85
takip edenler farkındadır, maç yazılarını artık bitirdim ben bu sezonluk, yazmıyorum.
bu da aslında bir maç yazısı olmayacak, ben sadece bazı durumlardan bahsedeceğim:
şimdi, öncelikle maç önünde domenec torrent'in açıklamalarından bir cümle alacağım. diyor ki domenec;
--- alıntı ---
"türkiye'de hep motivasyondan konuşuluyor, hiç taktikten konuşulmuyor. bu ilginç. galatasaray'ın teknik direktörü için de oyuncusu için de motivasyonun içinden geliyor olması lazım."
--- alıntı ---
ben nacizane sürekli taktik, teknik, saha içi konuşmaya çalışan birisiyim özellikle maç yazılarımda. çünkü nacizane anladığım bir alan, çünkü sevdiğim bir şey, çünkü futbolun futbol olarak kalmasını isteyen herkesin yapması gereken bu.
ben maç yazılarını neden bıraktım peki biliyor musunuz sayın torrent? çünkü taktiksel olarak bir şey vermiyorsunuz. sizin oynattığınız oyunda taktiksel olarak ne konuşulacak bir şey var, ne de konuşmayı isteyeceğim bir durum.
ama öncelikle taktik konuşacaksak, taktiğe uygun oyuncu seçimini de konuşmamız gerekecek.
1 - neden erick pulgar değil de taylan ile başladın bu maça? pulgar 2 maçtır son derece iyi bir görüntü çiziyor, toparlamış bir çizgide devam eden oyuncumuz. tamam, kiralık ve ay sonunda geri dönecek bizim oyuncumuz değil ama alacağımız puanlar bizim, değil mi? zaten rezil olmuş bir sezonda bir 3 puan daha haneye eklemek çok zor olmasa gerek?
2 - ryan babel'in elinde ne gibi bir kasediniz var acaba? ama kerem aktürkoğlu ile maç içerisinde yerini değiştirip durup en sonunda kerem 80'de çıkarken babel'e bir 9 dakika daha neden ve nasıl tahammül ettiniz acaba böyle bir kaset yoksa? babel'in geldiği 1. günden beridir ben şunu savunuyorum: kanat oyuncusu bu ligde süratli ve teknik olmak zorunda! kanat oyuncusu durağan olursa, kanat oyuncusu aldığı topta beklerse, kanat oyuncusu rakibi kovalamazsa bu ligde hiç bir şey yapamazsınız. hele ki sizin bildiğinizi iddia ettiğiniz possesion'da.
3 - alpaslan yerine ışık kaan oynasa ne kaybederdik? alpaslan evet bu maç özelinde iyi bir maç çıkardı, ama bizim gelecek için en önemli planımız "oyuncu yetiştirmek" olmak zorundayken siz oyuncu yetiştirmenin aksine, yetişmiş hatta olmayacak oyuncular ile bir şeyin inşasının peşindesiniz. açık söyleyeyim, kerem 80'de babel 89'da çıkarken ben ikisinden birisinin yerine arda turan'ı sahaya atmanızı beklemiştim ama yanılmışım, barış alper yılmaz'ı 89'da sahaya atıp 5 (beş) dakika kullanmak bile şaşırttı beni, bu kadar eski - içi geçmiş - bitmiş oyunculara sarılıyorsunuz siz.
gelelim taktiğe ve buna bağlı istatistiklere:
başakşehir'e karşı bildiğinizi iddia ettiğiniz possesion'a göre rakipten daha düşük topa sahip olma istatistiğine sahibiz, rakipten daha düşük isabetli pas yapmışız, rakip sahadaki isabetli pasta rakip bizden %8'lik bir fark ile önde, sadece 3 korner atabilmişiz, rakibimiz 21 şut çekerken biz yarısı kadar diyebileceğimiz bir sayı ile 11 şut çekmişiz, rakibin 10 şutu isabetli iken bizim isabetli şutumuz yarısı kadar bile çıkmadan 4'te kalmış.
neyini konuşayım ben bunun? hangi taktiği nasıl konuşmamı istiyorsunuz senor dome?
