3025
ilk geldiği zaman sözlükte herkes bir boşluktaydı.
takımın efsanesi gönderilmiş yerine adı sanı duyulmamış kendisini kanıtlamaya muhtaç biri getirilmiş.
bazı kesim keskin ve net şekilde kendisine tahammülsüz karşı çıkarken bir kesim de beklemek gerektiğini savundu.
ben ikinci kesimdeydim.
adamı tanımam etmem. bir gelsin başlasın ilk 3 maç hariç bekleyelim görelim kafasındaydım.
zaten geçmiş yazılarım hala duruyor. ofsayt diye düşüncemizi silecek değiliz sonuçta.
evet bekledik, izledik ve gördük.
hem de en az 2 ay bekledik. öyle 2 maç ile notunu vermedik.
torrent kötü dedikçe vurdular sırtımıza kayışı.
torrent birinci adam olamaz dedikçe vurdular kafamıza kasketi.
ancak gelinen noktada savunabilecek 1 bilemedin 2 kişi kaldı.
vardır kendilerine göre doğruları bir şey diyemeyiz.
ama görünen köy de uzakta değildir.
peki torrent neden kötü?
sezon boyunca yazdık ancak unutulmaması adına azıcık tekrara düşerek anlatalım.
bizden sonra bir takım çalıştırırsa belki taraftarları burayı okur da bir fikirleri olur.
torrent ilk olarak bana göre oyun okuyamıyor, müthiş derece de yanlış hamleler yapıyor ve maçı bir an olsun tutamıyor. benim açımdan ilk kıstas maç içi aksiyonlardır. hemen hemen her maç sınıfta kaldı torrent.
ikinci belirgin hatası oyunculara oynayamayacakları görevler veriyor. buna bağlı olarak çok belirgin şekilde oyun içi pozisyon hataları oluyor. sol bek bir oyun kurucu gibi içeri kat ederken arkasındaki boşluğu stoper ile doldurmaya çalışıp hala dörtlü düzen oynamaya çalışıyor. kaymaları yapamayan takım şok pres ile kalesinde pozisyon görüyor.
çok vahim ancak genç oyuncu kavramını bilmiyor. varsa yoksa tecrübeli adamları sahaya atıyor. ne verdiklerinden ziyade adamların isimlerinin altında eziliyor. otorite eksikliği oldukça fazla.
çok net üç hatasını söyleyebiliyorum.
bunlar da zaten benim için futbolun temelini oluşturuyor.
verdiğin taktik ile sahaya konulan oyun farklıysa demek ki senin düşünce yapın sıkıntılı.
bırak avrupa takımlarını asya hatta afrika kıtasında bile takım çalıştırması zor bence.
zaten gerekte kalmadı. dünyalığını alıp gidecek bizden.
saygılar burak elmas.
takımın efsanesi gönderilmiş yerine adı sanı duyulmamış kendisini kanıtlamaya muhtaç biri getirilmiş.
bazı kesim keskin ve net şekilde kendisine tahammülsüz karşı çıkarken bir kesim de beklemek gerektiğini savundu.
ben ikinci kesimdeydim.
adamı tanımam etmem. bir gelsin başlasın ilk 3 maç hariç bekleyelim görelim kafasındaydım.
zaten geçmiş yazılarım hala duruyor. ofsayt diye düşüncemizi silecek değiliz sonuçta.
evet bekledik, izledik ve gördük.
hem de en az 2 ay bekledik. öyle 2 maç ile notunu vermedik.
torrent kötü dedikçe vurdular sırtımıza kayışı.
torrent birinci adam olamaz dedikçe vurdular kafamıza kasketi.
ancak gelinen noktada savunabilecek 1 bilemedin 2 kişi kaldı.
vardır kendilerine göre doğruları bir şey diyemeyiz.
ama görünen köy de uzakta değildir.
peki torrent neden kötü?
sezon boyunca yazdık ancak unutulmaması adına azıcık tekrara düşerek anlatalım.
bizden sonra bir takım çalıştırırsa belki taraftarları burayı okur da bir fikirleri olur.
torrent ilk olarak bana göre oyun okuyamıyor, müthiş derece de yanlış hamleler yapıyor ve maçı bir an olsun tutamıyor. benim açımdan ilk kıstas maç içi aksiyonlardır. hemen hemen her maç sınıfta kaldı torrent.
ikinci belirgin hatası oyunculara oynayamayacakları görevler veriyor. buna bağlı olarak çok belirgin şekilde oyun içi pozisyon hataları oluyor. sol bek bir oyun kurucu gibi içeri kat ederken arkasındaki boşluğu stoper ile doldurmaya çalışıp hala dörtlü düzen oynamaya çalışıyor. kaymaları yapamayan takım şok pres ile kalesinde pozisyon görüyor.
çok vahim ancak genç oyuncu kavramını bilmiyor. varsa yoksa tecrübeli adamları sahaya atıyor. ne verdiklerinden ziyade adamların isimlerinin altında eziliyor. otorite eksikliği oldukça fazla.
çok net üç hatasını söyleyebiliyorum.
bunlar da zaten benim için futbolun temelini oluşturuyor.
verdiğin taktik ile sahaya konulan oyun farklıysa demek ki senin düşünce yapın sıkıntılı.
bırak avrupa takımlarını asya hatta afrika kıtasında bile takım çalıştırması zor bence.
zaten gerekte kalmadı. dünyalığını alıp gidecek bizden.
saygılar burak elmas.