• 3
    askerde kollukçuydum. 2016 yılı. merkez komutanlığında 24 saat uyanık kalır, nöbete gidenleri uyandırır, silahlarını verir, sabah 7:30'da taburu toplar, (tabur=içtima*) çocuklara spor yaptırır, askerlik ile ilgili sorular sorar ve nöbetimi törenle diğer kollukçu arkadaşıma bırakırdım.

    erzurum'lu feridun vardı. törensel şeyleri çok sever, bir şey söylendiğinde devamlı bağırarak ''emret komutanım'' der ve gençliğe hitabeyi ezbere bilirdi. her tabur topladığımda, sonlara doğru feridun'un yanına gider:

    -asker.
    -emret komutanımmmmm.
    -gençliğe hitabe okunacak. dikkatttt!

    ve tüm herkes hazır ola geçerdi. feridun güzel bir türkçeyle, yüksek sesle gençliğe hitabeyi okurdu. komutanlığımız şehir içindeydi, hemen yanımızda bir ilkokul vardı. okul bahçesindeki çocuklar dikkat kesilir, yoldan geçen amcalar, teyzeler durur, gençliğe hitabeyi dinlerdi ve her defasında alkışlar, tebrikler, helal olsunlar... ağlayanlar bile oluyordu. artık bizim için bir ritüeldi bu ve komutanlarımız sağolsunlar, tek bir olumsuz şey bile söylemediler. isteseler yasaklayabilirlerdi.

    dramatize etmek istemiyorum. ama gerçek şu ki, bu topraklarda yok edilmek istenilen, yine de inatla direnen bir semboldür atatürk'ün gençliğe hitabesi. sözleri, söylenmek istenilen şey tam olarak anlaşılmasa bile.
App Store'dan indirin Google Play'den alın