10 dakika oli'nin, 5 dakika barış'ın, oyundan çıkan kerem'in, babel dönmediği için trezeguet ile yalnız başına mücadele etmeye çalışan ve bunun için eleştirilen sasha'nın morali - motivasyonu - kendisini futbola vermesi mi benim için daha önemli sizce, yoksa babel gibi bir gereksiz ile 89 dakika ne yaptığınızı anlamadığım futbolunuz - taktiğiniz mi?
ne yapmaya çalıştığınızı bilmiyorum ama ne yapmaya çalışmadığınız ortada. mostafa beşiktaş maçında beşiktaş'ı yıkan adam olmuş mesela, bu maça kadar 11 çıkmadı, o çocuğun morali motivasyonu benim için sizin kurmaya çalıştığınız anlamı olmayan saçma taktiğinizden daha önemlidir.
ben bu çocukları herkese karşı savundum, onları buraya getirip burada basının önünde akşam simidi gibi yemeye çalışan kulübün en büyük efsanelerinden birisi fatih terim ve onun yancısı bu kulüpte kaptanlık bile yapmış selçuk inan'a karşı bile. çünkü bu çocuklar önemli, bu çocuklarla biz geleceği kuracağız. 3 gün sonra burada olmayacak 35'lik babel ile değil. her zaman bunu savundum. bu çocuklar oynamalı, bu çocukların kendine güveni yerine gelmeli, bu çocukların motivasyonu düzelmeli. hep bunu savundum cansiperane bir şekilde, sizden bunu anlamanızı buna bir anlam yüklemenizi bekliyor değilim, zaten bunu anlayabilecek bir insan bugüne kadar bırakıp köyüne dönmüş olurdu.
anladınız mı şimdi neden taktik değil de neden oyuncuların motivasyonu senor?
taktik konuşmamızı istiyorsanız, taktiksel olarak bize bir şey gösterin. gösteremiyorsanız -ki çok belli- uğraşmayın ve gidin!
bu da aslında bir maç yazısı olmayacak, ben sadece bazı durumlardan bahsedeceğim:
şimdi, öncelikle maç önünde domenec torrent'in açıklamalarından bir cümle alacağım. diyor ki domenec;
--- alıntı ---
"türkiye'de hep motivasyondan konuşuluyor, hiç taktikten konuşulmuyor. bu ilginç. galatasaray'ın teknik direktörü için de oyuncusu için de motivasyonun içinden geliyor olması lazım."
--- alıntı ---
ben nacizane sürekli taktik, teknik, saha içi konuşmaya çalışan birisiyim özellikle maç yazılarımda. çünkü nacizane anladığım bir alan, çünkü sevdiğim bir şey, çünkü futbolun futbol olarak kalmasını isteyen herkesin yapması gereken bu.
ben maç yazılarını neden bıraktım peki biliyor musunuz sayın torrent? çünkü taktiksel olarak bir şey vermiyorsunuz. sizin oynattığınız oyunda taktiksel olarak ne konuşulacak bir şey var, ne de konuşmayı isteyeceğim bir durum.
ama öncelikle taktik konuşacaksak, taktiğe uygun oyuncu seçimini de konuşmamız gerekecek.
1 - neden erick pulgar değil de taylan ile başladın bu maça? pulgar 2 maçtır son derece iyi bir görüntü çiziyor, toparlamış bir çizgide devam eden oyuncumuz. tamam, kiralık ve ay sonunda geri dönecek bizim oyuncumuz değil ama alacağımız puanlar bizim, değil mi? zaten rezil olmuş bir sezonda bir 3 puan daha haneye eklemek çok zor olmasa gerek?
