603
futbolcu budur. iyi futbolcu budur. 19 ağustos 2022 ümraniyespor galatasaray maçı'nda defansif müdahalelerinin tamamı iyiydi bu zaten torreira'nın en öne çıkan özelliği. ama bazı fundamental özellikleri var ki bizim takımda fark yaratıyor. bizde takım arkadaşına zor top atmak meşhurdur. zor topu alan oyuncu da "zaten pas sert geldi, ben verimli kullanamasam da olur" diyerek herele gürele vurur topa. torreira zor topu baskı altında olsa dahi kontrol altına alıp düzgün biçimde ayağından çıkarmaya çalışıyor her zaman. bunu 19 ağustos 2022 ümraniyespor galatasaray maçı'nda birkaç kez yapamadı onlar da hakkaten saçma sapan paslardı.
sorumluluk almak deriz ya hep, sorumluluk almak biraz da böyle bir şey. arkadaşım pası kötü attı, ben sıçsam da haksız değilim demek yerine o topu verimli kullanmaya çalışmak sorumluluk almak. azımsanacak bir meziyet değil bu. aanholt, abdülkerim, oliveira'da bu gayret yok mesela. tabii kaliteyle de ilişkili bir durum bu, akbaba ne kadar gayret etse de ilk dokunuşu yapamıyor mesela. seferoviç de keza öyle. kerem hem ilk dokunuş kalitesizliği, hem de "pas kötü geldiyse iş benden çıktı aga" sorumsuzluğuyla bu işi beceremiyor mesela.
iyi oyun, ruhu olan oyun böyle oyuncularla oynanır. maç içinde anlık kararlar, anlık gayretler belirleyici olur. yunus'ta da bu var mesela. takım arkadaşı rezil bir pas atsa dahi yunus o toptan maksimum verimi alma gayretinde. mertens zaten kalitesiyle o verimi o çoğu zaman alıyor. bize gereken torreira gibi takımın çıkarına olan hareketi devamlı şekilde yapabilecek oyuncu grubunu bulmak.
satranç büyük ustalarından birinin bir lafı vardır. fischer mi, botvinnik mi hatırlamıyorum affola, kendisine "kaç hamle ileriyi görebiliyorsunuz" diye sorulduğunda "bir hamle" der, "ama en iyi hamleyi". aynı muhabbet işte, oyunu bize getirecek hareketi yapan adam torreira. kendisi gibi oyuncular ne kadar çok olursa galibiyete o kadar yakın oluruz.
sorumluluk almak deriz ya hep, sorumluluk almak biraz da böyle bir şey. arkadaşım pası kötü attı, ben sıçsam da haksız değilim demek yerine o topu verimli kullanmaya çalışmak sorumluluk almak. azımsanacak bir meziyet değil bu. aanholt, abdülkerim, oliveira'da bu gayret yok mesela. tabii kaliteyle de ilişkili bir durum bu, akbaba ne kadar gayret etse de ilk dokunuşu yapamıyor mesela. seferoviç de keza öyle. kerem hem ilk dokunuş kalitesizliği, hem de "pas kötü geldiyse iş benden çıktı aga" sorumsuzluğuyla bu işi beceremiyor mesela.
iyi oyun, ruhu olan oyun böyle oyuncularla oynanır. maç içinde anlık kararlar, anlık gayretler belirleyici olur. yunus'ta da bu var mesela. takım arkadaşı rezil bir pas atsa dahi yunus o toptan maksimum verimi alma gayretinde. mertens zaten kalitesiyle o verimi o çoğu zaman alıyor. bize gereken torreira gibi takımın çıkarına olan hareketi devamlı şekilde yapabilecek oyuncu grubunu bulmak.
satranç büyük ustalarından birinin bir lafı vardır. fischer mi, botvinnik mi hatırlamıyorum affola, kendisine "kaç hamle ileriyi görebiliyorsunuz" diye sorulduğunda "bir hamle" der, "ama en iyi hamleyi". aynı muhabbet işte, oyunu bize getirecek hareketi yapan adam torreira. kendisi gibi oyuncular ne kadar çok olursa galibiyete o kadar yakın oluruz.
