34
öncelikle geçmiş olsun. bir doktor olarak bu konuda birkaç kelam etmeye hakkım olduğunu düşünerek konuya giriyorum. vakti olanin okumasini isterim, ne kadar kotu bir sistemde oldugumuzu hepimiz gorelim diye.
ülkede önce adalet sistemini bitirdiler, sonra polisi askeri, sonra eğitim sistemini ve sira simdi 10 yildir altini milim milim oydukları saglik sistemine geldi.
suriye sinirinda bir ilcede uzman hekimim. hastalarimin %40'i turkce bile bilmiyor. her gun ortalama 120 hasta bakiyorum. bakin bu bir dramdır. hasta icin de doktor icin de.
peki devlette bir doktorun gunu nasil geciyor acaba? sabah mesai 08.00'da basladiginda once yatan hastalarinin vizitlerini yapar onlarin pansuman, bilgilendirme ve kucuk girisimsel islerini halledersin. saat 09.00 gibi poliklinik baslar. aksam 16.00'da poliklinik biter ve yine servise gider vizitini yapar yatan hastalarla ilgilenir 17.00 civari isten cikarsin. cikis saati yalan olmasin bazen 20 25 dk erken olabiliyor. ancak saat 16.00da laboratuvarlar numune alimina kapandigi icin aktif mesai 16.00da bitiyor. yani gunde 5 saat 30 dakika aktif poliklinik hizmeti veriyoruz. toplam 330 dakika. ben gunde ortalama 120 hasta goruyorum, hadi sizin icin hesabi 110 ustunden yapayim da kolay bolunsun. hasta basina 3 dakika dusuyor arkadaslar sadece 3.
hasta basina 3 dakika. dusunebiliyor musunuz? ben sizi dinleyecegim, muayane yapacagim, tetkiklerin girisini yapacagim ve vakit kaybetmeden siradaki hastaya yetisecegim. sadece 3 dakika. bu arada acile bir hasta gelirse acile gidecegim, acil ameliyat cikarsa ona kosacagim, diger yatakli servislerde bir ihtiyac olursa konsultasyona gidecegim.
bu yogunlugun icerisinde birseylerin atlanmasi kadar dogal birsey yok ne yazikki. bir hata/komplikasyon oldugu zaman bir dava oldugunda benim poliklinikte sadece 3 dakikalik incelemede verdigim kararin dogrulugunu/yanlisligini hakim ve bilir kisi heyeti gunlerce inceliyor. benim 3 dakikada verdigim karar heyet tarafindan aylarca incelenip ancak karara varilabiliyor:) halbuki ben 4. dakikaya gecsem kapida bir baska hasta yumruklariyla yavas oldugumu bana hatirlatiyor. ne guzel, hizli olmak zorunda olan ben, hataya zorlanilan ben, bundan yargilanan yine ben.
alet edevatlarin gelismemisligine girmiyorum bile. ameliyat yaptigim bazi cerrahi aletlerin kameraya verdikleri goruntuyu gorseniz burada birakin ameliyat olmayi hastanenin onunden gecmezsiniz. ama bu sinir ilcesinin fakir halki benzinin litresi 25'e dayanmisken hic bir yere gidemedigi icin mecbur bu sartlarda ameliyatlarini yapiyorum. yalan yok 20 gun once yeni aletler alabildik, ama 6 aydir anlattigim sekilde kor topal yapiyordum. ve en ufak bir sorunda hastanin ailesi terslenmeye basliyordu. kendime kufredip bir daha ameliyat yapmayacagim dedikten sonra ertesi gun bir baska hastaya kiyamayip yine ayni boktan aletle ameliyatimi yapiyordum. bu ameliyatlar sirasinda yasadigim stresi bir ben bilirim.
simdi bakiyorum, hastalar hakli. yazik insanlar perisan, saglik hizmeti almak istiyor. tamam. ama peki ben ne olacagim? bu tempoda ne kadar saglikli dusunebilirim, ne kadar saglikli karar verebilirim, ne kadar hayata dair pozitif olabilirim? bu tempoda insanlara nasil yardimci olabilirim?
