24
kazandığımız takdirde 5. ile aramızda en iyi ihtimalle 3, en kötü ihtimalle 5 puan kalacak. alanya'nın fikstürüne baktığımızda daha kolay gözükse de form grafikleri kötü, gaziantep ve adana demirspor maçlarında puan kaybedeceklerini düşünüyorum. beşiktaş'ın fikstürü zaten bizden daha zor ve kayseri maçını kazansalar bile 4 puan fark açabilecekler. iki takım kaybettiğindeyse karagümrük'le 2 puan fark kalıyor ve ikili averaj bizde.
bu maçları kazanırız kaybederiz, 5. ya da 15. bitiririz orasını göreceğiz fakat bu şartlar ve olasılıklar içindeyken pragmatist kadrolarla maça çıkmaya "torrent kariyeri için puan toplamaya çalışıyor" demek en iyi niyetlisi için bile birilerinin dolduruşuna geliyor demektir. kaldı ki galibiyet primine ihtiyaç olduğu da biliniyor.
şu anda fenerbahçe - arda güler ya da beşiktaş - emirhan ilkhan örnekleri veriliyor, fakat gözden kaçırılan şeyler olduğunu düşünüyorum. fenerbahçe arda güler'den önce form grafiğini düzeltmeye başlamış ve üstüne üstlük arda güler'in girdiği her maç ondan skor katkısı almıştı. bizde ise bırakın hamza akman ya da diğerlerini, morutan ya da barış'ın girdiği hiçbir maçta torrent onlardan verim alamadı. bu durum torrent ve ekibinin yanlış motivasyon ve taktik uygulamaları yüzünden olabilir, fakat kalan son 4 maç üzerinden bu durumun ısrarını şımarıklık ve hayal dünyasında yaşamak olarak yorumluyorum. bu adamlar messi de olsa iniesta da olsa torrent bunları oynatamıyor ve önümüzde kazanılması gereken 4 maç varken de oynatmak istememesi çok doğal. burada eleştirilmesi gereken neden oynatmıyor değil, neden oynatamıyor olmalı ve bu tartışmanın yapıcı sonucu son 4 maç için değil gelecek sezon için verilmelidir.
kötü oyun veya kötü skorları ilk defa görmüyoruz. bu kadar kötü geçen sezon da ilk olmuyor. fakat birilerinin cezalandırılması sezon içinde olunca sadece ekonomik zarar yaratıyor. skibbe, rijkaard ya da hamza hamzaoğlu sezon ortasında ayrıldığında hiçbir sorun çözülmedi, tıpkı fatih terim bu sezon ayrıldığında olduğu gibi. bu şartlarda ilk haftasından son haftasına torrent'in istifasını istemek, başaramayınca da saçma sapan her noktadan eleştirmeye çalışmak (mesela maçları kazanacağını düşündüğü kadrolarla çıkması gibi) maalesef şımarıklıktan başka bir şey değil.
bu maçları kazanırız kaybederiz, 5. ya da 15. bitiririz orasını göreceğiz fakat bu şartlar ve olasılıklar içindeyken pragmatist kadrolarla maça çıkmaya "torrent kariyeri için puan toplamaya çalışıyor" demek en iyi niyetlisi için bile birilerinin dolduruşuna geliyor demektir. kaldı ki galibiyet primine ihtiyaç olduğu da biliniyor.
şu anda fenerbahçe - arda güler ya da beşiktaş - emirhan ilkhan örnekleri veriliyor, fakat gözden kaçırılan şeyler olduğunu düşünüyorum. fenerbahçe arda güler'den önce form grafiğini düzeltmeye başlamış ve üstüne üstlük arda güler'in girdiği her maç ondan skor katkısı almıştı. bizde ise bırakın hamza akman ya da diğerlerini, morutan ya da barış'ın girdiği hiçbir maçta torrent onlardan verim alamadı. bu durum torrent ve ekibinin yanlış motivasyon ve taktik uygulamaları yüzünden olabilir, fakat kalan son 4 maç üzerinden bu durumun ısrarını şımarıklık ve hayal dünyasında yaşamak olarak yorumluyorum. bu adamlar messi de olsa iniesta da olsa torrent bunları oynatamıyor ve önümüzde kazanılması gereken 4 maç varken de oynatmak istememesi çok doğal. burada eleştirilmesi gereken neden oynatmıyor değil, neden oynatamıyor olmalı ve bu tartışmanın yapıcı sonucu son 4 maç için değil gelecek sezon için verilmelidir.
kötü oyun veya kötü skorları ilk defa görmüyoruz. bu kadar kötü geçen sezon da ilk olmuyor. fakat birilerinin cezalandırılması sezon içinde olunca sadece ekonomik zarar yaratıyor. skibbe, rijkaard ya da hamza hamzaoğlu sezon ortasında ayrıldığında hiçbir sorun çözülmedi, tıpkı fatih terim bu sezon ayrıldığında olduğu gibi. bu şartlarda ilk haftasından son haftasına torrent'in istifasını istemek, başaramayınca da saçma sapan her noktadan eleştirmeye çalışmak (mesela maçları kazanacağını düşündüğü kadrolarla çıkması gibi) maalesef şımarıklıktan başka bir şey değil.