2 - ryan babel'in elinde ne gibi bir kasediniz var acaba? ama kerem aktürkoğlu ile maç içerisinde yerini değiştirip durup en sonunda kerem 80'de çıkarken babel'e bir 9 dakika daha neden ve nasıl tahammül ettiniz acaba böyle bir kaset yoksa? babel'in geldiği 1. günden beridir ben şunu savunuyorum: kanat oyuncusu bu ligde süratli ve teknik olmak zorunda! kanat oyuncusu durağan olursa, kanat oyuncusu aldığı topta beklerse, kanat oyuncusu rakibi kovalamazsa bu ligde hiç bir şey yapamazsınız. hele ki sizin bildiğinizi iddia ettiğiniz possesion'da.
3 - alpaslan yerine ışık kaan oynasa ne kaybederdik? alpaslan evet bu maç özelinde iyi bir maç çıkardı, ama bizim gelecek için en önemli planımız "oyuncu yetiştirmek" olmak zorundayken siz oyuncu yetiştirmenin aksine, yetişmiş hatta olmayacak oyuncular ile bir şeyin inşasının peşindesiniz. açık söyleyeyim, kerem 80'de babel 89'da çıkarken ben ikisinden birisinin yerine arda turan'ı sahaya atmanızı beklemiştim ama yanılmışım, barış alper yılmaz'ı 89'da sahaya atıp 5 (beş) dakika kullanmak bile şaşırttı beni, bu kadar eski - içi geçmiş - bitmiş oyunculara sarılıyorsunuz siz.
gelelim taktiğe ve buna bağlı istatistiklere:
başakşehir'e karşı bildiğinizi iddia ettiğiniz possesion'a göre rakipten daha düşük topa sahip olma istatistiğine sahibiz, rakipten daha düşük isabetli pas yapmışız, rakip sahadaki isabetli pasta rakip bizden %8'lik bir fark ile önde, sadece 3 korner atabilmişiz, rakibimiz 21 şut çekerken biz yarısı kadar diyebileceğimiz bir sayı ile 11 şut çekmişiz, rakibin 10 şutu isabetli iken bizim isabetli şutumuz yarısı kadar bile çıkmadan 4'te kalmış.
neyini konuşayım ben bunun? hangi taktiği nasıl konuşmamı istiyorsunuz senor dome?
10 dakika oli'nin, 5 dakika barış'ın, oyundan çıkan kerem'in, babel dönmediği için trezeguet ile yalnız başına mücadele etmeye çalışan ve bunun için eleştirilen sasha'nın morali - motivasyonu - kendisini futbola vermesi mi benim için daha önemli sizce, yoksa babel gibi bir gereksiz ile 89 dakika ne yaptığınızı anlamadığım futbolunuz - taktiğiniz mi?
ne yapmaya çalıştığınızı bilmiyorum ama ne yapmaya çalışmadığınız ortada. mostafa beşiktaş maçında beşiktaş'ı yıkan adam olmuş mesela, bu maça kadar 11 çıkmadı, o çocuğun morali motivasyonu benim için sizin kurmaya çalıştığınız anlamı olmayan saçma taktiğinizden daha önemlidir.
ben bu çocukları herkese karşı savundum, onları buraya getirip burada basının önünde akşam simidi gibi yemeye çalışan kulübün en büyük efsanelerinden birisi fatih terim ve onun yancısı bu kulüpte kaptanlık bile yapmış selçuk inan'a karşı bile. çünkü bu çocuklar önemli, bu çocuklarla biz geleceği kuracağız. 3 gün sonra burada olmayacak 35'lik babel ile değil. her zaman bunu savundum. bu çocuklar oynamalı, bu çocukların kendine güveni yerine gelmeli, bu çocukların motivasyonu düzelmeli. hep bunu savundum cansiperane bir şekilde, sizden bunu anlamanızı buna bir anlam yüklemenizi bekliyor değilim, zaten bunu anlayabilecek bir insan bugüne kadar bırakıp köyüne dönmüş olurdu.
anladınız mı şimdi neden taktik değil de neden oyuncuların motivasyonu senor?
taktik konuşmamızı istiyorsanız, taktiksel olarak bize bir şey gösterin. gösteremiyorsanız -ki çok belli- uğraşmayın ve gidin!