir başlık altında geniş çaplı bir biçimde zaten ele alacağım; o yüzden şimdilik burayı üstünkörü geçiyorum). zira galatasaray taraftarının ve hatta bu ulu camianın, takriben 2002'den beri üzerine sinmiş olan bu eziklik ve betalık yüzünden birçok namuslu ve hakkının yenmesine çok içerleyen galatasaray taraftarının gece hınçlar içerisinde yatağına girdiğini bizzat biliyorum.
yusuf demir meselesine tekrar döndüğümüz vakit; şu anki yöneticilerimizin yusuf demir'in türk statüsünde oynamasına dair çalışmalarını takdirle karşılıyorum. belki de galatasaray, 2002'den önce olduğu gibi galatasaray'ın haklarını her ne pahasına olursa olsun savunacak yöneticilerine tekrar kavuşuyordur kim bilir? unutmayın, bu zamana kadar namussuzlar kadar cesur olamadığımız için bu memlekette şikenin üzeri örtüldü, namussuzlara şampiyonluk fırsatı verebilmek için çıkarılan playoff saçmalığına ses çıkaramadık. bu örnekleri yukarıda da bahsettiğim gibi bilahare ayrı başlık altında çoğaltıp galatasaray taraftarının o akıl almaz beta karakterini ve yıkıklığını yine bu taraftarın yüzüne zaten çarpacağım; zira görmekteyim ki bu başlık altında da yusuf demir'in meselesiyle ilgili taraftarın çoğu yine "aman biz onlar gibi olmayah, onlar hakkı hukuku çiğnesin biz ses etmeyeh, biz galatasarayız, biz farklı olah, onlar istediği gibi at oynatırken biz efendi gibi izleyeh" kafasında. bu nedenle bu entryi yine milli şefin sözleriyle bitirmek istiyorum.
"bir memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur."
burada namuslu biziz. namussuzların kim olduğunu saymama gerek olduğunu sanmıyorum. eğer yusuf demir bu namussuzların oyuncusu olsaydı kuralı kaideyi bırakıp tüm enerjilerini bu meseleyi kendi lehlerine yontmaya çalışacağından da eminiz. tabi burada benim yusuf demir özelinde dile getirmek istediğim mesele galatasaray taraftarının dünyanın en enayi en "vur kafasına al lokmasını" taraftar grubu olmasıdır malesef ki.(galatasaray taraftarının ezikliğini ve pısırıklığını ayrı bir başlık altında geniş çaplı bir biçimde zaten ele alacağım; o yüzden şimdilik burayı üstünkörü geçiyorum). zira galatasaray taraftarının ve hatta bu ulu camianın, takriben 2002'den beri üzerine sinmiş olan bu eziklik ve betalık yüzünden birçok namuslu ve hakkının yenmesine çok içerleyen galatasaray taraftarının gece hınçlar içerisinde yatağına girdiğini bizzat biliyorum.
yusuf demir meselesine tekrar döndüğümüz vakit; şu anki yöneticilerimizin yusuf demir'in türk statüsünde oynamasına dair çalışmalarını takdirle karşılıyorum. belki de galatasaray, 2002'den önce olduğu gibi galatasaray'ın haklarını her ne pahasına olursa olsun savunacak yöneticilerine tekrar kavuşuyordur kim bilir? unutmayın, bu zamana kadar namussuzlar kadar cesur olamadığımız için bu memlekette şikenin üzeri örtüldü, namussuzlara şampiyonluk fırsatı verebilmek için çıkarılan playoff saçmalığına ses çıkaramadık. bu örnekleri yukarıda da bahsettiğim gibi bilahare ayrı başlık altında çoğaltıp galatasaray taraftarının o akıl almaz beta karakterini ve yıkıklığını yine bu taraftarın yüzüne zaten çarpacağım; zira görmekteyim ki bu başlık altında da yusuf demir'in meselesiyle ilgili taraftarın çoğu yine "aman biz onlar gibi olmayah, onlar hakkı hukuku çiğnesin biz ses etmeyeh, biz galatasarayız, biz farklı olah, onlar istediği gibi at oynatırken biz efendi gibi izleyeh" kafasında. bu nedenle bu entryi yine milli şefin sözleriyle bitirmek istiyorum.
"bir memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur."