175
eğer sorunuz "neden xg üzerine daha az yazı yazıldığı?" ise son paragrafı okumanız yeterli olur. ancak genel bir şeyler okumak isterseniz yazının kalanı da orada.
öncelikle bu istatistiğin hala daha anlatılamamış olması nasıl hesaplandığının aktarılamamış olması çok üzücü. zira bu istatistik geliştiriliyor. en basitinden pozisyon havuzunu geliştiriyorlar. ancak ilk anlamanız gereken şey bu istatistiği şirketler çıkartıyor ve aralarında kategorizasyon farkları olabileceğini bilmek. her ne kadar ben bu istatistik şirketlerinin profesyonel verilerine sahip olmasam da kamuya açılan verileri kontrol ettiğimizde çok bir fark yok. demek ki kategorizasyonları 3 aşağı 5 yukarı birbirine yakın.
ınstat'tan devam edelim.
-şutun çekildiği yer
-şutun açısı
-şutun nereyle çekildiği
-kalecinin yeri
-şutla kale arası kaleci hariç oyuncu sayısı
-şutun çekildiği anın karakteri ("big chance" başlığıyla görürsünüz. 15. dakika çekilen şutla veya 3-0'ken çekilen şut ile 85. dakika 0-0 giden bir maçtaki kategorizasyon bir değil.)
bu maddelere göre elindeki şut havuzunu bölüştürüyorsun ve gol olma ihtimaline bakıyorsun. bu kadar basit yahu. siz sabaha kadar şut çekilen bölgeyle alakalı olduğunu zannedin bu istatistik şutun kendisiyle alakalı.
peki neden toplanıyor? bu istatistik ilk çıktığında golcülerin verimini anlamak için çıktı. bu sebepten yıl sonu toplam gol ile xg arasında bir ilişki kurup oluşan + veya - farklar ile golcüleri bir hiyerarşiye koymak için çıktı. bundan topluyorsunuz. uzun vadede kontrol etme yöntemi olarak kullanılıyor. hakikatten 1 xg'ye ulaştığında 1 gol atmalıydı diye iddia eden mi var zannediyorsunuz? belki çok gereksiz şut çekmiştir takım. örnek verelim mi? ligin ilk maçlarında galatasaray'ın şut başına xg'si 0,07'ydi. kimi örneklem havuzlarına göre değişkenlik göstermekle beraber 7 veya 8 şutta bir gol olduğunu biliyoruz. bu da bize bir eşik veriyor. yine analiz şirketlerinden şirketlere farklılık göstermekle beraber 0,12 ile 0,14 arası bir eşik xg değerimiz oluşuyor. bunun altındaki şutlara verimsiz şut deniyor. geçen yıl galatasaray yüksek xg'li pozisyonları gole çeviremeyen ancak düşük xg'li şutlardan da gol yiyen bir takımdı. bu size bir şey anlatmıyorsa (benim anladığımdan bambaşka bir şey olabilir bu) gözünüz kördür, yapacak bir şey yok. gördünüz mü, istatistik bir şey anlatmaz. bu bir veri ve sizin sorular sormanıza ve soruları cevaplamanıza yardımcı olur.
üst sıra xg ilişkisi ne peki? üst sıralara oynayan takımlar ekseriyetle toplam xg'lerinin 1,2 katı kadar gol atar. sebebi basit. elinizdeki havuzda her türlü beceriden adam var. ligler maddi farklar üzerinden kurgulanmış. yani şampiyon olacak takım haliyle çok daha para harcayabildiğinden ligin dibindeki takımdaki oyunculara kıyasla aynı zorluktaki pozisyonları gole çevirme ihtimalleri daha yüksek. ancak xg'nin havuzunda messiden tutun en alttaki oyuncuya kadar pozisyonlar kullanılıyor. bu sebepten ligin üst seviyelerine oynayan takımlar ekseriyetle ortalamanın üzerinde gol atma becerisine sahiptir.
fonksiyon istatistiklere gelelim şimdi. burası daha önemli. xg bize bir metrik veriyor ve bunun üzerinden bir anlatı yakalamamızı sağlıyor. ancak bu üzerine daha fazla istatistik yaratabileceğimiz bir istatistik. başka bir istatistikten örnek verelim. pas sayısına bakıyoruz ve bu bize yetersiz geliyor değil mi? yana veya baskıyı kırmak için geriye atılan bir pasın değeri ile boş alana oyuncunu taşımanı sağlayan pasın değeri aynı değil. yana atılan pas değersiz demek değil ama amaçları kategorisi bir değil. pas sayısı temel istatistiği üzerinden biz bölgelerdeki atılan pas sayılarını, rakip oyuncuyu geçen pas sayısını, akın başlatan pas sayısını ve benzerlerini çıkartıyoruz. xg'de de oluşan pozisyonu oluşturan diğer oyuncuların katkısı, pozisyon başına xg sayısı gibi ekstra üretilmiş kaynağını xg'den alan fonksiyon istatistikler. işte bunlara girince xg'yi okumanazı da daha verimli hale getiriyor.
gelelim asıl meseleye. neden xg hakkında daha az okuma görüyorsunuz burada? öncelikle yeterli maç sayısı yok. istatistik üzerine çalışmak için bir süre geçmesi gerekiyor. yarın öbür gün daha fazla maç oynandığında koşu mesafelerine, sprint sayılarına, xg'lere, şut başına xg'lere vs bakacağız ve yorum yapmaya başlayacağız. oyunu anlamaya çalışacağız. bakalım muslera geçen yıl gibi düşük xg'li pozisyonlardan çok mu gol yemiş ona bakacağız. yediğimiz gollerin veya pozisyonların hangi şekilde oluştuğuna bakıp geçen yıldan nasıl farklı olduğunu kontrol edeceğiz. ama daha bunun için zaman lazım ki veri toplansın. bunun dışında daha az bu konu hakkında yazı görmenizin çok temel bir sebebi var. (lütfen buraları kocaman harflerle okuyun) yordunuz bizi. vallahi de billahi de yordunuz. sadece bu konuda da değil. kişisel olarak ben hiç bir bakış açısının değişmemesinden çok yoruldum. bundan dolayı daha az yazıyorum ancak xg meselesi bambaşka bir şey. bakmayın bu yazıyı da yazmayacaktım ama dayanamadım yazdım. bin kere anlatıldı bin kere anlaşılmak istenmedi bu. istatistiğe, veriye karşı bir gurup var burada. artık sıkıcı bir hale geliyor ve kimse de bununla uğraşmak istemiyor.
öncelikle bu istatistiğin hala daha anlatılamamış olması nasıl hesaplandığının aktarılamamış olması çok üzücü. zira bu istatistik geliştiriliyor. en basitinden pozisyon havuzunu geliştiriyorlar. ancak ilk anlamanız gereken şey bu istatistiği şirketler çıkartıyor ve aralarında kategorizasyon farkları olabileceğini bilmek. her ne kadar ben bu istatistik şirketlerinin profesyonel verilerine sahip olmasam da kamuya açılan verileri kontrol ettiğimizde çok bir fark yok. demek ki kategorizasyonları 3 aşağı 5 yukarı birbirine yakın.
ınstat'tan devam edelim.
-şutun çekildiği yer
-şutun açısı
-şutun nereyle çekildiği
-kalecinin yeri
-şutla kale arası kaleci hariç oyuncu sayısı
-şutun çekildiği anın karakteri ("big chance" başlığıyla görürsünüz. 15. dakika çekilen şutla veya 3-0'ken çekilen şut ile 85. dakika 0-0 giden bir maçtaki kategorizasyon bir değil.)
bu maddelere göre elindeki şut havuzunu bölüştürüyorsun ve gol olma ihtimaline bakıyorsun. bu kadar basit yahu. siz sabaha kadar şut çekilen bölgeyle alakalı olduğunu zannedin bu istatistik şutun kendisiyle alakalı.
peki neden toplanıyor? bu istatistik ilk çıktığında golcülerin verimini anlamak için çıktı. bu sebepten yıl sonu toplam gol ile xg arasında bir ilişki kurup oluşan + veya - farklar ile golcüleri bir hiyerarşiye koymak için çıktı. bundan topluyorsunuz. uzun vadede kontrol etme yöntemi olarak kullanılıyor. hakikatten 1 xg'ye ulaştığında 1 gol atmalıydı diye iddia eden mi var zannediyorsunuz? belki çok gereksiz şut çekmiştir takım. örnek verelim mi? ligin ilk maçlarında galatasaray'ın şut başına xg'si 0,07'ydi. kimi örneklem havuzlarına göre değişkenlik göstermekle beraber 7 veya 8 şutta bir gol olduğunu biliyoruz. bu da bize bir eşik veriyor. yine analiz şirketlerinden şirketlere farklılık göstermekle beraber 0,12 ile 0,14 arası bir eşik xg değerimiz oluşuyor. bunun altındaki şutlara verimsiz şut deniyor. geçen yıl galatasaray yüksek xg'li pozisyonları gole çeviremeyen ancak düşük xg'li şutlardan da gol yiyen bir takımdı. bu size bir şey anlatmıyorsa (benim anladığımdan bambaşka bir şey olabilir bu) gözünüz kördür, yapacak bir şey yok. gördünüz mü, istatistik bir şey anlatmaz. bu bir veri ve sizin sorular sormanıza ve soruları cevaplamanıza yardımcı olur.
üst sıra xg ilişkisi ne peki? üst sıralara oynayan takımlar ekseriyetle toplam xg'lerinin 1,2 katı kadar gol atar. sebebi basit. elinizdeki havuzda her türlü beceriden adam var. ligler maddi farklar üzerinden kurgulanmış. yani şampiyon olacak takım haliyle çok daha para harcayabildiğinden ligin dibindeki takımdaki oyunculara kıyasla aynı zorluktaki pozisyonları gole çevirme ihtimalleri daha yüksek. ancak xg'nin havuzunda messiden tutun en alttaki oyuncuya kadar pozisyonlar kullanılıyor. bu sebepten ligin üst seviyelerine oynayan takımlar ekseriyetle ortalamanın üzerinde gol atma becerisine sahiptir.
fonksiyon istatistiklere gelelim şimdi. burası daha önemli. xg bize bir metrik veriyor ve bunun üzerinden bir anlatı yakalamamızı sağlıyor. ancak bu üzerine daha fazla istatistik yaratabileceğimiz bir istatistik. başka bir istatistikten örnek verelim. pas sayısına bakıyoruz ve bu bize yetersiz geliyor değil mi? yana veya baskıyı kırmak için geriye atılan bir pasın değeri ile boş alana oyuncunu taşımanı sağlayan pasın değeri aynı değil. yana atılan pas değersiz demek değil ama amaçları kategorisi bir değil. pas sayısı temel istatistiği üzerinden biz bölgelerdeki atılan pas sayılarını, rakip oyuncuyu geçen pas sayısını, akın başlatan pas sayısını ve benzerlerini çıkartıyoruz. xg'de de oluşan pozisyonu oluşturan diğer oyuncuların katkısı, pozisyon başına xg sayısı gibi ekstra üretilmiş kaynağını xg'den alan fonksiyon istatistikler. işte bunlara girince xg'yi okumanazı da daha verimli hale getiriyor.
gelelim asıl meseleye. neden xg hakkında daha az okuma görüyorsunuz burada? öncelikle yeterli maç sayısı yok. istatistik üzerine çalışmak için bir süre geçmesi gerekiyor. yarın öbür gün daha fazla maç oynandığında koşu mesafelerine, sprint sayılarına, xg'lere, şut başına xg'lere vs bakacağız ve yorum yapmaya başlayacağız. oyunu anlamaya çalışacağız. bakalım muslera geçen yıl gibi düşük xg'li pozisyonlardan çok mu gol yemiş ona bakacağız. yediğimiz gollerin veya pozisyonların hangi şekilde oluştuğuna bakıp geçen yıldan nasıl farklı olduğunu kontrol edeceğiz. ama daha bunun için zaman lazım ki veri toplansın. bunun dışında daha az bu konu hakkında yazı görmenizin çok temel bir sebebi var. (lütfen buraları kocaman harflerle okuyun) yordunuz bizi. vallahi de billahi de yordunuz. sadece bu konuda da değil. kişisel olarak ben hiç bir bakış açısının değişmemesinden çok yoruldum. bundan dolayı daha az yazıyorum ancak xg meselesi bambaşka bir şey. bakmayın bu yazıyı da yazmayacaktım ama dayanamadım yazdım. bin kere anlatıldı bin kere anlaşılmak istenmedi bu. istatistiğe, veriye karşı bir gurup var burada. artık sıkıcı bir hale geliyor ve kimse de bununla uğraşmak istemiyor.