bizler 3 dakikada insanlarin hayatlarina dair ölüm/kalim kararlari vermek durumunda birakildikca enerjimiz tukeniyor. hevesimiz kiriliyor. bu durum zorunlu hizmetini bitiren herkesin kacmaya calismasina neden oluyor. nispeten yabanci dili iyi olanlar yurtdisina, bilgi birikimi ve cerrahi kalbiliyeti olanlar ozele gidiyor. meslegiyle alakasi daha az olanlar da devlette kalip sizlere bakiyor. her meslekte oldugu gibi isini kotu yapanlar var tabiki. ıste onlar hicbiryere gidemedigi icin devlette size omur boyu saglik hizmeti verecekler. sistemin kotulugu yuzunden kacirilan doktorlar emin olun ozelde rahat edecekler, yine paralarini kazanacaklar. peki siz ne olacaksiniz? 3 dakikanin altinda muayene edilecek, alet eksikligi nedeniyle basarisiz cerrahilere konu olacak ve komplikasyon orani yuksek hekimlere tedavi olmak zorunda kalacaksiniz. halbuki sistem bizi tuketmeseydi, yonetenler bizi kacirmasaydi boyle olmazdi. muhtemelen njtrat kardesim hangi devlet hastanesine gitse yogunluktan bikmis gergin doktor tarafindan hatali muameleye maruz kalmis. doktor kardeslerimiz hata etmisler kirici olarak. ama emin olun hic bir doktor hastasina hakaret etmek terslemek istemez. ne yazikki gunde 120 kisiyle muhatap olurken surekli gergin calismak zorunda birakiliyorsunuz. o kadar kotu birsey ki, yasamayan hayal dahi edemez.
ben de biktim artik. daha 6 ay olmasina ragmen icinde bulundugumuz durum beni de bitirdi. artik hastalara her hastalik icin antibiyotik gerekmedigini anlatmaktan, her ilacin 1000mg olmadigini, bazen cok daha dusuk dozlu bir baska ilacin daha iyi olabilecegini anlatmaktan, asla gerektirmedigi halde istirahat raporu isteyenlerden, alt bezi isteyip gerekmedigini soyledigimde kavga cikaranlardan, sira almadan geldigi halde yardimci olup baktigim ama sonuclari icin vakit kalmayinca bakamadigim hastanin sanki ben iyilik yapmamisim gibi olay cikarmasindan, hepsinden biktim. bunlar oldukca korkuyorum gunun birinde ben de insan tersleyecek miyim acaba diye. cunku bu muameleye karsi normal bir psikolojide kalmak imkansiz. muhtemelen zorunlu surem dolunca ben de birakir giderim bir ozel hastaneye.
oyle bir sistemdeyiz ki hastalar tukenmis hekimler tuketilmis. bu kisir dongu icinde herkes zarar goruyor ve mutlu olan kimse yok.
nitrat kardesim tekrar gecmis olsun. ben seni ve dertlerini cok iyi anliyorum. umarim en kisa zamanda iyi olursun. ama bu yonetim devam ettikce bu saglik sistemi giderek kotu olacak. bunlar daha iyi gunlerimiz. ne yazikki...
ülkede önce adalet sistemini bitirdiler, sonra polisi askeri, sonra eğitim sistemini ve sira simdi 10 yildir altini milim milim oydukları saglik sistemine geldi.
suriye sinirinda bir ilcede uzman hekimim. hastalarimin %40'i turkce bile bilmiyor. her gun ortalama 120 hasta bakiyorum. bakin bu bir dramdır. hasta icin de doktor icin de.
peki devlette bir doktorun gunu nasil geciyor acaba? sabah mesai 08.00'da basladiginda once yatan hastalarinin vizitlerini yapar onlarin pansuman, bilgilendirme ve kucuk girisimsel islerini halledersin. saat 09.00 gibi poliklinik baslar. aksam 16.00'da poliklinik biter ve yine servise gider vizitini yapar yatan hastalarla ilgilenir 17.00 civari isten cikarsin. cikis saati yalan olmasin bazen 20 25 dk erken olabiliyor. ancak saat 16.00da laboratuvarlar numune alimina kapandigi icin aktif mesai 16.00da bitiyor. yani gunde 5 saat 30 dakika aktif poliklinik hizmeti veriyoruz. toplam 330 dakika. ben gunde ortalama 120 hasta goruyorum, hadi sizin icin hesabi 110 ustunden yapayim da kolay bolunsun. hasta basina 3 dakika dusuyor arkadaslar sadece 3.
hasta basina 3 dakika. dusunebiliyor musunuz? ben sizi dinleyecegim, muayane yapacagim, tetkiklerin girisini yapacagim ve vakit kaybetmeden siradaki hastaya yetisecegim. sadece 3 dakika. bu arada acile bir hasta gelirse acile gidecegim, acil ameliyat cikarsa ona kosacagim, diger yatakli servislerde bir ihtiyac olursa konsultasyona gidecegim.
bu yogunlugun icerisinde birseylerin atlanmasi kadar dogal birsey yok ne yazikki. bir hata/komplikasyon oldugu zaman bir dava oldugunda benim poliklinikte sadece 3 dakikalik incelemede verdigim kararin dogrulugunu/yanlisligini hakim ve bilir kisi heyeti gunlerce inceliyor. benim 3 dakikada verdigim karar heyet tarafindan aylarca incelenip ancak karara varilabiliyor:) halbuki ben 4. dakikaya gecsem kapida bir baska hasta yumruklariyla yavas oldugumu bana hatirlatiyor. ne guzel, hizli olmak zorunda olan ben, hataya zorlanilan ben, bundan yargilanan yine ben.
alet edevatlarin gelismemisligine girmiyorum bile. ameliyat yaptigim bazi cerrahi aletlerin kameraya verdikleri goruntuyu gorseniz burada birakin ameliyat olmayi hastanenin onunden gecmezsiniz. ama bu sinir ilcesinin fakir halki benzinin litresi 25'e dayanmisken hic bir yere gidemedigi icin mecbur bu sartlarda ameliyatlarini yapiyorum. yalan yok 20 gun once yeni aletler alabildik, ama 6 aydir anlattigim sekilde kor topal yapiyordum. ve en ufak bir sorunda hastanin ailesi terslenmeye basliyordu. kendime kufredip bir daha ameliyat yapmayacagim dedikten sonra ertesi gun bir baska hastaya kiyamayip yine ayni boktan aletle ameliyatimi yapiyordum. bu ameliyatlar sirasinda yasadigim stresi bir ben bilirim.
simdi bakiyorum, hastalar hakli. yazik insanlar perisan, saglik hizmeti almak istiyor. tamam. ama peki ben ne olacagim? bu tempoda ne kadar saglikli dusunebilirim, ne kadar saglikli karar verebilirim, ne kadar hayata dair pozitif olabilirim? bu tempoda insanlara nasil yardimci olabilirim?
bizler 3 dakikada insanlarin hayatlarina dair ölüm/kalim kararlari vermek durumunda birakildikca enerjimiz tukeniyor. hevesimiz kiriliyor. bu durum zorunlu hizmetini bitiren herkesin kacmaya calismasina neden oluyor. nispeten yabanci dili iyi olanlar yurtdisina, bilgi birikimi ve cerrahi kalbiliyeti olanlar ozele gidiyor. meslegiyle alakasi daha az olanlar da devlette kalip sizlere bakiyor. her meslekte oldugu gibi isini kotu yapanlar var tabiki. ıste onlar hicbiryere gidemedigi icin devlette size omur boyu saglik hizmeti verecekler. sistemin kotulugu yuzunden kacirilan doktorlar emin olun ozelde rahat edecekler, yine paralarini kazanacaklar. peki siz ne olacaksiniz? 3 dakikanin altinda muayene edilecek, alet eksikligi nedeniyle basarisiz cerrahilere konu olacak ve komplikasyon orani yuksek hekimlere tedavi olmak zorunda kalacaksiniz. halbuki sistem bizi tuketmeseydi, yonetenler bizi kacirmasaydi boyle olmazdi. muhtemelen njtrat kardesim hangi devlet hastanesine gitse yogunluktan bikmis gergin doktor tarafindan hatali muameleye maruz kalmis. doktor kardeslerimiz hata etmisler kirici olarak. ama emin olun hic bir doktor hastasina hakaret etmek terslemek istemez. ne yazikki gunde 120 kisiyle muhatap olurken surekli gergin calismak zorunda birakiliyorsunuz. o kadar kotu birsey ki, yasamayan hayal dahi edemez.
ben de biktim artik. daha 6 ay olmasina ragmen icinde bulundugumuz durum beni de bitirdi. artik hastalara her hastalik icin antibiyotik gerekmedigini anlatmaktan, her ilacin 1000mg olmadigini, bazen cok daha dusuk dozlu bir baska ilacin daha iyi olabilecegini anlatmaktan, asla gerektirmedigi halde istirahat raporu isteyenlerden, alt bezi isteyip gerekmedigini soyledigimde kavga cikaranlardan, sira almadan geldigi halde yardimci olup baktigim ama sonuclari icin vakit kalmayinca bakamadigim hastanin sanki ben iyilik yapmamisim gibi olay cikarmasindan, hepsinden biktim. bunlar oldukca korkuyorum gunun birinde ben de insan tersleyecek miyim acaba diye. cunku bu muameleye karsi normal bir psikolojide kalmak imkansiz. muhtemelen zorunlu surem dolunca ben de birakir giderim bir ozel hastaneye.
oyle bir sistemdeyiz ki hastalar tukenmis hekimler tuketilmis. bu kisir dongu icinde herkes zarar goruyor ve mutlu olan kimse yok.
nitrat kardesim tekrar gecmis olsun. ben seni ve dertlerini cok iyi anliyorum. umarim en kisa zamanda iyi olursun. ama bu yonetim devam ettikce bu saglik sistemi giderek kotu olacak. bunlar daha iyi gunlerimiz. ne yazikki...